Medeniyet! denildiğinde, Türk elitlerinin! zihninde hemen Batı Uygarlığı beliriverir… Çünkü onlara, bu düşünce belletilmiştir. Meselâ; Nurullah Ataç’ın şu ifadeleri ne anlama gelmektedir? “Biz, büğünkü kafamızla şairin, edebiyatçının sözlerinden sorumlu olduğunu kavrıyamayız. Onu kavramamız için kafamızın değişmesi, edebiyat anlayışımızın değişmesi gerekir. Onu nasıl değiştireceğiz? Bir tek yol vardır: çocuklarımıza Yunancayı, Latinceyi öğretmek, onları Yunan, Latin yazarlarının eserleriyle yetiştirmek. Batı âleminin edebiyat anlayışını başka türlü edinemeyiz (…) kafamızı değiştirmek gerektir, onun değişmesi, Batı âleminin düşünüşüne, görüşüne ermemiz için çocuklarımızı, büğünkü batı âleminin kökü, kaynağı olan Yunan, Latin eserleriyle yetiştirmemiz gerektir. Yoksa edebiyatımız bir yığın lâkırdı olmaktan kurtulamaz” (Nurullah Ataç, Karalama Defteri, YKY Yayınları,2021, s.58-59). Aynı dönem aydınların bu ve benzeri fikirlerine ulaşmak o kadar da zor değildir. O halde yere göğe sığdırılamayan Roma İmparatorluğunun alâmetifarikası nedir? Soykırım. Hani sayın yazar ifade ediyor ya, hakiki Batı âleminden sayılmak için Latinceyi, Yunancayı iyi öğrenelim diye… Tarihe girip de Yunan Mezalimi’ne atıfta bulunacak değiliz. Ama Roma’nın zalim ve gaddar yüzünü de açık etmeden geçemeyeceğiz. Roma zihniyeti, filmlerde belletildiği gibi gladyatörlerin arenalarda boy gösterdiği bir imparatorluk şaşası değildir. Bu zihniyet, vahşi kapitalizmin temelleridir. Batı dünyasına, ‘nasıl soykırım yapılırı’ öğreten tarihî mirasa sahiptir! Vahşi kapitalizmin neşvünemasının dibacesidir. Etrüsk* ve Kartaca gibi kadim çağın iki büyük medeniyetini iz bırakmadan kökünü kazıyan bir Roma “-izm”inden bahsediyoruz. İki iktibas bile neyi, neden anlatmak istediğimize tercüman olacaktır. Bir: “ 1492’de bir yeryüzü cenneti olan Hispaniola Adası’ndaki bütün insanların yok edilme siyaseti, bu işin tek sorumlusu olan Kolomb tarafından başlatıldı. Çağdaş bir etnoloğa göre, 1492’de 300 bin olması gereken ada nüfusunun üçte bir 1494-1496 arasında öldürüldü.1508’de, sağ kalan yerlilerin sayısı 60 bin idi. 1548’de İspanyol resmi kronikçi Oviedo, adada yaşayan yerli nüfusun 500’ü bulduğundan bahseder (ABD’li tarihçi Samuel Eliot Morison). İki: “40 yıl boyunca kadın erkek, çoluk çocuk tam 12 milyondan fazla yerli, Hristiyanların iğrenç fiilleri ve zorbalıkları yüzünden öldü. Bu rakam kesin ve doğrudur. 15 milyondan fazla kurban olduğunu düşünerek aslında iyimser bir tahminde bulunmuş oluyorum (Piskopos Las Casas, Amerikan yerlilerini Hristiyanlaşırmak için kıtaya giden İspanyol asilzadenin itiraflarından). Özetle: Batı dendiğinde karşımızı Roma çıkıyor. Yani Batı Medeniyeti! eşittir Roma Uygarlığı. Gladyatör dövüşlerinin Roma’dan çıkması boşunda değil..! Neden modern zamanların! terminatör filmleri gişe rekorları kırıyor, idrak edebildiniz mi? Mevzu, şimdi daha iyi anlaşılıyor değil mi? Binaenaleyh, yüzümüzü Batı’nın değerlerine çevirmeden… “İlim Çin'de de olsa ona tâlip olun. Çünkü ilim her Müslümana farzdır.” (Beyhakî, Şuabu’l-İman-Beyrut, 1410, 2/253) düsturu ile pergelin ayağını sabitleyip daireyi böylece çizersek; muasır medeniyet seviyesinden ne anladığımızı… Ne anlamamız gerektiğine müdrik oluruz. Hayatımızı ve mefkûremize bu minval üzere yön veririz. Vesselam. *Romolus ve Romus’tan Vizigot İstilasına Antik Roma-Britannica Eski Medeniyetler Kılavuzu Serisi isimli eserden ayrıntılı malumat alınabilir.