Değerli Kardeşlerim, Cumanız mübarek olsun. 11 ilimizi etkileyen, Kahramanmaraş merkezli depremin üzerinden iki hafta geçti. Rabbim bizleri böyle büyük depremlerden, afetlerden muhafaza etsin. Rabbim, vefat edenlere rahmet, yaralananlara acil şifalar, geride kalanlara sabırlar ihsan eylesin. Depremden hemen sonra, devletin, sivil toplum kuruluşlarının, nasıl yardımcı olabiliriz diyerek çırpındığı bir yardım kampanyası başladı. Herkes elinden geleni yapmak için fedakârlık yaptı. İşte o kurumlardan birisi de Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı idi. Ama bir kesim var ki, yapılanları görmezden gelip Diyanet’i eleştirdi, iftira attı. Bir Diyanet mensubu olarak, nerede diye soranlara bir cevap olsun istedim. Çünkü artık sadece camiden, namazdan, ezandan, hacdan, zekâttan, kurbandan ibaret bir Diyanet yok. Diyanet her yerde; Diyanet huzurevlerinde yaşlıların yanında,
Diyanet hastanelerde hastaların başucunda,
Diyanet yurtlarda yavruların yanı başında,
Diyanet liselerde, öğrencilerin rehberliğinde,
Diyanet üniversitelerde, gençlerin hidayetinde,
Diyanet mahallelerde, toplumun merkezinde,
Diyanet sokaklarda, gençlerin ıslahında,
Diyanet evlerde, ailelerin huzurunda,
Diyanet filyasyon ekibinde, sağlıkçıların yardımında,
Diyanet sosyal vefada, ihtiyaç sahiplerinin emrinde,
Diyanet düğünlerde, çiftlerin nikahında,
Diyanet açılışlarda, milletin duasında,
Diyanet doğal afetlerde afetzedelerin hizmetinde,
Diyanet merasimlerde, insanların evinde,
Diyanet kreşlerde, yavruların eğitiminde,
Diyanet küslüklerde, toplumunun barışında,
Diyanet söyleşilerde, ilgilenenlerin huzurunda,
Diyanet televizyonda, evlerin misafirliğinde,
Diyanet radyoda, şoförlerin yol arkadaşlığında,
Diyanet kitaplarda, gençlerin sorununda,
Diyanet akademide, ilim ve bilginin gelişiminde,
Diyanet yurtiçinde, muhtaçların ihtiyacında,
Diyanet yurtdışında, mazlumların yanında,
Diyanet cezaevinde, mahkumların ıslahında,
Diyanet Afrika'da, su kuyularının açılmasında,
Diyanet Suriye'de, insanlığın yardımında,
Diyanet İdlib'te, yetimlerin yuvasını yapmada,
Diyanet Afrin'de, kimsesizlerin yanında,
Diyanet yoksul ülkelerde, kurban etini yedirmede,
Diyanet tüm ülkelerde, şahane camilerin yapımında,
Diyanet cihanda, yoksula fitre ve zekâtı ulaştırmada,
Diyanet insanlığa faydası dokunan, insanların sesini duyup faydalı işler yapan, iz bırakanlara verilen uluslararası iyilik ödüllerinde,
Diyanet depremde, vefat eden kardeşlerimizin son görevinde, teçhiz, tekfin ve defin işlerinde,
Diyanet taziyede, vefat eden kardeşlerimizin teselli etmede, acılarını paylaşmada, ölenlere rahmet okumada,
Diyanet deprem bölgesinde dinen ezanları yeniden diriltmede,
Diyanet saatlerce enkaz altında kaldıktan sonra, hiçbir şey olmamış gibi uykusundan uyanmış gibi nur yüzlü bebekleri kurtaran yardımseverlerin her “Allahü Ekber” deyişinde, Rabbim “Sen En Büyüksün” diyenlerin yanında,
Diyanet hayatında Kur’an görmeyen insanlara “Hediyem Kur’an Olsun” kampanyasında,
Diyanet, Peygamberin ümmeti olarak kaybettiğimiz orman varlığımızı yeniden kazanmak ve gelecek nesillere daha yeşil bir ülke bırakmak için “1 İyilik 1 Fidan” kampanyasında
Diyanet Müslüman kardeşlerin kardeşliğinde,
Diyanet Türkiye'de, Diyanet Avrupa'da, Diyanet Asya'da, Diyanet Avrasya'da, Diyanet Afrika'da, Diyanet Çin'de, Diyanet Japonya'da, Diyanet Amerika'da,
Kısaca, Diyanet her yerde... İşte tam da bu yüzden Diyanet'e her gün yeni bir saldırı, yeni bir iftira, yeni bir eleştiri var. Rabbim, yapılan bunca güzel işleri görmeyenlerin, görmezden gelenlerin, gerçekleri konuşmayanların, üç maymunu oynayanların gözlerine görmeyi, duymayanların kulaklarına işitmeyi, konuşmasını yitirenlere konuşmayı nasip eyle… Cuma’nın selamı, rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun.