Doğu Türkistanlı Müslüman Uygur Türklerine yönelik Çin Zulmüne itiraz edenlerin ABD Emperyalizmine alet olmakla suçlanmaları, Çin ile birlikte hareket edilmesine matuf Çin mandacılığıdır. Yani zulme ortak olmaktır.

Geçen haftaki yazımızda da dile getirmiştik. “Zulüm nereden gelirse gelsin; zulümdür. Velev ki, Çin Zulmüne itiraz, Amerikan Emperyalizmine yarasın”

Türkiye’ de sivil toplum teşkilatları da seslerini yükseltmeye başladılar. Tepkileri nakletmek mes’uliyetimizin gereğidir.

IHH İnsani Yardım Vakfı, Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür - Der), İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum - Der) ve Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD)’nin de katılım sağladığı toplantıda bölgede kurulan Toplama Kampları’nın kapatılması çağrısında bulundular.

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım: “Ne Çinciyiz ne Amerikancı!”

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım: “Biz Doğu Türkistan meselesini gündeme getiriyoruz diye özellikle sosyal medyada ‘Siz Amerikancı mısınız?’ diye yaygara koparanlar oluyor. Şu iyi bilinsin ki biz Amerika’yı lanetliyoruz. Kudüs’ü sözde başkent ilan eden Amerika’yı tanımıyoruz. Birileri bizlere buna rağmen hala Amerikancı diyorsa onları da lanetliyoruz. Biz ne Çinciyiz ne Amerikancı.

Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce Selçuklu’nun ve Osmanlı’nın Doğu Türkistan hassasiyeti bilinmektedir ve bu bize miras kalmıştır. Çin, ticari olarak İslam dünyasına mecburdur. İslam dünyası Çin’e şunu demelidir: Eğer Doğu Türkistan’a zulmetmezsen biz seninle ticari işbirliğine varız. Yoksa biz yokuz. Müslüman liderlere de sesleniyorum: Doğu Türkistanlı bir çocuğun gözyaşı Çin’in size verdiği paradan bin kat daha değerlidir. Bunu sakın unutmayın.”

“Vatan Partisi yanlış yapıyor”

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım; "Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve ekibine de sesleniyorum. Avrasyacı bir politika ile yanlış yapıyorsunuz. Çok açık konuşuyorum. Doğrudur en az sizin kadar Amerikan emperyalizmine karşıyız. Ama bir zalime karşı diğerinin yanında da yer alamayız. Bu zulmü bitirmek için kim arabuluculuk yapmak isterse biz onunla da seve seve çalışırız. Ama ben bir zalimi yeneyim, diğerine de sırtımı yaslayayım derseniz biz sizin de karşınızda dururuz." dedi.

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya: “Doğu Türkistan’da insan hakları ihlal ediliyor”

“Çin’in bugün uyguladığı politikalarla ilgili olarak abartı yapıldığı söyleniyor. Bunu Bosna’da da uyguladılar. Burada açık bir insanlık suçu var. Burada yaşananları açık bir asimilasyon olarak vurgulamakta fayda var. Ve bu insan hakları ihlalidir. Çin ile iyi ilişkiler kurma adına buna sessiz kalmak suçtur ve ayıptır. Tüm İslam dünyasının öncelikle buna karşı harekete geçmesi gerekiyor.”

İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) Genel Başkanı Cihat Gökdemir: “Çin, Türkiye’de çok takipçili sosyal medya hesaplarını satın alıyor”

“Bugünlerde çok fazla dillendirilen Amerika’nın sözcülüğünü yapmak gibi iddialar komik. Biz ABD emperyalizmine de Rus emperyalizmine de Çin emperyalizmine de karşıyız. Bizi ABD’ye hizmetkar olarak niteleyenlerin Çin’e nasıl hizmet ettiklerini de çok iyi gördük. Şunu sormak istiyorum: Çin, Türkiye’de nasıl bir hazırlık planlıyor ki sosyal medyada çok takipçili hesapları satın alıyor?”

Mazlum - Der İstanbul Şube Başkanı Ali Öner: “Müslüman yöneticiler bu işkencelere göz yumuyor”

“Çin, Doğu Türkistan’da zulüm işliyor ve bu durum Çin’in politik çıkarlarına kurban ediliyor. Ailelerin çocukları ellerinden alınıyor ve Çin’in ideolojik çıkarları doğrultusunda eğitiliyor. Bugün dünyada ilk defa bir evde ‘kardeş’ adı altında yabancı birileri kalıyor. Ve bu Doğu Türkistan’da yaşanıyor. İşin acı yanı ise kendini Müslüman olarak gören yöneticiler de bu işkenceye göz yumuyor.”

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Uğur Yıldırım: “Çin sadece Doğu Türkistan’da bulunan insanlara zulmetmiyor”

“Çin sadece Doğu Türkistan’da bulunan insanlara zulmetmiyor. Doğu Türkistanlıların zulümlerden kaçarak başka ülkelere giden Doğu Türkistanlılara da zulmediyor. Haklarında çıkarttıkları hukuksuz yakalama kararları ile onları Çin’e göndertiyor. INTERPOL nasıl Türkiye’den giden her kararı direkt uygulamıyorsa biz de Çin’den Türkiye’ye gelen bu yakalama kararlarının kontrolden ve bir süzgeçten geçirilerek uygulamaya konulmasını talep ediyoruz.”