Peki, öyleyse; dâhili ve hârici düşmanlarımızın korkmasına sebep olan milli şuurlanmanın esası neye dayanmaktadır?
Nasıl bir tarihe sahibiz ki biraz dahi ayağa kalkmamızdan bu kadar korkmaktadırlar?
Nasıl bir maziye sahip olduğumuzu hatırlamakta fayda vardır.
Müslüman-Türk milletinin geçmişinde neler var?
Hülasa edersek…
*Malazgirt'te Bizans'ın ümidi Romen Diyojeni mağlup edip esir aldıktan sonra bağışlayan engin bir müsamaha ve şefkat var.
* İslam mülkünü yaka-yıka Niğbolu'ya gelen küfrün tepesine yıldırım gibi düşüp emellerini tarumar eden kuvvet var.
* “Gök kubbe çökse mızraklarımızla tutarız" diyebilecek kadar mağrur Haçlı güruhunun gururunu Kosova'da ve Varna'da kıran azamet var.
* Bizans'ın ikinci adamı Grandüh Noktaras'a, "İstanbul surları önünde Latin serpuşu görmektense Müslüman sarığı görmeyi tercih ederim" dedirten hikmet var.
* Kostantiniye'nin muhkem surlarını imanının ateşiyle yakarak hadis-i şerifteki müjdeye ulaşan ve bir milleti Peygamberimizin medhine ulaştıran saadet var.
* Koskoca İstanbul Fatih'ine "Ak Hocamın karşısında ellerim titrer, söyleyeceklerimi şaşırırım, bu pîre hürmetim ihtiyarsızdır" dedirten hürmet var.
* Yavuz Padişah'ı Çaldıran'dan Tih Sahrasi'na götürüp Mercidabık sonrasında hilafetle kucaklaştıran keramet var.
*Muhteşem Süleyman'a ihtişam verip dünyanın en kudretli hükümdarı haline getiren rahmet var.
* Preveze'de Barbaros Hayreddin'i dünyanın en güçlü armadası karşısında muzaffer kılan hakikat var.
* Yıllar süren muhasaralardan sonra, Rodos ve Girit gibi, ılınmaz sanılan adaları alan savlet var.
* Osmanlı sadrazamına, "Yelkenleri atlastan, halatları ibrişimden" bir donanma vücuda getirebileceğini söyleten servet var.
*Zaman zaman Avrupa imparatorlarının bile sığınağı olan şanlı, cihangir, adil, medenî, muktedir, azametli bir devlet var.
* Türkülere, destanlara sığmayan; altiyüz küsur sene şanıyla, şerefiyle dünyanın yarışma hükmeden hamaset var.
* Yabancı milletlere bile, "Ülkemizi feth ediniz, kilise ve aristokrat zulmünden bizi kurtarınız" diye yalvartan dillere destan hizmet var.
* Fransa Kralı Fransuva'yı, Alman imparatoru Şariken'in esaretinden tek bir mektupla kurtaran himmet var.
*Üç kıtada, yaklaşık 22 milyon kilometrekare toprak üstünde hükümran olup, yetmiş iki buçuk milleti çatıştırmadan yöneten maharet var.
* Beşikteki oymalardan, mezartaşlarındaki kabartmalara kadar, san'atı beşikten mezara kadar yayan san'atkar fıtrat var.
*Bugün bile dünyanın en kudretli mimarlarına parmak ısırttıran Selimiye'si, Süleymaniye'si, Sultanahmed'i; sebilleri, çeşmeleri, kubbeleri, minareleri, vakıflarıyla "Hayat muavenettir yardımlaşmadır" düsturunu ihya eden kemalat var.
*Karşısında padişahları bile el pençe divan durduran, padişahla sıradan vatandaşı eşit sayan, dini. dili, rengi ne olursa olsun kimseye asla imtiyaz tanımayan bir adaletle, küffar karşısında gürül gürül gürleyen coşkun hiddet var.
* Rodos'u feth etmeden önce karaya çıkıp yollar, çeşmeler anlar yapan, "Ya feth edemezsek bu emeklerimiz boşa gitmez mi?" diye soran askerlere, "Hayır, çünkü biz faydalanamasak da başka insanlar faydalanacak, bu bize yeter; önemli olan insanların hayrına bir şeyler yapmaktır, bizim burada bulunuşumuzun sebebi dahi budur" diyen medeniyet var.
*Son savletiyle "Çanakkale Geçilmez" hükmünü tarihe yazdıran izzetle; yıkıldığı yerde yeniden dirilişi gerçekleştiren îmanlı, kararlı, zinde bir millet var.
Rahmetli Yavuz Bahadıroğlu, tarihi, bizim neslimize sade ve akıcı bir üslup ile aktarıp şuurlanmamıza vesile olanların arasındadır. Kısa tarihi gezintimize de kaynak oldu. Rahmet olsun.