Daha evvelki yazılarımızda da belirttik.
Yine ifade ediyoruz: LGBT zihniyetine hayır…
Bu zihniyetle…
Bu sapkınlıkla her Müslüman-Türk ferdi mücadele etmelidir; ki asli vazifesidir.
Özel hayatınızda ne nane yerseniz; yiyin.
Ama bu sapkın zihniyet, Türk Milletinin aile müessesesine müdahale edemez…
Etmesine de müsaade etmeyeceğiz.
Bu minvalde Diyanet İşleri Başkanı sayın Prof. Dr. Ali Erbaş’ın geçen hafta irad ettiği hutbede, fiilin İslam’a aykırılığını, haram ve sapkınlığı beyan ettiler…
Çok da doğru yaptılar.
Sonuna kadar da arkasındayız. Yanındayız. Omuz omuzayız.
Malum zihniyet ve avenesi hemen saldırıya geçti.
Hem de salyalarını saçarak…
Diyoruz ki…
Burası Türkiye….
Sizin gibi zihniyete Müslüman Türk Milleti dur diyecektir.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Osman Tıraşçı bu saldırılara karşı açıklamada bulundu. Bu açıklamayı aynen yayınlıyorum:
- “Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde söylediklerinden yola çıkılarak sözde İnsan Hakları Derneği tarafından suç duyurusunda bulunulmuş.
Gerekçe: İslam’ın en temel yasaklarından birisi olan zina ve eşcinselliğin Kur’anda lanetlendiğini söylemesi.
Peki İslam’ın en temel yasaklarından olan zina ve eşcinselliğin Kur’an’da lanetlendiğini Diyanet İşleri Başkanı ve Onun temsil ettiği kurumun mensupları söylemeyecek de kim söyleyecek?
Zinanın ve eşcinselliğin zararları ortadayken insan hakları bahane edilerek DİYANETE, BAŞKANINA ve İSLAMA hakarete varan bu söylemler neyin ifadesidir?
Zinanın ve eşcinselliğin bireysel ve toplumsal zararları ortada iken birileri zina yapıyor diye bunu normal mi karşılamamız gerekiyor?
Kanunlarda bu durum suç olarak tanımlanmayabilir, ama bir Müslüman olarak, Kuranda, bir hayasızlık ve çok kötü bir yol olduğu açıkça ifade edilerek bırakın yapılması, yaklaşılması bile yasaklanan (İSRA, 32) bu davranışları, birileri rahatsız oluyor diye görmezlikten mi geleceğiz?
Hemen ilave edelim ki, İsra 32. ayette “zina etmeyin” denilmeyip de “zinaya yaklaşmayın” buyurulması ilgi çekicidir. Buna göre yalnız zina değil, kişiyi zina etmeye sevk eden yollar da yasaklanmıştır. Esasen bir kere bu yollara tevessül edildikten, yani insanı zina etmeye zorlayan ve cinsi arzuları kabartan bir ortama girdikten sonra, artık, bu arzuların ağır baskısı karşısında iradenin gücü oldukça yetersiz kalır ve zinadan korunmak son derece güçleşir. İnsanın bu psikolojik zafını dikkate alan Kur’an-ı Kerim, prensip olarak insanı kötülüklere sevk edici sebepleri ortadan kaldırmayı amaçlamıştır.
Diyanetin ve Diyanet İşleri Başkanının, en temel görevlerinden birini yerine getirmesinden birileri rahatsız oluyorsa, varsın rahatsız olsunlar. Biz bundan sadece gurur duyarız.”
***
Hiç kimse Diyanet İşleri Başkanı’nın vazifesini yapmasında dolayı kınayamaz.
Onun zaten görevi budur. Bu tür sapkınlıklar karşısında fikir beyan etmeyecek de ne zaman edecek?
Hepinizin Mübarek Ramazan ayını tebrik ediyorum.