İşkence çekmeye devam ediyoruz... Top oynamaya çalışıyoruz, futbol oynayamıyoruz. İki takımı tek tek baktığımızda, kalite farkı var ancak, iki takım için maçı kazanacak oyun ruhu yoktu. Ruh olayında rakip takım bizden daha iyi gibiydi. İlk 45 dakika boyunca kaç pozisyona girdik diyeceğim, parmakla sayılacak kadar 3 pozisyon, onlar da nadir pozisyonlar. Ne tat vardı ne tuzu. Maçta teknik ve taktik olarak yazacak hiçbir şey yok. Ben göremedim. Rakip daha derli toplu gibi göründü. Arada bir top yapıyorlar ve Serdar’ın uzun toplarıyla gol kovalıyorlardı. Biz ne yapıyoruz? Hiçbir şey. Koca takımda ne yaptığını bilen gerideki Koray, Onur ve Mert Er Estik vardı. Diğerleri yalandan oynuyor gibi yapıyorlar, seyirciyi kandırıyorlar. Sezonun iyisi kaleci Zekeriya, uzaktan öyle bir gol yedi ki herkese saç baş yoldurdu. Ancak kimse kızamadı bile. İkinci yarı biraz silkelendik ama 1 pozisyon haricinde kaleci Oğuz’u geçemedik. Zaten o da Ömer’in kafasından gol oldu. Maalesef Hocanın maç sonu dediği gibi eldeki kadro ile en iyi verimi almaya çalışıyoruz. Belki iyi niyetle mücadele ediyorlar ama işte o da yetmiyor. Kazansan potadasın, kazanamıyorsun yerinde sayıyorsun. Hani hep söylenen klasik bir laf var ya futbolcuların ve teknik adamların maçlardan sonra söylediği: "Önümüzdeki maçlara bakacağız." Bende diyorum ki; Bu futbolla ve bu mücadeleyle bu kadar. "Önümüzdeki sezona bakacağız."