Ülkemizin jeopolitik ve jeostratejik konumu malum.
Çok kıymetli bir coğrafyada bulunuyoruz.
Jeopolitik kavramın toprağa ve coğrafyaya dayalı bir mücadelede önemi bariz bir şekilde tarihte de günümüzde de görmekteyiz.
Dolayısıyla bu topraklara hâkim olanlar, dünyaya hükmetmişlerdir.
Bu sebeple gerçek anlamda ne ABD...
Ne Çin…
Ne de Rusya İmparatorluk değildir.
Bu devletler; güçlüdürler.
O kadar.
Ama hâkim ve imparatorluk iddiasında bulunamazlar.
Anadolu Türk Coğrafyası’nda Türklerden önce hüküm sürmüş devletler ile biz Türkler, hakiki anlamda cihan şümul…
Moda tabirle: Evrensel imparatorluklardır.
Dolayısıyla Türk Devleti, bin yıldır bu coğrafyadadır.
Anadolu ve Rumeli Türk topraklarındadır.
Adil ve adaletli bir Medeniyet inşa etmiştir.
Liyakate dayalı Osmanlı Türk-Devleti yerini Türkiye Cumhuriyeti’ne devredene dek bu vazifesini başarıyla sürdürmüştür.
O vakit şöyle bir sual yöneltelim:
Türkiye Cumhuriyeti, Türklerin devleti midir?
Evet.
Bu topraklar bizlerin kaderi midir?
Evet.
Türklerin bu vatandan başka vatan yapma imkân ve ihtimali var mıdır?
Hayır.
Öyleyse bize dayatılan her türlü emperyalist dayatmaya…
İngiliz- ABD saldırılarına…
Kuzeyden gelecek kuzu postuna bürünmüş ayı saldırılarına…
Kısaca:
Dâhili ve harici düşmanlara nasıl derineceğiz?
Unutulmasın ki, her yüzyılda sömürgeciliğin adı ve adresi değişmektedir.
Bazen vahşetle…
Bazen de yumuşak görünümlü sömürü ve işgal ile…
Kimi zaman da janjanlı kelimelerle…
Rahmet Prof. Dr. Teoman Duralı hocanın ifadesiyle söylersek:
“Medeniyetler İttifakı Emperyalizmin yeni adıdır.”
Pekiyi bu kadar girizgâhı neden yaptık?
Türk Milleti, Müslüman bir millettir.
Birlik ve dirliği ırka değil; inanç temeline dayanmaktadır.
Birlik ve dirliği muhafaza etmek ise güçlü bir ordu ve askerliği mukaddes sayan fertlerden teşekkül eden millet ile mümkündür.
Biz ne yapıyoruz?
Milleti Dinden soğutmak için her türlü yola başvuruyoruz..!
Medeniyetler İttifaklı adı altında Batı’dan gelen bütün dinsizliğe teşne fikirleri “soft” yollarla millete şırınga ediyoruz.
Bu yetmiyor…
AB müktesebatı adı altında…
Türk Milletini askerlikten soğutuyoruz.
Ordu-Millet telakkisini…
Mehmetçik ile yüceltilen kutsal bir vazifeyi…
Sıradanlaştırıyoruz.
Hatta hurafe olarak nitelendirip Türk Milleti’nin hafızasına hücum ediyorsunuz.
Sonuç: Kıymeti kalmamış Mehmetçik fikriyatını altan alta Türk halkının zihnine yerleştirmiş oluyorsunuz.
Ezcümle şunu demek istiyoruz:
Bu milletin elindeki son kale Dini’ne ve Askerlik şuuruna dokunmayınız.
Bu ikisi elden gidere…
Ya yok oluruz…
Ya da mahkûm.
Bunun adı: Tam Teslimiyettir.
Vesselam.