Merhaba kıymetli okurlarım,
Hocam nereden buluyorsunuz bu tarihi eser gibi kelimeleri diye düşünenleriniz olmuştur. Benim gayem, sizlerin, tarihimizin ve kültürümüzün nişanesi bu kelimeleri bilen ve kullananlardan olmanıza vesile olmak ve sayımızın artmasına katkıda bulunmaktır.
Peki ikidir kullandığım tevafuk nedir? Tesadüf var mıdır? Kısmetse bu yazımda, biraz da, unutulmaya yüz tutmuş bu iki kelimemizden bahsedelim istedim. Tesadüf ve tevafuk. kelimelerinin anlamını konuşarak başlayacağımız bu yolculuk, bakalım bizi nerlere götürecek?
Tesadüf kendiliğinden olan, tevafuk yaradan tarafından planlanıp düzenlenmiş olan demek..
Kur’an'a göre evrendeki herşey Allah’ın belirlediği sistemler (tevafuklar) dahilinde olmuş ve olmaya devam etmektedir; tesadüf diye bir şey yoktur.
Tevafuklar, Allah’ın yapma, yaptırma ve yapılmasına izin verme iradesinin bir sonucudur. Her şeyi yapma/yapmama kudretine sahip olan Allah, kötülükleri neden yaratmış ve yapılmasına niçin izin vermişti? Yoksa iyilikler bütün yönleri ile bilinsin diye mi?
İyilik/Kötülük, en kısa tanımıyla Allah’ın insana, yapılmasını tavsiye ettikleri/yasakladıklarıdır.
Yapılması tavsiye edilenlerle/yasaklananların ortak özelliği ise, insana bedenen ve ruhen yararlı/zararlı olmalarıdır.
Allah, sadece insana lütfettiği akılla ona, bildirdiği iyi/kötüleri idrak etme kabiliyetini bahşetmiş; yine aklını kullanarak işaret ettiklerini tanıma ve tanımlama, gizlediklerinden bilinmesine izin verdiklerini araştırma/bulma/keşfetme niteliğini de sadece insanda yaratmıştır; ve insanı, diğer varlıklardan üstün kılmıştır.
Fakat bu üstünlüğün bir bedeli olmalıdır. Bedel sorumluluktur. Sorumluk ise, kendisinin ve yaşadığı/paylaştığı toplumun bedenen ve ruhen sağlıklı olması için çalışmaktır. Çünkü beden ve ruh sağlığı, insanın mutlu olması için olmazsa olmazıdır.
Bedenen ve ruhen sağlıklı olmak için, aldığımız eğitim ilahiyat olmasa da öğrendiklerimize göre şu kabullerle hareket etmeliyiz: 1- Bu dünya imtihan yeridir, 2- İmtihan konusu sorumluluklarımızdır. 3- Sorumlulukların yazılı belgesi Kuran, eğitici-öğretici sünnet-i Resulullah’tır. 4- Sorumlulukları yerine getirirken ihtiyaç duyulacak materyal ve yöntemlerin bulunduğu yer (kaynak) evrendir. 5- İmtihan edilecekler sadece insanlardır. 6- İmtihan edense sadece Allah’tır.
İnsanlığın binlerce yıla dayalı özlemi, amentüsü bu olan insan, bu insanlardan kurulu toplum ve bu toplumların yaşadığı evren/evrenlerdir.
Peki özlenen bu evren şimdiye kadar hiç var oldu mu?
Evet, asr- saadet. Başka bir söyleyişle “mutluluk dönemi”.
Mutluluk dönemi, “Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olduğu, bütün insanlığa rahmet ve örnek olarak gönderilen Hz. Peygamber’in yaşadığı, ashabını terbiye edip yetiştirdiği, İslâmiyet’in tebliğ edildiği ve tam anlamıyla uygulandığı zaman dilimini ifade etmektedir.(1)
Asr-ı saâdet terimi bazan Hulefâ-yi Râşidîn devri (2),
hatta tâbiîn (3) ve tebeu’t-tâbiîn (4) devirleri için de kullanılmaktadır.”
Sözün özü, insanlığın, tesis etmekle sorumlu tutulduğu mutlu toplumları kurarken ihtiyaç duyacağı yapı taşlarını bulacağı dönemler bellidir. Peygamberimizin (SAV) yaşadığı dönemin nitelikleri hedefimiz olmalı; dört halife, tâbiîn ve tebeu’t-tâbiîn dönemleri, örnek olarak alınmalıdır.
Biliyorum. Bunu yazan ne ilk kişiyim, ne de son kişi olacağım. Sözlerim önce kendi nefsime…
Aydınlı olmuş Iğdırlı kardeşlerim, lütfen unutmayınız. Yılların ihmalini, mümkün olan en kısa zamanda telafi etme gayretlerimize lütfen destek olununuz. Sizlerin olmadığı her zaman ve mekanda, inanın yalnızız ve bu çabalar hep eksik kalıyor. Çağrım gurbetteki bütün Iğdırlılaradır.
Kısmetse yazmaya devam edeceğim…
Kalın sağlıcakla… (1) Mutluluk dönemi. https://islamansiklopedisi.org.tr/asr-i-saadet
(2) Dört halife veya dört seçkin dost devri. https://islamansiklopedisi.org.tr/hulefa-yi-rasidin
(3) Sahâbeyi müslüman olarak gören ve müslüman olarak ölen ikinci nesil. https://islamansiklopedisi.org.tr/tabiin
(4) Tâbiîni müslüman olarak gören ve müslüman olarak ölen üçüncü nesil. https://islamansiklopedisi.org.tr/tebeut-tabiin