Tam bir yıl oldu… Evimden eşimle helalleşerek çocuklarımı koklayarak çıkalı. Sokaklar sessiz ve sakin, kafamda bir sürü soru. Daha televizyonlar askerlerin köprüyü kapattığını son dakika diye girdiğinde kafamda şimşekler çaktı. Evim Valiliğe yakın. Çantamı kontrol edip çıktım sokağa her yer sakindi fakat o sakinlik Valilik önünde yoktu. Valiliğin etrafını çevik kuvvet çevirmiş TOMA gelebilecek saldırılar karşısında savunmaya hazırdı. Yetkiler askeri birliklerdeki hareketliliği telsizle bildiriyor, Valilik önündeki poliste önlem alıyordu. Daha Cumhurbaşkanı bir yerlere bağlanmamış sadece Başbakan Binali Yıldırım yaşananları bir kalkışma olarak yorumlamıştı. Ve ardı arkasına Ankara’dan İstanbul’dan endişe verici haberler gelmeye başladı. O saatlerde Aydın’ın en hareketli yerleri neresiydi biliyormusunuz bankamatik önleriydi. Meydan’da ise 3-5 kişi ne yapılması gerektiğini tartışıyordu. Bu saatlerde Köşk’ün Ilıdağ mahallesinde ise beni çok duygulandıran bir hikaye yaşanmış. 60 Darbesini, 80 ihtilalini yaşamış ve o dönemlerin zorluklarına göğüs germiş 87 yaşındaki bir vatandaş tek kırma av tüfeğini eline alıp bütün köylüyü darbecilere karşı silahlanmaya köyün giriş çıkışlarını kontrol altına tutmaya davet ediyor. Köylüler zaten darbeciler önüne sivil duvar olmak için çoktan yoldalar. Valilik önünde bekleyişin ardından Atatürk Kent Meydanına inip çıktım. Çünkü meydanda hareketlilik yoktu. Valilik önünde diğer gazeteci arkadaşlarla bekleşirken, Erdoğan’ın çağrısı geldi. Ve bu çağrının ardından meydandan gelen sesler çoğaldı, çoğaldı naralara dönüştü. Bizde bazı gazeteci arkadaşlarla suskun, endişeli bir şekilde meydana doğru yürüdük, Ramazanpaşa Kavşağına geldiğimizde ise camilerden yükselen sela sesleri ile içimdeki sessizlik sele dönüştü ve gözyaşı olarak aktı önüme. Sela; insanın bu dünyadan göçüşünün ardından ve Cuma’yı bildirip Müslümanları toplamak için okunurdu. Bu sela bizim sonumuz için mi okunuyor du, yoksa vatan sevdalılarını bu toprakları bir daha darbeci çizmelerini çiğnetmemek için birlikteliğe mi çağırıyordu. En uzun ve en karanlık gecenin sonunda bu soru yanıt buldu. Türkiye’yi bir daha darbeci zihniyete teslim etmemek için şehadet şerbetini için 249 kişinin selası gecenin karanlığında verilmişti, 80 Milyon için ise okunan o selalar birlik ve beraberlik içindi. Hala o geceyi idrak etmek istemeyen, her şeye rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülkenin başından gitmesini isteyen ve bunun için ne bedel ödenmesi gerekiyorsa buna hoş gören bir takım kesim var. O kesimde çoğunlukla Adnan Menderes’in asılması için alkış tutanların çocukları ve torunlarıdır.