Kaymakam Ahmet Soley'in Cumhurbaşkanı kararnamesi ile tayinin çıkması, giderken söyledikleri ve gittikten sonra konuşulanlarla oldukça yer tuttu. Gittikten sonra konuşulanlar henüz ısınma aşamasında ama giderken söylediklerinin etkisi ilçe sınırlarını aşıp ülke kamuoyunda yer buldu. Öyle şeyler söyledi ki… Vali’nin de olduğu ortamda. Kaymakamın söyledikleri ilçe sınırlarını aştı ama ilçedeki bazı siyasi partilerin kulaklarına uğramadı. Halk adına konuşmak, sormak, sorgulamak görevleri de olan siyasi partiler sus pus oldu.
Soramazlar mıydı:
-‘Kaymakam bey birkaç kişi beni görevden aldırdı diyorsunuz, kim bunlar açıklayın, biz de bunun hesabını soralım.’
Bu siyasi parti temsilcileri, Kaymakam Soley’in işaret ettiği düşünülen iktidar partisinin ilçe temsilcilerine de ‘Kaymakam bey’in ne günahı vardı da görevden aldırdınız, nesini beğenmediniz, söyleyin biz de bilelim, ona göre tavır alalım’ diye soramazlar mıydı? Bir Kaymakam, ‘Beni birileri gönderdi’ mealinde ‘Elimde olmadan, beklemediğim bir anda sadece birkaç kişinin isteği ile aranızdan ayrılıyorum’ diyecek muhalefet partileri de sus-pus olacak. Olacak iş değil.

SUYA SABUNA DOKUNMADAN SİYASET

‘Suya sabuna dokunmayalım, kıyıdan köşede duralım’ diyerek siyaset olur mu? Yarın bir gün ilçede iktidara gelebilirsiniz ama böyle günlerde sessiz kalmak göreve geldiğinizde toplum yararına hiçbir şey yapıp yapmayacağınız anlamında fikir de verir. Siyaset sadece birinci parti olmak için yapılmaz. İYİ Parti, CHP gibi geçmişi çok daha uzun yıllara dayanan bir partiye göre ilçede ani gelişmelere karşı daha iyi refleks gösteriyor ama bu son olayda onlar da sınıfta kaldı.
Karacasu’daki siyaset açısından bu ilk değildi ama…

BİR KAYMAKAM NASIL BÖYLE KONUŞUR?

Daha önce biliyorsunuz Kaymakam Sayın Ahmet Soley, bayram ziyaretlerinden dönerken Esençay mahallesinde bir yaşlı amca gördü. Yaşlıların dışarı çıkması yasaktı. Yaşlı amca alzheimer hastasıydı ve bahçesinin hemen önündeydi. Yüzünde maskesi olmadan, elinde sigarasıyla makam aracından inen Kaymakam; anlamadan dinlemeden deyim yerindeyse yaşlı adama sert bir çıkış yaptı. Bir de yaşlı adama ceza yazıldı. Biz bunu görüntülerle haberlere taşıdık. Haberlerde bazı vatandaşlar Kaymakamı eleştirdi bazıları Kaymakamı destekledi. Kaymakam bey özür dilemesi gerekirken dünya tarihinde görülmemiş bir açıklama yayımladı. Belediye anons sisteminden anons ettirdi. “Beni eleştirenleri dışlayın” dedi. Ben bu ifadeleri doğru bulmadığımı Kaymakama yakışmadığını köşe yazılarımda o günlerde de yazdım. Ancak ne bir siyasi parti ne bir sivil toplum kuruluşu ne bir muhtar “Siz ne yapıyorsunuz” diyemedi. AK Parti sus pus oldu. MHP sus pus oldu. CHP sus pus oldu. İYİ Parti sus pus oldu. MHP’li Belediye Kaymakamın skandal açıklamalarını belediye anons sisteminden yayımladı, belediye basın elemanları açıklamayı kendilerine yakın medyaya servis etti. Muhtarların açıklamayı paylaşmaları rica (!) edildi. Halkın oyuyla seçilen muhtarlar Kaymakama destek açıklamaları yaptı. Halkın yanında durmaları gerekirken… Kusura bakmasınlar bir daha ki dönemde yarısı aday bile olmamalı.
(Bu konuda ben konuşabileceğim kadar konuştum. Kaymakamın sözlerinin yanlış olduğunu dile getirdim. Ama bir yerde durdum. Yaşlı adama fırça görüntülerinin ve ‘bunları dışlayın’ ifadelerinin yer aldığı görüntüleri ulusal medyaya da servis edebilirdim. “Kaymakam, istihdam projeleri yapıyor” bekleyip görelim deyip kendimi tuttum. Ancak bir kere daha haykırıyorum yanlış yaptınız Kaymakam bey.)

