Üniversiteye giriş sınavlarına bir ay, liseye giriş sınavlarına ise iki hafta kaldı. Sınav heyecanı yaşamak son derece normal ve doğal bir durumdur. Kaygının kontrol edilemez sınırlarda olması sorundur. Önemli olan bu durumu dengeleyebilmektir.
Bu dünyada kendimizi var edebilmek hissedebilmek için hayallerimizin, isteklerimizin olması gerekir. Bu hayalleri gerçekleştirebilmek içinde bir performans, emek sergilememiz gereklidir. Bu durumun bizde biraz kaygı yaratması çok doğaldır. Hiç kaygımız, heyecanımız olmazsa da hareket edemeyiz.
*Kişi için hedefin çok önemlidir. Orta, uzun, kısa vadeli hedef belirlemek önemlidir. Şimdi sınavda da kaygı arttıran, sınavdaki kontrol duygusunu bozan en önemli şey sınava yüklenen anlamdır. Bazı kişiler sınava öyle bir anlam yüklüyor ki sanki ölüm kalım meselesi eğer bu sınavı başaramazsam hayatımın sonu gelecek gibi bir anlam yüklüyorlar veya farkında olmadan çevre ve aile yüklüyor. Sınav çok şey ama her şey demek değildir.
*Sınavın kaygıya dönüşmesinin sebeplerinden bir tanesi de sonuç odaklı hareket etmektir. Hâlbuki süreç odaklı hareket etmek gerekiyor. Sonuç odaklı düşüncede ‘Kazanacak mıyım yoksa kazanamayacak mıyım? Ya kazanamazsam? “Rezil olacağım, kimsenin yüzüne bakamayacağım, utanç hissedeceğim” şeklinde duygular ortaya çıkar. Oysa sürece odaklanmak gerekir. Sınava 1 ay kaldı. Bu bir ay her gün sınav saatinde bir deneme çözeceğim. Denemedeki yanlışlarımı iyi analiz edeceğim. Konu eksikliği varsa konu tekrarı, dikkat eksikliği varsa da ona göre bir çalışma yapacağım diyerek yol haritası çizmeli ve sonucu düşünmemeli. Yol haritasını düşünmelidir. Şimdiye kadar belli bir tempoda emek verdiyseniz iki hafta kaldı, bir ay kaldı diyerek motivasyonunuzu düşürmeyin, devam edin bu kadar zamanda bile çok şey katarsınız kendinize. Bu süreçte yanlışlarınızı iyi analiz ederek akıllı çalışın.
*Vizyon kelimesinin Türkçe’deki karşılığı “İnsanın olabileceği şeyleri hayal etmesi” dir. Akşamları yatarken sınavla ilgili olumlu hayaller kurun. Mevlana’nın pergel örneği vardır. “Bir ayağın yerde, gerçekte olsun, diğer ayağın hayal dünyasında olsun” diyor. Bu dengeyi kurabilmek önemlidir. Önce hayal edin hayal etmediğiniz bir şeyi gerçekleştiremezsiniz. Sonra da eyleme geçin. Bugün dünyada insanoğlu tarafından gerçekleştirilen her şey bir zamanlar bir hayaldi.
*Sınav kaygısının belirtileri sadece endişe, heyecan değildir. Fiziksel belirtileri de vardır. Kalp çarpar, eli titrer, üşüme gelir ya da sıcak basar. Böyle anlarda nefes egzersizleri, gevşeme çalışmaları yapmak gereklidir. Yine anne babanın sakin ve emniyetli bir şekilde çocuğun yanında olması yeterlidir. “Biz senin yanındayız, sen elinden geleni yaptın, biz senin arkandayız, sınav sonucu ne olursa olsun sen bizim kıymetlimizsin” duygusunu çocuğa vermeleri yeterlidir.
*Sınava en aza on gün kala aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkmaya çalışın. Sınava 24 saat kala artık sınav düşüncesinden uzaklaşmak iyi olur. Arkadaşlarınızla bir araya gelin ama sınav hakkında asla konuşmayın. Sınavdan önceki gün bedeni yormadan çok kısa bir yürüyüş yapabilirsiniz. Sınav sabahı evde mutlaka kahvaltı yapın. Uzun süre dikkat bir yere verince kan şekeri düşebiliyor. Bu da dikkat dağılmasına yol açabiliyor. Sınavdan önce yine nefes egzersizleri yaparak ve sınavdaki konulara baktığınızı kendinize hatırlatıp rahatlayarak derin bir nefes alıp aldığınızdan daha uzun nefesinizi vererek sınava başlayın. Sınavda elinizden gelenin en iyisini yapın. Sonuç sizin tahmininizden daha iyi olacak. Hepinizin hakkında hayırlısı olsun.