Yaşamın kıyısında, soluk bir gaz lambası ışığı misali…  Kendilerini yeniden hayata döndürecek telefonu bekliyorlar çaresizce…  Kimi anne, kimi baba, kimi eş, kimi kardeş, kimi çocuk…  Organ nakli listesinde 25 bini aşkın kayıtlı hasta var. Tek umutları organ bağışı! Her yıl binlerce organ bağışı bekleyen hastamız hayatını kaybetmektedir.  Yaşam umudunu kaybetmekte olan binlerce hastamız için yeni umut pencereleri açmak sizin elinizde. Siz de organlarınızı bağışlayarak nakil için bekleyen hastalara umut olabilir, Bir Cana Can Katabilirsiniz  Öğrendim ki, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın (3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası) münasebetiyle yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’de böbrek yetmezliği yüzünden diyalize bağlı 25 bin hasta varmış. Bu hastalar tuvalet ihtiyacını kendileri gideremedikleri için ancak bir makineye bağlanıp, kana karışan idrarı temizleniyormuş. Çok zahmetli bir iş… Düşündüm, günde en az 10 defa ihtiyacımızı gidermek için, gittiğimiz tuvaleti düşündüm. Oh be diyerek rahatlayan, ihtiyacını gideren insanların aslında ne kadar büyük bir nimete sahip olduğunu düşündüm. Bir makineye  bağlanmadan yaşamanın ne kadar güzel olduğunu hissettim. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu yıllar önce organ bağışının caiz olduğuna dair fetva yayınlamış ve bir insanı kurtaranın bütün insanlığı kurtarmış gibi sevap alacağını ayetlerle açıklamıştır. İlgilenenler aşağıdaki linkten fetvaya ulaşabilir. ' https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/993/organ-bagisi-caiz-midir '  Tuvalete gidip ihtiyacımızı gidermenin önemi hakkında kulağa küpe bir nasihat etmek isterim. Ebubekir Şibli Hazretleri bir gün Hicaza gitmek için yola çıkar, yolu Bağdat’tan geçer. O zamanın halifesi Harun Reşid, Şibli Hazretlerinin Bağdat’a geldiğini duyar. “Biz mi ziyaretine gelelim yoksa o mu bizim sarayımıza şeref verir?” diye haber gönderir.  Şibli Hazretleri biz halifenin yanına geliriz der. Ve saraya gider. Halife, Şibli Hazretlerine, “Bana bir nasihat eder misiniz efendim” der. Şibli Hazretleri de “Bana bir bardak su getirin” der.Halifeye, “Eğer çölde susuz kalsanız, ölmek üzere olsanız, biri elinde bir bardak su ile çıkıp gelse, dese ki bu bir bardak suyu sana veririm ama servetinin yarısını isterim, verir misin?  Halife düşünür ve elbette veririm der.  Şibli Hazretleri, “Peki bu suyu içtin, çıkaramıyorsun (vücudundan dışarı çıkmıyor, bir hastalık var), bir doktor gelse, ben o suyu dışarı çıkarırım fakat servetinin diğer yarısını isterim, verir misin?”  Harun Reşid düşünür ve elbette veririm der.  Şibli Hazretleri, “O halde bir bardak su bile etmeyen servetine güvenme “der. Halife ağlamaya başlar.  Bana bir nasihat daha eder misiniz der. Şibli Hazretleri, “Siz suyun başındasınız, Allah-ü Teâlâ Peygamber efendimizden beri akıp gelen bu İslamiyet suyunun bekçisi olmayı size nasip etti, bu suya pislik karıştırma, karıştırılmasına da müsaade etme, bid’at karıştırma onu tertemiz olarak koru.” Evet, değerli kardeşlerim, Suyu bulmak bir nimet, içmek bir nimet, içtiğini dışarıya çıkarmak ayrı bir nimet. Bugün 25 bin civarındaki böbrek hastamızın olması, doya doya, kana kana su içememeleri ne kadar acı, değil mi? Bizler, bu satırları okuyan sizler, hiç tuvalete gitmenin büyük bir nimet olduğunu düşündük mü acaba? Oh be deyip rahatladıktan sonra, bu ihtiyacını normal yollarla değil de bir makineye bağlanarak gidermeye çalışan 25 bin hastanın varlığı bizi rahatsız etmiyor mu? Tuvalet ihtiyacınız gelmiş ama siz tuvalete gidip o ihtiyacı gideremediğinizi hiç düşündünüz mü? Düşünmediyseniz alelade bir işmiş gibi yapa geldiğimiz bir işi yapamayan 25 bin hastayı düşünün. Tuvalete değil de makineye bağlanarak bu ihtiyacını gidermeye çalışan 25 bin hastayı ve onların yakınlarını düşünün. Bu arada, kendi elimizle toprağa verdiğimiz yakınlarımızın organlarının toprağa gömülüşünü düşünün. Bu konuya önem vermek için illa da kendimizin veya bir yakınımızın hasta olması gerekmez. Ölen bir kişiden alınması gereken bir iş organ nakli. Belki de ölen birinin organları bağışlandığı takdirde 4-5 aileyi sevindirebiliyor. Böyle haberleri gazetelerde okuyoruz, televizyonlarda izliyoruz. Bu mübarek Cuma gününde sizleri tuvalete giderken, ihtiyacınızı rahatlıkla giderirken düşünmeye davet ediyorum. Tuvalete gitmenin ve ihtiyacımızı gidermenin büyük bir nimet olduğunu asla unutmayalım.  Cumanız mübarek olsun.  NOT: Yarın 10 Kasım.  Bizlere bu Cumhuriyeti emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 80. Ölüm yıldönümü vesilesi ile rahmetle anıyorum. Ruhu Şâd olsun.  Sevgi ile kalın…