BU KADARLA DA KALMADI

Kaymakam Ahmet Soley’in oğlunun kurduğu havadan dezenfektan hizmeti veren şirket belediyeye fatura kesti. Başka bir resmi kuruma daha fatura kesilmiş midir? Bir kişi de çıkıp bu havadan dezenfektanın faydası var mı diyemedi. Kaymakamın oğlunun Kaymakamın görev yaptığı ilçede ticari faaliyette bulunması soru işaretlerine neden oldu. Herhangi bir sıkıntı olursa diye de muhtarlardan böyle bir hizmet istediklerine dair yazılı kağıt alınmış mıdır? Enteresan işler… Kaymakam Ahmet Soley, güzel çalışmalar da yaptı. Maske ve dezenfektan atölyesi açtı. Ben de destekledim. Kaymakam bey bir sohbetimizde “Bunlar pandemi bitince de yaşayacak” dedi ama pandeminin en yoğun olduğu günlerde kapılarına kilit vuruldu. Açılırken boy boy fotoğraf çektirler, bir bando mızıka eksikti. Ama kapanırken bir açıklamayı çok gördüler. Neden kapandı, ne kadar zarar ne kadar kar etti, anlatmadılar. Maalesef muhalefet bunları sormayı da akıl dahi edemedi.
Kaymakam bey 2 sene önce bir festival organize etti. Maliyeti gündem olunca “Tek tek kalem kalem kamuoyuna açıklayacağım” dedi ama 2 yıldır ses soluk yok, kendisi de gitti. Muhalefet bunu sormayı düşünmedi bile. AK Parti bu işin yanından bile geçmedi. Şimdi merak ediyoruz hala bir yere borç var mıdır?
Bir hayırsever toplu sünnet yapmak istedi. Sünnet eğlencesinin olduğu gece düzenlenen dans gösterileri çocukların olduğu ortamda sahnelendi. Sünnet eğlencesi ruhuna yakışıyor muydu? Bu eğlence için kaç para harcandı? Böyle bir eğlencenin doğru olmadığını herkes söylüyor. Neden bir kişi çıkıp sormuyor, soramıyor. Böyle bir etkinlik hazırlığı yapılırken bir kişi bile Kaymakam’a neden ‘Bu doğ-ru ol-maz’ diyemiyor.
Kaymakamlık toplu açılış töreni düzenledi. Yangınların söndürülmesine katkı sunanlara teşekkür plaketi verildi. Oysa iş adamları kadar gece gündüz oraya tanker çeken genç yaşlı çiftçiler, günlük çalışsa da işini bırakan esnaflar vardı. Bunlar sembolik de olsa sözlü de olsa hatırlanamaz mıydı? Birkaç kişi bunun cılız sesle sordu. Öyle kaldı.

İSA SEVİNÇ’İN ABARTILI SÖZLERİ

Diğer yandan Karacasu Ziraat Odası Başkanı İsa Sevinç de Kaymakamın vedası ve açılış törenlerinde ilginç sözler sarf etti. Haberler duruyor bulup okuyabilir, görüntüleri izleyebilirsiniz. Öyle şeyler söyledi ki sanki Ahmet Soley’den önce Karacasu’da SYDV çalışmıyordu, hiç kimseye yardım yapılmıyordu. Ahmet Soley'in asıl yaptığı işleyişi kolaylaştırmak olmuştur. Birileri övelim derken bu kadar da abartılmamalı yoksa böyle hatalar yapılabilir. Sevinç’in sözleri Karacasu SYDV’ye de haksızlıktır, önceki dönemlerdeki Kaymakamlara da, yönetiminde yer aldığı AK Parti’yi de…