Bu sözü duyduğumuzda hemen zihnimizde Arşimet’in elinde hamam tası ile yarı çıplak sokaklarda koşması canlanır. Bu resim Arşimeti biraz basite indirgesede, aslında O olduğundan çok daha fazlasıdır. Herşeyden önce muhakkak ki hamam tasının suyun üzerinde batmadan yüzdüğünü gören ilk insan o değildir. Ama o bu olayın bilimsel dayanağı olduğunu, suyun nesneleri kaldırma gücü olduğunu ilk fark eden kişi olmuştur. Bu bağlamda Arşimet mi çok akıllı, yoksa bunu görüpte anlayamayan insanlar mı aptal siz karar verin. Cevap bence Arşimet’in akıllı olduğudur. Çünkü insanlar normal yaşantıları içinde bir çok şeyin farkına varmaz. Hayat kendi halinde akıp giderken, bu akışı tersine çevirecek bilgi ve fikirlere de kapalıdırlar. İşte bazı özel insanlar belli aralıklarla çıkıp bu ulvi görevi yerine getirirler. Böylece diğer normal insanlarla beraber insanlık bir level üste çıkar.  Zira Arşimet o resmin dışında tarihin gördüğü en büyük matematikçilerden biriydi. Astronom bir babanın oğlu olması dışında şahsı hakkında bilgiler çok azdır. Dönemin Yunan sömürgelerinden, kıyı kasabası Sicilya’da doğmuş. Bir süre Mısır’ın İskenderiye’sinde yaşamış. Eserlerinden bazıları. Yunanlılar ve Araplar tarafından Orta Çağ’a aktarılmış ve Romalı tarihçi Plutarch, hayatından bir takım sahnelerin günümüze kadar gelmesine kapı aralamış. Arşimet neden önemli derseniz, bunun tek bir cevabı var: Matematik, statik ve hidrostatik alanlarında yaptıklarının üzerine, 1500 yıldan bu yana bir şey koymayı başarabilen olmadı! Mesela çemberin ölçümü ile ilgili çalışması sırasında, çember ile çapı arasındaki oranı gösteren meşhur Pİ sayısını çok küçük bir hata ilede olsa ilk hesaplayan kişi Arşimet’tir. Silindir ve diğer geometrik şekillerin alan ve hacimlerinin nasıl hesaplandığını ortaya çıkarmış; günümüzde özellikle gemilerde biriken suları çıkarmak için kullanılan ve kendi adını taşıyan “Arşimet Vidası”nı tasarlamış, mancınığı keşfetmiş (ki bu icadıyla özellikle Romalıları canından bezdirmiştir); ağır yükleri korkulu bir rüya olmaktan çıkaran makara ve kaldıraç sistemlerini geliştirmiştir. Ayrıca yaşadığı dönemin bilimsel verilerini kullanarak, evrenin kaç kum tanesi ile doldurulabileceğini bile hesaplamaya kalkışacak kadarda çıldındır. Makara ve kaldıraç düzeneklerini keşfetmesinin ardından övünmek için sarf ettiği ortaya atılan ‘Bana bir dayanak noktası verin, size dünyayı hareket ettireyim’ özdeyişi ile tarihe geçen Arşimet, her ne kadar dünyamızı sallayamasa da, yüzlerce işçinin denize indirmek için ter döktüğü koca koca gemilerin kolayca suya indirilmesini sağlamıştı. Newton ve Gauss ile birlikte matematik liginin en iddialı oyuncularından biri olarak gösterilen Arşimet, kendi döneminde usta, bilge adam ya da büyük geometrici olarak anılıyordu. Tüm vaktini problem çözmeye ayıran Arşimet, kendini rakamların dünyasına öyle kaptırıyordu ki, rivayetlere göre, çoğu zaman yemek yemeyi bile unutuyordu. Modern zamanların defter ya da tahta gibi imkanlarından mahrum olsa da, eline geçen her yeri, sönmüş bir yangından arta kalan küllerden, kumsallara kadar, her düz ortamı, geometrik şekillerle dolduruyordu. Milattan Önce 212’de Romalı General Marcellus, Sirakuza’yı ele geçirmek için hem karadan hem de denizden harekete geçer. Ama askerleri şehrin önlerine geldiğinde mıhlanmıştır adeta. Şehri savunan surların ardından Arşimet’in tasarımı olan mancınıklar Romalı askerlerin üzerine devasa taşlar savurmakta, yine parlak zekasının ürünü olan vinçler, Roma gemilerini balık gibi suda yakalayıp silkelemekte, surların içine yerleştirdiği yaylardan fırlayan onlarca ok Romalı askerleri tarumar etmekteydi. Şehri bir anda alamayacağını gören Marcellus, kuşatmada karar kıldı. Sekiz ay sonra şehre girmeyi başaran Romalı askerler, Arşimed’i yine kendinden geçmiş bir şekilde kumda figürler çizerken buldular. Götürmek istedikleri bilge, çalışmasına müdahale edildiği için askerleri tersleyince, içlerinden birinin kılıç darbesi ile oracıkta can verdi. Bununla birlikte Plutarch, bilgenin ölümüyle ilgili iki farklı senaryo daha nakleder. Buna göre Romalı bir asker kılıcını çekip öldürmek için koşarak arkasından geldiğinde, Arşimet hiç aldırmadan çalışmasına devam etmiş ve kılıcın hedefi olmuş ya da güneşin büyüklüğünü hesaplamak için kullanacağı çemberler, açılar ve matematiksel aletlerle Sirakuza’mn yeni sahibi Marcellus’un huzuruna giderken, kendisinin mücevher taşıdığını sanan askerler tarafından öldürülmüştür. Rivayetler muhtelif. Bununla birlikte kesin olan şu ki; henüz Milattan Önce 250’de hayata geçirdiği ‘Küre ve Silindir Hakkında” isimli çalışmasıyla küre ve silindirin hacimlerinin hesaplanmasına kapı açan formülü insanlığa sunan, ‘Yüzen Cisimler” isimli eseriyle suyun kaldırma prensibini vücuda getiren, iki ve üç boyutlu geometride küre, çember ve spirallerle ilgili onlarca eser veren ve ancak kendisinden 2 bin yıl sonra resmen isimlendirilecek olan integral hesaplarının felsefesini henüz antik çağda kurmayı başaran Arşimet, günümüz medeniyetinin alkışı hak eden mimarlarından biri olmayı başarmıştı. Ancak bunca emeğin karşılığı olarak modern çağ, O’na elinde hamam tası ile yarı çıplak sokaklarda koşturup “EVREKA EVREKA ” diye bağıran bir resmi layık görmüştür.