Iğdır’dan tekrar selamlar, Iğdır’ı tanıtmaya, bu defa tuz terapi uygulamalarına ilişkin bilgiler vererek devam ediyorum. Ancak hemen belirtmeliyim. Tuz terapisi almadan önce kesinlikle tuz terapisi uzmanı tıp doktorlarından profesyonel destek alınız ve bu konuda yetkin bilim insanlarının makalelerini mutlaka inceleyiniz.
Tuz terapi, kendiliğinden oluşmuş, yani doğal ya da kaya tuzu işletmelerinde tuz kayaları elde edilirken yapılan kazılarla oluşan mağaralar veya her tarafı kaya tuzu ile kaplanarak hazırlanmış tuz terapi odalarında, tıp doktoru gözetiminde, tercihen loş, müzikli bir ortamda, yaşınıza ve terapi alma nedeninize göre saptanan sürelerle alınır. Terapi sürelerine ait kapsamlı bir liste, Iğdır Üniversitesi Tuz Terapi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünün resmi web sitesinde var. Tuz terapisi, şartlar zorlanıp doğal tuz mağaralarında uygulanmalıdır. Bu mümkün değilse, tuz odası doğal tuz mağarasına benzer özellikler taşımalıdır. Çünkü mağara şeklinde inşa edilen odalarda alınan terapi daha etkilidir. Tuzdan salınan elektromanyetik dalgalar, havadaki nemle birlikte, radyasyon yüklenmiş iyonları kendine çekip absorbe eder. Tamamen tuzla kaplı ortamda yapılan/yaptırılan nefes egzersizleri, solunum sorunu tedavisi süreçlerini gözle görülebilir oranda hızlandırır. Keza tuz anti-depresan özelliği ile depresyon tedavisinde de kullanılmaktadır. Tuz terapi odalarının tavanları doğal tuz sarkıtlarıyla, duvarlar isteğe bağlı olarak doğal tuzlar sıvanarak ya da tuz tuğla veya blokları ile kaplanmaktadır. Yine oda zemini de, doğal granür ve işlem görmemiş tuzlarla veya tuz tuğlaları ile tamamen kapatılmaktadır. İlaveten bu odalarda havaya tuz da püskürtülüyor. Iğdır Üniversitesi Turizm Fakültesi Uygulama Otelinde, küçük de olsa (3 kişilik) tuz terapi odası mevcuttur. Ayrıca tuz mescidi de hizmet vermektedir. Tuz odası ziyaretleri günlük kıyafetlerle ve tercihen ayaklara galoş giyilip, parfüm kullanılmadan yapılır. Tuz terapisi için internette birçok reçete mevcuttur. Örneğin “Tamamlayıcı Tıp Kullanım Kılavuzu” isimli kitabın da yazarı olan Dr. Sevil ÖZKAN, tuz terapi uygulamasının toplam 10 seanstan oluşmasını, seansların azami 10’ar dakika olmasını, ilk 5 seansın her gün, geriye kalan 5 seansın ise haftada bir seans olacak şekilde tekrarlanmasını tavsiye etmekte.
Başka bir öneriye göre, ilk uygulama 5 seanslık bir kür olmalı, seanslar 48 saat ara ile tekrarlanmalı ve 1 ay içerisinde 10-12 seans tamamlanmalıdır. Himalaya tuzuyla kaplı odalarda, haftada iki seans tuz terapisinin gribe iyi geldiği; öksürük, sinüzit, alerji rahatsızlıklarında bağışıklık sistemine destek olduğu belirtiliyor. Seanslar kesintisiz olmalı ve çocuklarda en fazla 30 dakikada, erişkinlerde 45 dakikada tamamlanmalıdır. Hatta küçük çocuklarda ilk seanslar, en az 5 en fazla 10 dakika sürmelidir. Yetişkinler için yapılan programlara baktığımızda, yine Himalaya tuzu kaplı odalarda uygulanan tuz terapi programlarının toplam 7-14-21 seanstan oluşması; 50 yaş üstünde haftada 2 seans; 50 yaş altında ise haftada 3 seans uygulanması önerilmektedir. Evet. Tuz terapisi zararlı değildir. Çocuklara dahi uygulanabilmektedir. Ancak ateşli enfeksiyon rahatsızlığı olanlar için tuz terapisi önerilmez. Keza kanser ve tüberküloz hastaları, kalp yetmezliği bulunan ya da yüksek tansiyonu olan hastalar için de uygun değildir. Bu tip rahatsızlıkları olanların, tıp doktoru gözetiminde değillerse, tuz odalarına girmeleri sakıncalıdır ve kesinlikle önerilmez.  Kıymetli okurlarım, bu konudaki son yazımı inşallah önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım. Kısmetse bu yazımda “Doğal kaya tuzundan üretilen tuz lambaları faydalı mıdır? Neden faydalıdır? Faydalı olmaları için neler yapıl malıdır?” sorularına ve bir de, “Ayaklara tuz terapi nasıl uygulanır?” sorusuna yanıt arayacağız. Evet yazmaya devam inşallah. Dört makaleden oluşan bu seri size yararlı oldu mu? Lütfen bana yazınız… Rusya yine Ukrayna’da! Savaş Karadeniz’in kuzeyinde olanca şiddetiyle devam ediyor. Ruslar yaklaşık 100 yıl önce Kırım, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’da öz gardaşlarımıza neler yaptılarsa, aynını Ukrayna’da tekrarlıyorlar. Ve batı sadece ambargo koyuyor. “Her zamanki gibi” Sağlıcakla kalınız… Böyle bir ortamda sağlıklı kalmak mümkün mü? Ya da nasıl sağlıklı kalınır? İnanın, ben de bilmiyorum! Selam ve saygılarımla…