Hani diyor ya rahmetli Cem Karaca, “Yerel ve Genel seçim, seçin bakalım seçin.” Genel seçimlerimiz ilk turda sonuç vermedi ve iki hafta sonra bir kez daha seçeceğiz. İnsanoğlunun hayatı yaptığı seçimlerden ibarettir. Beyin yakan paralel evren teorilerine göre insanın önüne gelen her seçimde iki yol açılıyor ve yaptığı seçime göre şekilleniyor. Yani aslında insan ikisini de seçiyor ancak her iki evren arasında yaptığı seçimin sonuçlarına göre devam eden evrende yaşadığını hissederken diğer seçiminin onu nasıl bir geleceğe götürdüğünü bilemiyor. Bazı teorilere göre her seçimde açılan paralel evrenlere geçmek mümkün ve ancak bu evrenlere geçiş yaptığınız zaman diğer seçeneğin sizi nereye götürdüğünü anlayabilirsiniz. Çok ütopik değil mi? Ama keşke bu gerçek ve olanak dahilinde bir şey olsaydı. Dün yarım kalan seçimi 2 hafta tamamlayacağız fakat bugünkü konumuz önümüzdeki ay yapacağımız Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanlığı seçimi. Genel seçimlerin gölgesinde unutulup gitti. Tüm ülke gibi bu seçimi göz ardı etmiş gibi bir durumdayız. Bu unutulmuşluk ve boş vermişlik mevcut yönetimin adayı olan Kasım Payza için bulunmaz nimet. Ülke gündemi ve süreç tamamen lehine işliyor. Bugüne kadar sürekli eleştirdiğim için doğal olarak herkeste mevcut yönetime karşı bir düşmanlık beslediğim algısı var. Bundan dolayı kimseyi suçlayamam ama bir gazetecinin eleştirel olması gerektiğine ve bardağın dolu tarafından daha çok boş tarafıyla ilgilenmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü toplum bardağın dolu tarafını hak eder, gazetecinin görevi de bardakta mümkün olduğu kadar boşluk bulunmaması için çalışmaktır. Bu sebeple benim eleştirilerimi doğrusu ve yanlışıyla ele almalarını buna göre bir hareket tarzı geliştirmelerini temenni ederdim. Belki tarzım biraz sert olabilir, biraz patavatsız olabilirim ama insanlara, derdimin kişiler değil camianın menfaatleri olduğuna inandırmaya çalışmak için çaba harcayamam. Beni ben yapan şey benim yaşam şeklim. Her zaman doğru olmak, doğru olduğunu zannetmek kadar büyük bir aptallık olmadığını düşünüyorum kendi adıma. Bu sebepledir ki doğru bildiklerimi anlatırken antipatik ve kırıcı olmak için çabalamadığım gibi, öyle olmamaya çalışarak da enerjimi tüketemem. Önümüzde çok az bir zaman kaldı. Haziran ayında ASKF’ye yeni bir başkan seçeceğiz. Şu an elimizde üç aday var. Genel seçimlerin gölgesinde dinlenmeye bıraktığımız spor seçimlerini yavaş yavaş ısındırmaya, hareketlendirmeye hatta alevlendirmeye bu haftadan itibaren başlıyoruz. Herkes gardını alsın.