‘Bir cümle yeter laftan anlayana, destanlar yazsan ne fayda sözden anlamayana.’ (Mevlana) Bir zamanlar Nazilli’de, yeni 400 yataklı Devlet Hastanesi yapılmadan önce SSK ve Devlet Hastaneleri vardı. O hastanelerden Devlet Hastanesi'nin öyle bir müdürü vardı ki dillere destan. Bir insan işini böyle mi iyi yapar, böyle mi sever, böyle mi takip eder. Bir insan böyle mi sevdirir kendini arkadaş? O, Saçı bıyığı kapkara, kara yağız delikanlı, yürekli ve mütevazı bir adamdı. O kadar çok kişinin duasını ve gönlünü alıyordu ki, ona olan güven sayesinde hastalar hasta olmaktan bile korkmaz oluyordu adeta… O zamanlar Haluk müdürleriyle çalışan personel de çok mutluydu. Mesaileri bitse bile hastanede kalmak istiyorlardı. Ağabey şevketiyle yaklaşan, onların sorunlarını bile çözmeye çalışan müdürleri vardı çünkü. Haluk müdürleri. Daha sonra Milletvekili adayı olup seçilemeyen ve ardından Nazilli Sağlık Meslek Lisesinde öğretmenlik de yapan Haluk Alıcık’ın hastane müdürlüğünü çok özlüyordu insanlar. Ancak, milletvekili adaylığının ardından hastane müdürlüğü artık onun için elverişli değildi. Nazilli halkı artık O’nu Nazilli Belediye Başkanı seçmeliydi. Duasını aldığı binlerce insan, ağabeylik ettiği personeli, arkadaşları, sevenleri, dava arkadaşları herkes onun yanındaydı. Gece gündüz demeden çalıştılar, çalıştılar, çalıştılar. Güçlü rakiplerine karşı millet o dönemde MHP’nin sloganı olan şeyi yapmış ve yüreğini koymuştu. İyi yürekli kara bıyıklı delikanlı için… * İlk yıl, toparlanma sürecinde olduğundan sakin geçiyor,sonraki yıllarda ise Haluk Başkan ve ekibi, gaza basıp hizmetleri ardı ardına sıralıyordu. Yapılan hizmetlerden memnun olan Nazilli halkı, kendisine bir dönem daha bu yetkiye layık görüyordu. * İkinci başkanlık dönemi büyük bir kaygı ile başlamıştı. Çünkü Büyükşehir yasasının yürürlüğe girmesiyle gelirlerinin büyük bir çoğunluğunu Büyükşehir’e kaptırmıştı koca Nazilli Belediyesi. Haluk Alıcık ve ekibini zor günler bekliyordu. Vaat ettiklerini yapabilmek için kaynak lazımdı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile ilk günden beri hiç yıldızları barışmadığından, Büyükşehir’den zırnık destek gelmiyordu. Maalesef bu siyasi çatışmada kaybeden Nazilli oluyordu. Seçim sonrası personel eksiltme hamlesi büyük tepki alınca geri adım atıldı. Ancak para lazımdı. Para, para, para… Ya yasa ile belediyeye miras kalan arazileri satılacak, ya da kurulmuş olan şirket üzerinden işletmeler gelir sağlayacaktı. Bir önceki dönem halkla iç içe olan Haluk Başkan artık yetkilerin ve gelirlerin daralmasıyla, tatillerini bile artık şehir dışında geçiriyordu. Müptelası olduğu Nazilli Belediyespor’un artık deplasman maçları sayesinde ülkemizi karış karış gezer oldu. Nazillisporumuz puan kaybetmeleri ve birçok olumsuzluk, Sayın Başkan’ın ne sağlığına iyi gelmeye başladı nede sinirlerine… Daire müdürlerini bile misafirlerin yanında zaman zaman azarlamak ta neyin nesi? Yanlış giden bir şeyler varsa bunlar kapalı kapılar ardında halledilemez mi? Nerde o eski Haluk ALICIK? Bir belediye çalışanı, ‘Haluk Başkan, stres atmak için tuttuğu balıklara bile bizden daha fazla şefkat gösteriyor.’ diyor. (İsmini veremem işinden olmasın o evlat ta) Ayrıca, defalarca yardım ettiğiniz engelliyi, muhtacı deşifre etmeyin, dağıtığınız o sağlıksız lokmaları reklam malzemesi yapmayın diye yazmamıza rağmen kulak ardı etmekten geri kalmıyorsunuz. Belli ki doğru sözlerimizi dahi önemsemiyorsunuz. Ama emin olun bu satırları ‘dost’ olduğum için yazıyorum.Bir de neden yazıyor ve yazabiliyorum biliyor musunuz? Şimdiye kadar sizinle ya da Nazilli Belediyesi ile kişisel hiçbir çıkar ilişkim olmadığı için… Siz artık, bir gülün peşinden koşarken ayaklarınızın altında ezdiğiniz kır çiçeklerini maalesef göremez oldunuz Sayın Başkan. Son günlerde TV ve Radyo programlarında sürekli  ’Ben’ diyorsunuz. Ben verdim, ben yaptım, ben dedim, ben getirdim, ben ben ben ben…. ‘Biz’ yerine ‘Ben’ demeye başladığınız zaman üst perdeye çıkmış, ekibinizi ve meclisinizi hiçe saymış demokrasiden maalesef uzaklaşmış oluyorsunuz? * Nazilli halkı, bir üst perdeden öfke naraları atan kişiyi değil herkesi sevgiyle kucaklayan başkanını istiyor. Nazilli artık, huzurlu olmak istiyor. Nazilli o eski hastane müdürü olan kara yağız delikanlıyı istiyor. Nerde o eski Haluk ALICIK? Sanmıyorum ama eğer, ‘O eski günler geride kaldı, ben artık böyleyim’ diyorsanız, o zaman söz millete geçer ve Nazilli kararını verir… Saygılarımla…