Şu seçimler bir geçse de, zor olsa da siyaset dışı konularla yazılarıma devam etsem diye bekliyorum.  Zira her baktığım yerde, o kadar yazılması gereken konular görüyorum ki. İnşallah bunları yazmaya fırsat buluruz. Son günlerde Savaşa mı,Seçime mi gittiğimiz bile tartışılır hale geldi. Seçim alanları saldırı halini aldı. Seçim kampanyası vaatler bile ürkütücü boyutlara ulaştı. Vaatlerin bütçeye ağırlığı, yükünün 30 milyar doları geçtiği iddia ediliyor. Doları bile durduramayan ekonomimiz nasıl olacakta bu vaatlere dayanacak? Salı günü Büyükşehir otobüsü ile Kuşadası’na gidiyorum. Aydın’dan geçtikten sonra yoğun yağmurlardan dolayı derelere sel geldiğini gördük. Otobüsteki yolculardan birisi sessizliği bozuyor; “Bu iktidarın sonu gelmiş. Muharrem gelmeden, yağmurların bereketi bile şimdiden gelmeye başlamış. Hükümeti iktidardan, oylardan önce sel alıp götürecek” deyince bir başka yolcu da hemen oturduğu yerden seslendi; “Kardeş aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış, leyleğin ömrü de lak lak yapmakla geçermiş” demesi, siyasetin nasıl halkımızın iliklerimize kadar işlediğini gösterdi. Bu olay 1965 yılında öğretmen olarak ilk atamamın yapıldığı Bozdoğan’ın (eski ismi İnebolu olan) Yazıkent’te kaldığım eve bitişik komşunun ineği doğurduğunda komşusuna hitaben Komsu, Komşu bak.. İneğimin doğurduğu buzağı DEMİREL SEN ÇOK YAŞA diye bağırdığı günü, bugün gibi hatırlıyorum. Ülkemizde siyaset doğuran ineğe, doğan buzağıya kadar inmişse. Daha ne denebilir ki? ** TANSU ÇİLLER’E TEPKİLER! Eski Başbakanlardan Tansu Çiller’in AK Parti mitingine katılması, milli bir şuurla buradayım demesine muhalefet cephesinden tepki yağdı. Herkes, Sayın Çiller’in şu anda sade bir vatandaş olduğunu unutmuş. Galiba hala kendisini bir parti başkanı, Başbakan görenler var ki. Muhalif medya, söz birliği yaparcasına Tansu Çiller’i topa tuttu. Bank Asya’nın açılışına katılıp Recep Tayyip Erdoğan ve Fetullah Gülen’le birlikte kurdele kesenler arasında (hakaret içeren ifade ile) sırıtkan suratıyla Tansu Çiller’inde olduğu da yazıldı. Çiller’in başbakanlık döneminde terörle uğraşmaktan, Kardak krizi yaratmaktan başka yaptığı, tek hizmet var mı, diye sorgulandı. Ben bu yazılanları kişinin özgürlüğüne saldırı, bir baskı kabul ediyorum. Bir kişi nasıl olurda özgürlükleri savunan bir kesim tarafından acımasızca eleştirilebilir? Tansu Çiller’in AK Parti mitingine katılması milyonları AK Parti’ye mi yönlendirecek? Bu nasıl bir anlayış, bu nasıl bir demokratlık? Hadi be sizde…  Çiller’le ilgili CHP genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaraoğlu açıklamasında AK Parti İstanbul mitingine katılan eski Başbakan Tansu Çiller'e, "Amerika'da mal mülk edinen insanda, ne milli şuuru olabilir. Ediniyorsan Türkiye'de mal mülk edin. Amerika'da hanlar hamamlar alıyorsun sonra milli şuur!" ifadeleriyle meydanlara çıkıyorsun? diye yüklenmesi olaya tuz biber ekti. ** DÜNYA KUPASI, TÜRKİYE SEÇİMLERİNE BENZEDİ! 14 Haziran’da başlayan dünya kupası futbol maçlarının ilk haftasında alınan sonuçlardan sonra, şampiyon olacak favori takım sayısı çoğaldı. Futbol otoriteleri ilk hafta sonuçlarında Portekiz ile İspanya’nın berabere kalması, Almanya’nın yenilmesi, Arjantin’in İzlanda’yı yenememesi, Messi’nin penaltıyı gole çevirememesi, Almanya’nın Meksika’ya yenilmesi, Brezilya’nın ilk maçta berabere kalması, işleri Arap saçına çevirdi. Ne Mısırlı SALAH’ın, Ne Arjantinli MESSİ’nin takımlarını tek başına sırtlayamayacağını futbolun bir takım oyunu olduğunu hatırlattı. Kim şampiyon olur sorusuna cevap vermenin zorlaştığını gösterdi. Şampiyon kim olur sorusunun cevabı, Türkiye’de 24 Haziran seçimlerini kim kazanacak sorusuna cevap vermek kadar zorlaştığını inanıyorum. Gerçi ilk haftalar.. Takımların yine de şampiyonun Brezilya, Portekiz, ispanya ve Almanya’dan birinin olacağına inanıyorum.