Duygularınızı, düşüncelerinizi, sezgilerinizi ne kadar dinliyor? Arkasında ne kadar duruyorsunuz? Hayat o kadar hızlı, telaşlı görev ve sorumluluklarla akıyor ki, günlük yaşamımızda çoğu zaman anın farkına varmadan, otomatik pilotta gibi hayatımızı geçiriyoruz.
*Böyle yaşamaya öyle alışıyoruz ki hayatımızın akışında ruhumuzu dinlemeyi onunla bağ kurmayı unutuyoruz ve içsel sezgilerimizi, kendimizi göz ardı ettiğimiz bir hayatı yaşayabiliyoruz. Hatta bunu bazen hayatımızın en önemli karalarını verirken bile yapıyoruz. Bir an durup bilinçli bir şekilde sorgulayıp kendi içimizde hazmetmek yerine bazen tepkisel kararlar alıyor ve o şekilde davranıyoruz.
*Bir gün yabancı dizilerden birini izliyordum. Dizide İngiltere kralı masada torunu ile oturuyor. Torununa “Hayatta her zaman kendi düşüncen olsun, özellikle benim gibi insanlara karşı” diye bir tavsiyede bulunuyor. Sonra torununa bir kadeh şarap dolduruyor ve “iç” diyor. Sonra bir kadeh daha torunu pek istemiyor ama içiyor ve üçüncü kadehte artık o kadar zorla içiyor ki yüz ifadesi değişiyor, ama yine de içiyor. Çünkü, o kral ve dedesi. Biraz önce sana söylediğimi biliyorsun. Ben sana üç kadeh şarap içirdim, ama ben üç kadeh su içtim.
*Tavsiyeler yetmiyor değil mi bazen, biraz önce söylenmiş olsa bile kendi ile bağını kaybeden çocuk orada kendisini var edip isteklerinin arkasında durmakta, hayır demekte zorlanıyor. Bu sahneyi bundan 5-6 yıl önce çocuklarıma izlettim. İzledikten sonra esprili bir şekilde, anne ama çok da önemli bir konu da değil tadında ufak tefek takılmalar oldu.
*Bir gün kızım okuldan geldi. Sanırım o zamanlar ortaokul zamanlarıydı. “Anne çarşamba günü okulda veli toplantısı var, bir arkadaşımızla ilgili anne ve babalarımıza şikâyet edip birlik olalım gibi konuşmalar oldu. Biliyor musun bir anda o izlediğimiz sahne aklıma geldi. Bir an durdum; gerçekten bu konu ve arkadaşım hakkında ne hissettiğimi merak ettim.”
*Evet, biraz fazla konuşuyordu fakat zarar verici bir davranışı yoktu. Ve aileleri işin içine katacak kadar önemli olmadığını düşündüm ve sorunun bu şekilde çözülmeye çalışılması beni rahatsız etti ve arkadaşlarıma bu konuda hayır dedim. Kızımın bir düşüneyim diye es vermesi; kendi fikrini, duygularını görmesini sağladı. Evet e evet diyen, hayıra hayır diyen ama o hayırı güzelce söyleyen dostlarınız olsun. Hayatınızın akışında ruhunuzla bağ kurduğunuz, bir düşüneyim öyle deyip kararlar aldığınız güzel seçimleriniz olsun.