Büyük Menderes Havzası 3,5 milyon nüfusu ile Türkiye’nin en büyük havzalarından biridir. Türkiye tarımsal üretiminin yüzde 15’ni karşılayan havzanın en önemli tarımsal ürünleri incir, zeytin, pamuk, kestane, çilek ve turinçgillerdir. Aydın ili 25 bitkisel üründe Türkiye’de ilk 10 il arasında yer alırken, incir üretiminde dünyada ilk sırada yer almaktadır. Havzadaki halkın üçte ikisinin temel geçim kaynağı tarım ve tarıma dayalı sanayidir. Aydın ili 21 antik kent ve ören yeriyle ülkemizin en zengin arkeolojik değere sahip illerindendir.
Büyük Menderes Havzasının geçmiş ve bugünkü tarihine baktığımızda havzanın Türkiye’de kültürel, tarımsal ve ekolojik açıdan bu denli önem taşımasının tek nedeni Büyük Menderes Nehridir. Büyük Menderes Nehri var olduğu için Büyük Menderes Havzasında yaşam olmuştur, Büyük Menderes Nehri var olmaya devam ettiği sürece havzada yaşam olmaya devam edecektir. Bunun anlamı canlı bir varlık olan Büyük Menderes Nehri yaşarsa, Büyük Menderes Havzası yaşayacaktır.
İnsanoğlunun aç gözlülüğü, bitmez tükenmez denilen Büyük Menderes Havzası kaynaklarının vahşice tüketilmesi, kirletilmesi sonucu bugün Büyük Menderes Havzasının suları, toprakları, havası Türkiye’nin en kirli doğal kaynakları haline gelmiştir. Sonuç olarak da bu kirli havza topraklarında yetişen tarımsal ürünlerde Türkiye’nin en kirli tarımsal ürünleri, havza topraklarında yaşayan ve bu tarımsal ürünleri tüketen insanlarda Türkiye’de nüfus başı en fazla kanser olan ve ölen insanlar haline gelmiştir.
2021 yılına geldiğimizde Büyük Menderes Havzasında dereler, çaylar, göletler, barajlar ve Büyük Menderes Nehri kurudu. Bu su kaynakları içindeki tüm canlı varlıklar öldü, tarımsal sulama için su kalmadı. Küresel İklim Değişikliği projeksiyonlarına göre Büyük Menderes Havzasındaki yağışların azalışı, kuraklık ve sıcakların artışı ne ilk nede son meteorolojik olaylardır. Aksine önümüzdeki süreçte havzada yağışların azalışı, kuraklık ve sıcaklık artışları giderek artacak havza hızla çölleşme sürecine girecektir.
Büyük Menderes Havzasındaki küresel iklim değişikliğine, Büyük Menderes Nehrindeki kirlenme ve kurumaya, havzadaki çölleşmeye, giderek artan hastalık ve ölümlere, tarımsal üretimin sürdürülemez hale gelmesine dikkat çekmek, yetkilileri göreve davet etmek, çözüm üretmek, gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını ve uygulanmasını sağlayabilmek için kurulan ve bir araya gelen Afyon, Uşak, Denizli ve Aydın illeri çevre derneklerinin oluşturduğu Büyük Menderes İnisiyatifi bileşenleri, Eylül ve Ekim aylarında her dört ilde eşzamanlı olarak “Büyük Menderes Nehri Kurumasın, Büyük Menderes Havzası Çölleşmesin” adlı imza kampanyası başlattılar. Bu imza kampanyasının amacı toplanan imzaları Kasım ayında TBMM’ne götürüp, TBMM’de Büyük Menderes Havzası Kirlenmesi ile ilgili Araştırma Komisyonu oluşturulmasını ve Su Yasasının çıkmasını sağlamak.
22-23-24 Eylül günlerinde Aydın ili merkezinde yapılan imza kampanyasında gözlemlediğimiz bazı ilginç ve kamuoyunun bilmesinin gerekli olduğu olayları dile getirmek istiyorum. İmza kampanyasına Aydın Valiliği tarafından herhangi bir sorun çıkmadan olur verildi. Bu bizi mutlu etsede imza günü ve saatinde imza standı etrafında gereğinden fazla resmî ve sivil polisin, standa çok yakın mesafede görevlendirilmesine bir anlam veremedik. Bu sırada Aydın polisine teşekkür etmemizi gerektirecek bir olay gelişti. İmza kampanyası başlama saatine kadar ortalıkta anormal hiç birşey yok iken imza kampanyası başladığı anda birden Aydın Büyükşehir Belediyesine ait ağır vasıta araçları ile çalışanlar geldi. İmza standının 1 metre yakınından başlayarak Adnan Menderes Bulvarına kadar tüm kaldırımı kapatacak şekilde şerit çekmeye başladılar. Gelme gerekçeleri ise ağaçları budamak imiş. Bu koşullarda bizim imza kampanyasını sürdürmemiz mümkün değildi. Sağımız, solumuz ve arkamız polis, önümüz Büyükşehir Belediye kuşatması altında idi. Büyükşehir yetkililerine resmî izinli olduğumuzu, bu koşullarda imza kampanyasını yapmamamızın mümkün olmadığını anlatmamıza rağmen anlamak istemeyen yöneticiler vardı. Büyükşehir yöneticilerinin olumsuz tavrı gerginliği giderek arttırıyordu. İnsanın şaşırmaması mümkün değildi. Sen bütün gün dur, imza kampanyası başladığı anda tüm bulvarda bula bula imza kampanyasının yapılacağı standın önünden başlayacak şekilde akşamın 16:00’da ağaçları budamak için çalışmaya gel. Giderek artan gerginliği Aydın polisinin tavrı önledi. Polis; etkinliğe Aydın valiliğinin resmî izin verdiğini, yapılmasını engellemenin yasal olmadığını dile getirdi. Bunun üzerine Büyükşehir çalışanları ortamdan gittiler. Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının bu tavrına bireysel bir hata demek istiyoruz ama peşpeşe yaşanan olaylar bizi ister istemez kuşkuya düşürdü. Büyük Menderes İnsiyatifin imza kampanyası dışında aynı tarihlerde Buharkent- Söke arası bisiklet turu programı da var idi. Bu turu organize eden bisiklet grubundaki bazı kişiler Aydın Büyükşehir Belediyesinde çalışmakta imiş. Tura katılacak bazı sporcuların bize anlattığına göre, bu çalışanları belediye yetkilerileri çağırmış ve bu turu organize edenlerin Aydın Büyükşehir Belediyesini protesto edeceklerini o nedenle bu bisiklet turunu iptal etmelerini istediklerini söyledi. Ve Buharkent-Söke bisiklet turu, bisiklet turunu organize edenler tarafından iptal edildi.
