YıIIardır sürüp giden bir pay aIma çabası, Topu topu bir diIim kuru ekmek kavgası, Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna, Kimi tatIı peşinde kimininse tuzu yok. (Barış Manço)   2 Ocak 1943 İstanbul O gün birçok kişi için sıradan bir kış günüydü Üsküdar’da. Türk sanat müziği hocası, Rikkat Hanım ve Yazar Hakkı Manço çiftinin ikinci çocukları Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço geldi dünyaya. Kim derdi ki o bebek büyüyecek 19. Yüzyılın sonlarına kadar 7’den 77’ye tüm ülkenin değeri olacak… * Geçenlerde bir sosyal paylaşım sitesinde bir fotoğrafa rastladım. O kadar şaşırdım ki! O fotoğraf, çocukken canlı canlı yanı başından hayranlıkla izlediğim bir Barış Manço konser fotoğrafıydı. O zamanlar Sultanhisar Festivali (Portakal Bayramı) halk konserleri, Nysa Antik Kenti’nde yapılıyordu. Ben de antik kente saatler öncesinden gitmiş, sahnenin hemen yanı başında yerimi almıştım. Başımda gazeteden yapılmış bir şapka, bir cebimde fıstık, bir cebimde daha olgunlaşmamış eriklerle beklemeye başladım. Sunuculuğu Halit Kıvanç yapıyordu. Bembeyaz kaftanı, simsiyah uzun saçları ve uzun bıyıklarıyla çıkageldi Barış… Sohbet ediyor, şarkılar söyleyip Anadolu insanını mest ediyordu koca yürekli adam. O gün ona olan hayranlığım daha da artmıştı. Ben de artık birçok yaşıtım gibi, her Barış Manço şarkısını ezberliyor, televizyon programlarını hiç kaçırmıyordum. Biz, seninle büyüdük Barış Abi, Sen yıllarca, sadece evlatlarına babalık etmedin, herkesin eğitimli bir babası, bir öğretmeni, bir gelişim uzmanı gibiydin. Hakkın ödenmez Barış Abi…  * Hiç unutmuyorum, yağmurlu bir Şubat günüydü senin ölüm haberini aldığımda. Yağmura karışan gözyaşlarımla yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm. Ailemden birini yitirmiştim, canımdan can kopmuştu sanki. Hani derdin ya ‘Kara Haber Tez Duyulur’ diye. Kara haberinle üzüldü tüm ülke.  On binler yürüdü cenazende, hüzünle, sevginle. Ali Kırca özel bir program yapmıştı o gece. Bir izleyici yıllar önce Barış Manço’nun ‘Adam Olacak Çocuk’ programına katılmış. Ali Kırca’ya bir mesaj yazıyor. ‘Adam olacak çocuktum, büyüdüm adam oldum. Bir de oğlum oldu, adını Barış koydum.’ * Bizler bu günün büyükleri, sana çok şey borçluyuz. Bizlere diş fırçalamayı, ıspanak yemeyi, arabanın arkasına oturmayı, yaşlılara hürmet etmeyi, yalanın çok kötü bir şey olduğunu öğrettin. Teşekkürler Uzun Saçlı Dev Adam. Bizler de çocuklarımızı seninle ve senin şarkılarınla büyütüyoruz. Her bayram sabahı ‘Bugün Bayram Erken Kalkın Çocuklar’ şarkınla uyanıyor çocuklar. Arkadaşımız eşşek, artık çocuklarımızın da arkadaşı. Babaanne hala süper, Mehmet Ağa sarı çizmelerini giyiyor Barış Abi.. Ali yazıyor, Veli bozuyor, Halil İbrahim sofrasında şükrediyoruz yine. Kol düğmeleri, aynalı kemer, halhal… Yattığın yerde rahat uyu, Barış Abi. Gesi Bağlarında, güller hala pes pembe… Gözlerde yaş, kalplerde sızı, unutmadık seni. İyi ki vardın hayatımızda, iyi ki olmaya devam ediyorsun. Bugün senin doğum günün. İyi ki doğdun Barış Abi Öldüğün tarihi unutalım gitsin Zaten sen bizde hiç ölmedin ki.