Doğrusu ben de bilmiyordum. Karar gazetesinde değerli mütefekkir D.Mehmet Doğan yazmasaydı; haberimiz olmayacaktı. Sayın Doğan  “İzmir Marşı” 9 Eylül kadar orijinal olmadığını beyan ederek şöyle devam ediyor: “Tarihen de böyle, önce Kafkasya’da savaştık, sonra Anadolu’da. Bu savaşın da hikâyesi, masalı, efsanesi, marşı, edebiyatı... var. Ama biz bilmeyiz, tarihlerimizde yazmaz. Siz “Kafkas İslâm Ordusu” diye bir şey duydunuz mu? Bakü’yü Ermeni katliamından kurtaran ordu! Azerbaycan’ın istiklâlini sağlayan ordu... 20. yüzyılımızın başında bir yıldız gibi parlayan ve saf idealist kişiliği öne çıkan Enver Paşa bir Azerbaycan konusunda emeline nail oldu, onun da kıymeti bilinmedi. Onun kararlı tutumu olmasa idi, Azerbaycan diye bir devlet olur muydu? Enver Paşa Birinci Dünya Savaşı’nın nihayetine doğru, kardeşi Nuri Paşa’yı Irak cephesinden çekilen askerlerle “Kafkas İslâm Ordusu” teşkil ederek bölgeye gönderdi. İşte bu ordu Azerbaycan’ı kurtardı. Bugün Bakü’nün güzel bir tepesinde bir anıtla bu savaş sırasında şehid olan askerlerimizin temsilî kabirleri vardır. İşte bu marş o marş, Kafkas İslâm Ordusu’nun marşı: Kafkasya dağlarında çiçekler açar Altın güneş orda, sırmalar saçar. Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar Kader böyle imiş ey garip ana Kanım helâl olsun güzel vatana.” *** Özellikle CHP taraftarı ve bizatihi CHP  “İzmir’in Dağlarında Çiçekler Açar” marşını söylerek bağlılıklarını dile getiriyorlar… Sanki söylemeyenler bağlı değil. “Sanki Çırpınırdı Kardeniz”i söyleyenler bu Devletin çocuğu değil… Sanki “Sakarya Türküsü”nü dillerine pelesenk edenler,  Marslı… Sanki “Fetih Marşı”nı dillendirenler, Patagonya’da yaşıyorlar… Onlara göre  İzmir Marşını söyleyen Cumhuriyet taraftarı.. Söylemeyen başka rejimden… Bu, bahsi diğerdir. *** Sayın Doğan devam ediyor ve soruyor: “Bu marştan beklenen nedir veya o marşa yüklenen nedir? Mustafa Kemal’in adını yüceltmek mi? Eğer siz gerçekten Atatürk’ün adını yüceltmek istiyorsanız, onun için çalıntı olmayan bir marş yazar ve bestelersiniz, bu da dillerden düşmez.” *** Yine zamanın kapıkullarının aşırması olan ve Enver Paşa’ya yazılan bir türküyü de Atatürk’e mal etmeleri de ayrıca garip. Süleyman Çelebi merhumun mevlid-i şerif kasidesini de uyarlamıştı Behçet Kemal Çağlar. İşte Enver Paşa’ya yakılan Türkü ve aşırması: Hoş gelişler ola kahraman Enver Paşa! Bir emir ver orduna, Kafkas Dağını aşa Askerin milletin bayrağınla çok yaşa Ne yaptılar bu mısraı: Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa! Askerin milletin bayrağınla çok yaşa Türkü’de Enver Paşa’ya başka atıflar da var: Parlayan yıldızın âlemi tenvir eder Atıf bunun neresinde diyeceksiniz? “Enver”, daha nurlu, daha aydınlık demek. Elbette, onun parlayan yıldızı âlemi tenvir eder, yani aydınlatır. Tabiî türküde turancı bir muhteva da var. Buna bir çözüm bulamamışlar: Cephede mitralyöz ayna gibi parlıyor Türkistan Türkleri bayrak açmış bekliyor.” (Kaynak: http://www.karar.com/yazarlar/d-mehmet-dogan/izmirin-daglarinda-acmadan-kafkasya-daglarinda-acan-cicekler-7912:13.09.2018:09.02) *** Elbette taklit mümkündür. Ancak bunu belirteceksiniz. Bu, hiç kimseyi küçültmeyeceği gibi aynı zamanda övünülmesi gereken de bir durumdur. *** Biz söz de Azeri Türk kardeşlerimize… Şehit Enver Paşa’nın Azerbaycan’ın hürriyeti için ortaya koyduğu tavır, mutlaka hatırlanmalı. Yâd edilmeli. Bu sene AzerbaycanTürk Cumhuriyeti’nin 100. yılı… Acaba Azerbaycan Türk Devleti Enver Paşa ve Kafkas İslâm Ordusu kumandanı Nuri Paşa’yı hatırlıyor mu? Esas itibariyle Türkiye ve Azeybaycan Türk Devletleri Enver Paşa’nın ruhunu şâd edecek bir faaliyette bulunmalıdırlar. Ümid ederim, Azerbaycan Türk halkı Enver Paşa’yı yâd ederek kadirşinaslığını gösterir