İnsanların sağlıklı yaşayabilmesi için temiz suya-havaya, sağlıklı gıdaların yetiştirilebileceği temiz topraklara ihtiyacı vardır. Ne yazık ki Aydın ili tüm bu yaşamsal değerlerin kirletildiği, kirletilmeye artarak devam edildiği bir süreçten geçmektedir. Aydın’ın da içinde olduğu Büyük Menderes Havzasının yaşam damarı olan Büyük Menderes nehri şu anda Türkiye’nin en kirli 3’üncü nehri.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının 2018 yılı raporlarına göre Büyük Menderes Havzasındaki yer üstü sularının yüzde 83.1’i, yer altı sularının yüzde 55.3’ü kirli ve kötü durumda. Büyük Menderes havzası topraklarında kirlilik ise Menderes nehrinden 5 kat daha fazla. Bu kirli sularla sulanan, kirli topraklarda yetiştirilen tarımsal ürünlerde sağlıklı gıda vasfını kaybetmiş, kanser dahil pek çok hastalığın sebebi haline gelmiştir. Aydın’da her geçen gün giderek artan su-toprak-hava-gıda kirliliğinin en önemli sebeplerinden biri, Aydın’da vahşi işletmecilik yapan jeotermal santrallerdir. Aydın’da JES’lerin en fazla olduğu ve en fazla çevre kirliliğinin yaşandığı yer Germencik ilçesi ve çevresidir.
1996 yılında S. Delibacak Germencik ovasında yaptığı araştırmada toprakların yüzde 82.14’ün yüzeysel su içeriği bakımından kötü ve kirli durumda olduğunu saptadı. Germencik ovasının en önemli sulama su kaynağı Hıdırbeyli sulama göletidir. 2008 yılında E.Ü’den E. Aslan Hıdırbeyli sulama göletinde jeotermallere bağlı çok fazla tuzluluk ve bor kirliliğinin olduğunu, bu suyun kesinlikle tarımsal sulamada kullanılmaması gerektiği, kullanılırsa bu kirliliğin tarımsal ürünler aracılığı ile insanları da etkileyebileceğini açıkladılar.
2018 yılında Germencik Çevre ve Doğa Derneği’nin açtığı bir çevre davası nedeni ile bilirkişiler Hıdırbeyli sulama göletinde su kirliliğini ölçtüler. Bu araştırmada Hıdırbeyli sulama göletinde ölçülen bazı ağır metallerin değerleri Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğindeki normal sınır seviyesinden;
Antimon=620; Arsenik=1.366; Baryum=340; Civa=430; Demir=48.770; Kadmiyum=80; Krom=1.268; Kurşun=690; Mangan=4.556; Molibden=833; Selenyum=250; Siyanür=200; kat fazlası saptandı. Hıdırbeyli sulama göletinde var olan bu su kirliliğin sebebi, JES’lerin çıkardıkları akışkanları reenjekte etmeyip dere ve çaylara bırakmasıdır. İnsanına değer veren normal bir ülkede bu boyutta kirlilik oluşturan JES’lerin kesinlikle kapattırılması gerekir. Fakat gelin görün ki yapılan pek çok çalışmada JES’lerin Hıdırbeyli sulama göletini kullanılamaz hale getirdiği saptanan JES’lerin bırakın kapattırılmasını, Hıdırbeyli sulama göletinin etrafına 3 tane daha yeni JES yapılmasına izin verilmiştir. İzin verilme aşamasında Aydın Valiliği yapılacak bu JES’ler için ÇED olumlu kararı vermiştir. Aydın Valiliği bu kararı ile Hıdırbeyli sulama göletinde var olan kirliliği, kirliliğin tarım-canlı yaşam üzerine oluşturduğu öldürücü etkisini görmezlikten gelmiş, yeni JES’ler ile bölgede kirliliğin daha fazla artarak geri dönülmez noktaya gelmesine onay vererek, sonuca ortak olmuştur.
Peki Hıdırbeyli sulama göleti etrafında yapılması düşünülen 3 yeni JES bölgeye, Hıdırbeyli sulama göletine ne kadar ve ne tür kirlilik yükü oluşturacak?
Bir firma tarafından Aydın ili, Germencik ilçesi, Çamköy ve Kızılcagedik mahalleleri mevkiinde, J-552 ruhsat numaralı “Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsatı” sınırları içerisinde, yeni bir proje için Aydın Valiliği tarafından 26.07.2017 tarih ve 4712 sayılı “ÇED Olumlu Kararı” verilmiştir.
Süreç içerisinde Çamköy Mahallesi sınırları içerisinde kurulması planlanan 33 MWe‟lık santraller için yapılan mühendislik çalışmaları sonucunda santralin yerleşeceği parsellerin stabilite sorunları ortaya konulması sonucu yer değişikliğine gidilmesine karar verilmiştir.
