Eğer bir toplum… Yöneticiye peşinen itaat etmeyi dini emir gibi kabul etmeye başlamışsa… Nasıl yönetilmek istediğini bilmeyen bir cemiyete doğru giden ruh haline bürünmüşse… Denetim sistemi çalışmıyor demektir. Hâlbuki İslam’a göre… Hem idarecilerin… Hem de tek tek Müslüman topluluğu teşkil eden fertlerin “yeryüzünde adaleti gerçekleştirmek” gibi bir vazifesi vardır… Bundan da mes’uldürler. *** Bu sorumluluğu idrak edemeyen bir yönetici var ise… Bir cemiyet itaat hususunda zaaf gösteriyorsa; Ya itaat edilende… Ya da itaat edende bir ârıza var demektir. Zira, teslimiyet, adalet ve liyakat üzere olursa bir anlam ifade eder. Allah (CC) rızasına yönelik bir istişari ikaz; itaat kültüründe asıldır. *** Bir gün Hz. Ömer (ra): “Ben bazı durumlarda yanlış yola girersem, siz ne yaparsınız” dedi. Bişr İbn-i Saad (ra) -Elindeki sopayı göstererek-:  ‘Eğer sen eğri yola girersen, seni şu sopa ile düzeltiriz”  dedi. İşte bir yöneticinin “KIZILELMASI”… *** Sahabe-i Kiram efendilerimiz bu sebepten dolayı yıldızlar gibidir. Kim Onlara tabi olursa yolundan şaşmaz. Bu yüzden Eshab-ı Kiram, Peygamber Efendimizin gözünün nuruydu. *** İyi bir idareciye - yeni dönemde başkan seçilmeye talip olanlar için de geçerli- Sahabe-i Güzin Efendilerimizin hayatı rehber olmalıdır… İstişari eleştiriyi baş tacı eden yönetici ( siz, isterseniz başkan, belediye başkanı, vali, müdür, cemaat  lideri de diyebilirsiniz) o vakit itaat edilmeye layık olandır.   *** Başına buyruk… İkaz mekanizmasını dikkate almayan… Efendimcilerin… Dalkavukların… Makam, mevkii peşinde koşanların… Velhasılı “Bu hususta ne düşünüyorsunuz” diye soran bir yöneticiye: “Siz daha iyi bilirsiniz” cevabını veren bir müşavirden daha tehlikeli ne olabilir ki? Yönetime talip olan ya da yönetim makamındakilerin kurdu “tenkide” kapalı bir ruh haline sahip olmasıdır. Rehberlik niyeti ile yapılan bir eleştiriye tahammül etmeyen… Buna fırsat vermeyen… Bu ortamı hazırlamayan bir idarecinin sonu da yakındır. Çünkü onun rehberi, gemiyi ilk terk eden fare gibidir. *** Dememiz o ki: Yönetici ne zaman ki istişari eleştirileri baş tacı etti… Adalet ve liyakati ana eksen yaptı… O vakit itaat edilmeye de layık demektir.