Ey oğul…
Beysin! Bundan sonra öfke bize, uysallık sana.
Güceniklik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Acizlik bize, yanılgı bize, hoş görmek sana.
Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlama sana.
Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana.
Üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana. Bu sözler, Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu Osman Bey’in akıl hocası ve kayınpederi Şey Edebali’nin O’na nasihatlerinden bir parça. Bu nasihatler Osmanlı’nın nasıl 600 yıl hüküm süren büyük bir imparatorluk haline geldiğinin özeti aslında. Başta Osman Bey ve ondan sonra gelen padişahlar bu nasihatleri rehber edindikleri sürece büyük ve güçlü bir devlet olarak hüküm sürdü.
Bu hafta sonu bir seçime gideceğiz. Her birimiz ülkemiz için doğru olduğuna inandığımız yere oyumuzu vereceğiz. İnsanlara bu köşeden ahkam kesip kendi düşüncelerimi dikte edercesine taraf olmak haddim değil. Ancak inandığım şeylerden de bahsedemeden geçemeyeceğim. Bu millet aziz bir millet, bu devlet büyük ve köklü bir devlet. Ve bu devletin varlığının devamı tek bir kişiye yada tek bir partiye bağlı değildir. Bu hangi taraf olursa olsun durum böyledir. Devletin bekası o devleti oluşturan en temel yapı taşı olan millettir. Bu sebepledir ki milletin ekonomik kaygıları ve dertleri üzerinden aşağılayıcı ve ayrıştırıcı söylemler can çekişen dar gelirli halka bir hançerdir. Seçimlerin sonuçları ne olur kestirmek çok mümkün değil, ancak hemen herkeste seçim sonrası kim kazanırsa kazansın bir çatışma ortamı oluşması endişesi var. Ben şahsen en fazla bir kaç münferit olayın dışında büyük çapta bir sorun olacağını zannetmiyorum. İnsanları bu tarz korku senaryolarıyla endişeye sevk etmek kimlerin işine geliyor bunu da sizlerin takdirine bırakıyorum. Sonuç ne olursa olsun, kim kazanırsa kazansın yine biz hep birlikte, bir arada yaşamaya devam edeceğiz. Millet içindeki bazı aşırı unsurlar bu tarz bulanık ortamları severler ve bundan faydalanmaya çalışacaktır. Bu olduğu anda Devletin tüm unsurlarının Şeyh Edebali’nin “Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana.” Nasihatini aklının bir köşesinde tutacağını ve buna göre hareket edeceğiniz umut ediyorum. Bunların dışında meydana gelecek her senaryo hepimizi mutsuzluğa ve umutsuzluğa sürükleyecektir bu sebeple Yüce Türk Milleti’nin buna müsade etmeyeceğine eminim. Son olarak, sonuç ne olursa olsun umarım kazanan Millet olur.