Ülkemizde ve dünyada bayağılaşmanın ve kötülüğün en görünür kılındığı, herkesin cebinde "akıllı" telefonunun olduğu fakat aklınca düşünemediği dönemin yaşadığımız 21. yüzyıl olduğunu yazdığım satırlarda kanıtlayacağım size sevgili okurlarım. Belki bu yazdıklarım yitip gidecek belki de yüzyıllar sonra birilerinin eline geçecek. "Vicdan ve dürüstlük" denilen iki değerin bazı insanlara (ki sayısı çok az bu insanların) nasıl dünyada cehennemi yaşattığını anlatacağım. Bugün bilgi vermek için değil, fark ettirmek için yazıyorum köşe yazımı.
En görünür olaydan başlayarak toplumumuza yayalım gözlemlerimizi:
6 Şubat depreminde yardım kolilerine saçma malzemelerin geldiğini ,en dalga geçilmeyecek zamanda dalga geçildiğini hatırlayalım.
Tüm siyasi parti duyuru arabaların evde hasta olup olmadığını düşünmeksizin sokaklardan nasıl son ses geçtiğini hatırlayalım.
İş bulmayı bekleyen veya okumuş gençlere "okudun da ne oldu" deyip inatla yangına körükle gitmeleri hatırlayalım.
Kaldırımlara araba park edilmesini, orman yangınlarını ve ormanların tahribini hatırlayalım.
Sırf para kazanmak için internette ve televizyonda yapılan saçma içeriklerin ne kadar şiddet vardı ve ahlak dışı olduklarını hatırlayalım.
Ne yaptı da öldürüldü onu giymeseymiş onu yapmasaymış vs. denilen kadın cinayetlerini hatırlayalım.
Evlenmemiş kadınlara "eksik başarısız", evlenmiş mesleği olmayan kadınlara "ev hanımı, vasıfsız" gözüyle bakıldığını hatırlayalım.
Engelli insanlara yapılan haberlerde nasıl saygısızlıklar yapıldığını, toplumdan soyutlandıklarını hatırlayalım.
Kafasına kepçeyle vurularak öldürülen köpeği, kedi Eros'u hatırlayalım.
Öğrencilerin öğretmenleri ile dalga geçip videoları internete yüklemesini, doktorların gördüğü şiddeti hatırlayalım.
Şehit haberlerinin geçmişte verilerek alışılmasını hatırlayalım.
Kimsesiz çocukların yurtlarda kötü amaçlara (fuhuş, uyuşturucu vs.) bulaştırılmasını hatırlayalım.
Sömürülen emekleri ,haksız kazançları hatırlayalım.
İnançları, düşünceleri, görünüşleri yüzünden yargılananları ve ötekileştirilenleri hatırlayalım.
Bilinçli, her şeyin farkında olan insan için bu dönemde yaşamak yalnızlaşmak ve kalbinde bir sızı ile yaşamak demek. Kötülükten bir sonuç çıkmaz, elinize bir şey geçmez.
Bu durumun en iyi ilacı, tedavisi okumaktır" okuyan insan bin hayat yaşar okumayan bir hayat yaşar. Lütfen okuyun, izleyin, görün sevin, empati yapın!. Öyle olmasaydı Kur'an'ın ilk emri "oku" olur muydu?
Sevgiler...