Türk demokrasisi, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yaşanan 27 Nisan e-muhtıra kriziyle önemli bir sınav verdi. AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’e yönelik tepkiler ve Genelkurmay Başkanlığı’nın yayımladığı e-muhtıra, siyasi tarihe damga vurdu.

Alıcık’tan Bahçeli’ye ziyaret: 'Hedefimiz, lider ülke Türkiye olması' Alıcık’tan Bahçeli’ye ziyaret: 'Hedefimiz, lider ülke Türkiye olması'

E-MUHTIRA SÜRECİ

Genelkurmay Başkanlığı’nın yayımladığı bildiri, laiklik hassasiyetini vurgulasa da siyasi çevrelerde askeri müdahale olarak algılandı. AK Parti Hükümeti, dönemin Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek aracılığıyla sert bir yanıt verdi: Çiçek, "Demokratik bir hukuk devletinde, Genelkurmay Başkanlığı’nın hükümete karşı bir ifade kullanması düşünülemez." demişti. Anayasa Mahkemesi’nin 367 iddiasını kabul ederek Cumhurbaşkanlığı seçimini iptal etmesi üzerine erken seçim kararı alındı. 22 Temmuz 2007 seçimlerinde AK Parti, yüzde 46,6 oy alarak yeniden tek başına iktidar oldu. Abdullah Gül, 28 Ağustos 2007’de Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı seçildi.

VESAYETE KARŞI DİK DURUŞUMUZU SÜRDÜRECEĞİZ”

AK Parti Aydın İl Başkanı Mehmet Erdem yaptığı açıklamada, bu süreçte AK Parti’nin askeri vesayete karşı sergilediği kararlı duruşu değerlendirdi. AK Parti’nin bu süreçteki duruşunun, milli iradenin üstünlüğünü savunma noktasında tarihi bir adım olduğunu dile getiren Erdem, “27 Nisan e-bildirgesiyle ortaya çıkan askeri vesayete karşı dik duruşu gösterdik. Türkiye’nin siyasi tarihinde ilk defa milletin iradesine saygısızlık yapanlara haddini bildirdik. Bundan sonra da milli iradeye müdahale etmeye çalışan her türlü vesayete karşı duruşumuzu sürdüreceğiz. Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir anlayışıyla yolumuza devam edeceğiz."

Kaynak: HABER MERKEZİ