İmza kampanyası öncesi stand için, kampanya alanı bitişiğinde bulunan ve belediye tarafından işletilen parktan iki saatliğine, gerekirse ücret karşılığında, bir masa ve iki sandalye talep ettik. Yetkililere sorup size döneceğiz denilmesine rağmen, talebimiz üzerinden 5 gün geçmesine rağmen bizlere olumlu yada olumsuz şekilde geri dönüş olmadı. Biz Büyük Menderes İnisiyatif bileşenleri olarak Büyükşehir ve Efeler Belediyelerin bu olumsuz tavırlarının, bizlerin dile getirdiği Aydın Büyükşehir Belediyesine ait arıtılmamış atıksularının sürekli şekilde Büyük Menderes Nehrine bıraktıklarını dile getirmemize, İşyeri açma ve Yapı kullanma izni olmadığı halde Efeler Belediyesi sınırları içinde yıllardır çalışan jeotermal santralleri kapatmayan ve bunlara izin veren Efeler Belediyesi hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş olmamızdan dolayı yapıldığına inanmak istemiyoruz.
İmza kampanyasına Aydın’da yediden yetmişe çoğunluğun ilgisi vardı. Aydın halkı Büyük Menderes Nehrinin kurumasından, çölleşme sürecine girilmesinden ciddi anlamda endişe duymakta. Çiftçiler tarımsal sulama yapamamaktan, yeterli ve sağlıklı tarımsal ürün yetiştirmemekten, DSİ’nin söz vermesine rağmen yeterli miktar ve sayıda su vermemesinden, verilen suyun çok pahalıya verilmesinden, barajların kurumasından, incirin-zeytinin-pamuğun bitmesinden, yarınları görememekten, yetkililerin sorunlarına sahip çıkmamasından şikayetçi idiler. Yaşlılar geçmişte Büyük Menderes Nehrinde içinde balık yakaladıkları, yüzdükleri ve içtikleri suların bir daha olamayacak olmasından, torunlarının bunlardan mahrum kalmasından üzüntülü olduklarını dile getirdiler.
İmza kampanyası standını ziyaret edip, imza atarak destek vermeyen kesimler ise Aydın Büyükşehir ve Efeler Belediyesi Başkanları ile yetkilileri, İYİ Parti Aydın milletvekili dışındaki diğer partilerin Aydın milletvekilleri ve İl-İlçe Başkanları, Ziraat Odası Başkanlarıdır.
Aydın halkı yaşanan süreçten endişeli, sorunlarına sahip çıkılmamasından rahatsız, yetkililerin suskun ve ilgisiz tavırlarından dolayı kızgın. Ve hepsinin sorduğu ortak soru, Aydın’da Büyük Menderes Nehrinin kirliliğinden ve kurumasından kim sorumlu? Aslına bakarsak herkes bu süreçten sorumlu ve suçlu. Kanalizasyon sistemi kurmayan ve kentsel atıksuları arıtmadan Büyük Menderes Nehrine bırakan belediyelerden, akışkanlarını bırakan jeotermal santrallerden, atıksularını arıtmayan endüstriyel tesislerden, maden ocaklarından, yanlış ve fazla tarımsal sulama-ilaçlama yapan çiftçilerden, zeytin karasularını bırakanlara, kirlilik yapan bu unsurları görmezden gelen ve denetlemeyen resmî makamlara, yasal düzenleme yapmayan Meclis’e, tüm bunlara sessiz kalan ve demokratik tepki koymaktan korkan-çekinen tüm havza halkına kadar herkes ama herkes suçludur.
Büyük Menderes Nehrinin kirlenmesinin, kurumasının sebebi ve çözümü bellidir. Büyük Menderes Havzasının çölleşmesini önlemenin yolu bellidir. Eksik olan tek şey siyasi irade ve yasal mevzuattır. Yaşam şakaya gelmez. Yaşam ertelenemez ve ötelenemez. Bugün Büyük Menderes Havzasında bulunduğu nokta, havzada suyun bittiği, canlı yaşamın sona ermeye başladığı noktadır.
Bu sorunun çözümü ise 3,5 milyon Büyük Menderes Havzası halkının bir ve birlik olmasından başkası değildir.