Nazilli taraftarını; yeni hoca, yeni yönetim ve 3 haftada alınan 3 galibiyet özellikle de Pendikspor deplasmanında alınan galibiyet yüksek bir beklentiye, alınan galibiyetler de futbolcuları strese sokmuş. Uşakspor maçında herkes ters köşe yattı.
Takım bu beklentide adeta baskı altında kalmış ve felç olmuş. Sinir katsayısı, çıtayı yükseltmiş bir Nazilli Belediyespor vardı sahada. Oysa ki; Uşakspor karşılaşmasına siyah-beyazlılar hızlı oyunu domine eden ve yüksek pas yüzdesi ile başlamışlardı. Ta ki 37. dakika da inanılmaz bir şekilde kaçırdıkları gole kadar. Sonrası mı? Dönen bir top ve acemice yenen bir gol.
Uşakspor; yeni teknik direktörü Ümit Karan ile inanılmaz rahattı. Yeni oyun anlayışı olan paslı oyunuyla Nazilli Belediyesporlu oyuncuları sinire boğuyor, koşturup yoruyordu.
İlk yarısı, karşılıklı ataklar altında geçen bir maç, ama tek gol vardı. Nazilli Belediyespor Aytaç, Mert Çapar ile kaleciyi, Hasan Yurtseven ile kale direğini geçemeyince, rakip takımda Yasin Ozan cezayı kesmekte gecikmedi.
Uşakspor paslı oyunuyla maç boyu siyah-beyazlıların yumuşak karnı olan Cenk ve Onur'dan oluşan kademe anlayışını birçok kez bozdu. Birinde de golü attı işi bitirdi.
Siyah-beyazlılar ikinci yarıya da mağlubiyetin verdiği hışımla ve yenilgiden kurtulmak için tarihi hatalar yaptı dersek yanlış olmaz. Elindeki hücumcuları oyuna atan teknik ekip bir ara defans güvenliğini tamamen bıraktı. Sahada hiçbir varlık gösteremeyen Cenk ile bile disiplinsizce gol atmaya giden Nazilli Belediyespor, Uşakspor karşısında hücumda 5-6 oyuncu ile göründü. Doldur boşalt ve yerine ulaşamayan paslar neticesinde istediğini sahaya yansıtamayan Nazilli Belediyespor için mağlubiyet, kaçınılmaz son oldu. Savunmayı bomboş bırakmak akıl işi bir uygulama değildi. Allah'tan rakip takım bu zafiyetimizden faydalanamadı. Buna da ayrıca şükretmek lazım.
Bu maç bir futbolcunun ne kadar kıymetli olduğunu bize ayrıca gösterdi. Tüm izleyenler ve benim; "Ah..! Koray neredesin sen" demekten başka çaremiz kalmadı.