Savaşın çok kötü bir şey olduğunu anlamak için savaşmak zorunda değiliz. (Kazım KOYUNCU) Tarih bizleri aldatmıyorsa eğer, savaşın bile asaleti vardı önceden. Vatanını korumak, ya da yeni vatan edinmek için savaşırlarmış eskiden.  Ayrıca birçok savaşın da, kan dökülmeden gövde gösterileriyle kazanıldığı bilinen bir gerçektir. * Yıllardır Ortadoğu’da yalan bir türkü çalınıyor adı da DÜNYA BARIŞI… Ne barış ama, kan su gibi akıyor, yakılıyor, kesiliyor, bombalanıyor. * Suriye’deki iç savaşın bizlere ve tüm insanlığa kaybettirdiklerini hepimiz canlı canlı görüyoruz. Afrin’de İblid’de nice canlar yitirdik. Önceki dönemlerde birçok kez milletvekilliği ve meclis idari amirliği yapmış Ali UZUNIRMAK abimizin sosyal medya hesabından paylaştığı bir görsel içimi parçaladı. Şehit cenazesinde babasını kara toprağa verirken resmedilmiş minik bir yavru. Gözyaşları içinde babasına ‘GİTME’ dercesine bakış atan bu evlat, baharını kaybetmiş bir kelebek gibiydi adeta. Bu evlatlar bu hallere düşürülmeden bu işlerin demokratik yollarla çözülmesi gerek. Bu sahneler yaşandıkça insanlık da ölüyor aheste aheste. * Demokrasi ve müzakere barışın anahtarıdır. Savaş sadece bizleri üzmekle kalmayıp milyonlarca kişinin geçim kaynağı ve ülkemizin en önemli ekonomik can damarı olan turizmi olumsuz yönde etkiliyor. ‘Şimdi ekonomiyi düşünecek zaman mı Şenol Hoca?’ diyenlerinizi duyar gibiyim. Öyle düşünmeyin lütfen! Çağımızdaki savaşlarının tek nedeni EKONOMİDİR. Değilse,  Yaban ineklerini gözetleyen aslanlar misali ABD’nin Rusya’nın ne işi var Suriye’de? * Eşkıya filmini hatırlarsınız.  Bir Yavuz Turgul filmi… Şener Şen ve Uğur Yücel’in muhteşem oyunculukları… 2 milyon 339 kişinin sinemada izlediği bir film. Eşkıya Baran, ağa zulmüne karşı gelip, dağa çıkar.  O bir Robin Hood’dur aslında Bir gün çekirge misali yakalanır ve 35 yıl hapis yatar. Özünde terörist değildir Eşkıya, devlete karşı gelmemiş, devlete asla kurşun sıkmamıştır.  Ağa zulmüne ve yerel baskıcılığa isyandır onunkisi, Baran’ın hapis hayatına 35 yıl katlanabilme sebebi, ilk göz ağrısı Keje’ye olan aşkıdır…  Hapisten çıktığı gün köyüne döner Baran, sular altında kalan köyüne hasretle bakar. Yaşama sebebi olan Keje için İstanbul’a giderken yolda Cumali ile tanışır, dost olurlar. Cumali de, bir kadına aşıktır ve aşkı uğruna yasa dışı işlere bulaşmıştır. Hayatı tehlikededir. Eşkıya Baran için 35 yıllık aşkından, Keje’den daha önemli bir şey vardır artık, BİR İNSAN HAYATI… Cumail’nin hayatı… Cumali’nin hayatı için aşkından vazgeçer Eşkıya… İnsan hayatı bu denli önemliyken Yazık değil mi bu vatan evlatlarına, Yazık değil mi analara, yavrulara Gelin barışı silahla aramayalım. Yıllardır kan akıyor bulunabildi mi barış! Barışın sadece çocuklarımıza koyduğumuz güzel bir isim olarak kalmasını istemiyorsak ne olur Vurmayın, yakmayın, yıkmayın… Demokratik yollarla çözün ne çözecekseniz. Bu gençler, analar, çocuklar ölmeyi hak etmiyor… Hani dillerde aynı söz var ya; ‘Oyuna gerçekten gelmeyelim’ diye Birliğimizden taviz vermeyelim. Bütünlüğümüzü bozmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmeyelim… Gaza gelerek, Kaddafi’yi katleden ve şimdi de, o günleri mumla arayan Libya halkının durumuna düşmeyelim. Oturalım oturduğumuz yerde… Fazla kelama gerek yok! Gün, birlik günüdür. Gün, dirlik günüdür. Barışı içimizde büyütelim. Saygılarımla…