Bu kapsamda şirket tarafından yapılan araştırmalar sonucu yeni  JES’in Çamköy Mahallesi, 135 ada, 16 parsel (eski 4410 parsel) sınırları içerisinde kurulması ve işletilmesi planlanmıştır.  İşte bu doğrultuda firma tarafından ÇED şirketine Proje Revizyonu Çevresel Etki Değerlendirilmesi Dosyası” hazırlatılmış, proje Aydın Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından kabul edilerek onaylanmış, Nisan 2019 tarihinde yayınlanarak ÇED süreci başlatılmıştır. Süreç bu şekilde devam eder, Aydın Valiliği tarafından tekrar ÇED olumlu kararı verilirse, Çamköy’e yeni bir JES daha yapılarak faaliyete geçecektir. Peki Çamköy’e kurulacak JES bölge üzerinde ne tür ve ne kadar ek kirlilik yükü oluşturacak, çevresel etki yapacak? ÇED şirketinin hazırladığı “Proje Revizyonu Çevresel Etki Değerlendirme Dosyası”nı inceleyerek baktığımızda şu sonuçları saptadık; 1) Revizyon proje ile santralin yeni kurulu gücü 24 MWe olacaktır. Santrale hizmet edecek üretim ve reenjeksiyon kuyularında herhangi bir değişiklik planlanmamaktadır. Yeni JES için 14 farklı kuyu lokasyonda toplam 50 adet kuyu açılması hedeflenmiştir.

DEĞERLENDİRME;
Hıdırbeyli göleti etrafında yeni JES’i için 50 adet kuyu açılacağı deklare edilmiştir. Bu verilere göre bölgede açılacak diğer 2 JES ile beraber en azından 150’ye yakın jeotermal kuyu açılacağı görülmektedir.
Bu kadar fazla kuyu açılması demek bölgede binlerce dekar zeytin ve incir bahçesinin tarım dışı kalması, yeraltı ve yerüstü su kirliliğinin çok daha fazla artması, canlı yaşam ve tarım için temiz su kaynaklarının tamamen yok olması anlamı taşımaktadır. 2) Revize santral alanına en yakın yerleşim yeri, proje alanının kuş uçuşu 2.400 metre güneyinde yer alan Dağkarağaç Mahallesidir. Proje alanının yaklaşık 3.500 metre güney batısında Hıdırbeyli Mahallesi, 3.100 metre güneydoğusunda Alangüllü Mahallesi ve 3.150 metre kuzey doğusunda Bozköy Mahallesi yer almaktadır. Germencik ilçesi proje alanının 5,2 km güneyinde, Aydın il merkezi ise proje alanının 22 km güneydoğusunda yer almaktadır. DEĞERLENDİRME; Jeotermal santrallerin havaya saldığı yoğuşmayan gazlar normalde havada 42 gün asılı kalabilir, 26 km uzaklıktaki bölgeyi etkileyebilir. Bu verilere göre Çamköy’de kurulacak JES sadece Germencik ve etrafını değil, Aydın kent merkezini de etkileyecektir. Yapılan bilimsel çalışmalarda JES’e yakın yaşayan insanlarda, JES’e uzak bölgede yaşayan insanlara göre daha fazla kanser, ölüm ve intihar meydana gelmektedir. Bu bulgulara göre Germencik ve Aydın arası bölgede yaşayan insanların sağlık problemlerinin daha fazla artacağı kesin görülmektedir. 3) Proje alanına yaklaşık 615 m mesafeden Çamurlu Ilıca Çayı geçmektedir. Ayrıca, bölgede çok sayıda mevsimsel akışa sahip kuru dere yatağı bulunmaktadır. Proje alanına yaklaşık 590 m mesafede Hıdırbeyli Göleti (sulama amaçlı), yaklaşık 11,3 km mesafede ise, İkizdere Barajı (sulama ve içme suyu temini amaçlı ) yer almaktadır. Proje alanı içme suyu temin edilen İkizdere Barajı’nın koruma alanı içinde bulunmamaktadır.

DEĞERLENDİRME;
“İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmeliği” madde-8’e göre; İçme-kullanma suyu temin edilen veya edilmesi planlanan tabii göl, baraj gölü ve göletlere doğrudan veya dolaylı olarak her türlü atık ve artıkların atılması, arıtılsa dahi atıksuların doğrudan deşarjına izin verilemez. Madde 9-12’e göre; Su seviyesinden 2000 ile 5000 metre arasında kalan kısımlarda, tehlikeli atık ve madde üreten ve depolanan, endüstriyel atıksu oluşturan sanayi tesislerine izin verilemez.
ÇED Dosyasına bakıldığında Ilıca Çayı üzerine “Oyuk Sulama ve İçme Su Barajının” kurulacağı, hatta bu baraj için DSİ tarafından proje ihalesinin yapıldığı görülmektedir. İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmeliğine göre Hıdırbeyli göletine 590 m, Ilıca çayı-Oyuk barajına 615 m mesafe uzaklıkta JES’in kurulumuna izin verilemez, verilirse suç işlenmiş olur. Proje Dosyasına baktığımızda ise Aydın Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ile Aydın Valiliğinin ÇED olumlu kararı verdiği, JES yapımına izin verdikleri görülmektedir. 4) Proje Revizyonu proje alanı Ek-2’de takdim edilen Aydın- Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda görüldüğü üzere “Tarım Arazisi” niteliği taşımaktadır. Bu alan için 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” hükümleri gereği Aydın İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve/veya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na gerekli başvurular yapılarak tarım dışı kullanım izni alınacaktır.

DEĞERLENDİRME; JES’in kurulacağı arazi niteliği tapu senedine bakıldığında, incir fidanlığı ve tarla olarak görülmektedir. Ayrıca kurulacak JES alanının etrafı zeytinliktir. 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa göre bu alanda kesinlikle JES kurulamaz. 5) Santralde, proje sahasında bulunan ve açılacak kuyulardan sağlanacak yaklaşık 1.300 ton/saat jeotermal akışkan kullanılacak olup, santrali besleyen jeotermal kuyulardaki rezervuarın azalmasını önlemek amacıyla “reenjeksiyon” uygulaması yapılacaktır. Reenjeksiyon prosesi devreye alınmadan tesisler işletmeye geçmeyecektir. Hem üretim aşamasında hem de reenjeksiyon çalışmaları sırasında tatlı su akiferlerinin zarar görmemesine dikkat edilecektir.
DEĞERLENDİRME; Aydın’da yapılan pek çok bilimsel çalışmada JES’lerin en iyi koşulda bile çıkardıkları akışkanın yüzde 21’ni reenjekte etmeyerek yakınında yer alan su kaynaklarına saldıkları saptanmıştır. Proje dosyasına göre Çamköy’de yapılacak JES’in en azından 273 ton/saat akışkanı derelere, bilahare Hıdırbeyli göletine salacakları görülmektedir. Germencik Çevre ve Doğa Derneği bölgede yaptığı araştırmada, Hıdırbeyli göleti etrafında kurulum aşamasında olan jeotermal kuyulardan Hıdırbeyli göletine uzanan şekilde boruların döşendiğini deklare etmiştir. 6) Nezihe Beren JES (24 MWe) Proje Revizyonu kapsamında santral binalarının oturtulacağı alanda sadece temel kazısı yapılacaktır. Çalışmalara başlamadan önce proje alanı üzerindeki bitkisel toprak sıyrılacak ve arazinin uygun bölümlerine tekniğine uygun olarak serilecektir.
DEĞERLENDİRME; Proje dosyasına göre “incirlik ve tarla” niteliğinde olan JES kurulum alanı, üstündeki bitkisel ürünler ile birlikte tarım dışı hale getirilecek, birinci sınıf tarım arazileri yok olacaktır. Oysa 5043 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na göre bu işlem yasal değildir. 7) İşletme aşamasında santralden kaynaklanması muhtemel emisyonlar CO2, N2, CH4, NH3, H2S ve H2 gazları olup, jeotermal kaynak içerisinde hacimce yaklaşık yüzde  99’dan fazla oranda bulunan CO2, diğer gazlara oranla önemli bir yer tutmaktadır.
DEĞERLENDİRME; Aydın’da hali hazırda faaliyet gösteren JES’ler 190 milyon ton/ yıl su buharı, 9 milyon ton/yıl yoğuşmayan gaz bırakmaktadır. Bunlar ise Aydın’da küresel ısınmaya, bağıl nemin artmasına, asit yağmurlarına sebep olmakta, tarım ve canlı yaşam üzerine olumsuz etkiler oluşmasına sebep olmaktadır. Çamköy’de kurulacak yeni JES’ler bölgede bağıl nemin daha fazla artmasına sebep olarak incir üretimine zarar verecek, asit yağmurları ise canlı yaşamı tehlikeye atacaktır. 
Sonuç olarak Çamköy’de yapımı planlanan JES için hazırlanan Proje Revizyonu ÇED Dosyası ile Germencik-Hıdırbeyli sulama göletinde yapılan bilimsel çalışma verilerine baktığımızda bölgede bırakın yeni bir JES’e, yeni bir jeotermal kuyuya bile izin verilemez. Aksi bir tutum Germencik ovasının tüm sulama su kaynaklarının kullanılamaz hale gelmesine, Germencik ovası topraklarının çoraklaşacak tarım dışı kalmasına, Germencik’ten Aydın’a kadar uzanan bölgedeki tüm yer üstü ve yeraltı su kaynaklarının tehlike altına gireceğidir.