Kimi zaman gerçekten söylemek istediğimiz bir şeyler olduğu için, kimi zaman da görev icabı sarılıyoruz kaleme. Sebep ne olursa olsun anlatacak bir şey bulmak zor olmuyor. Konusuuzluktan bile konu yaratabilecek meziyetlerimiz var çok şükür. Burada asıl olay, anlattığımız olayların nereye değdiği ve konunun muhattabının anlatılanlara olan yaklaşımı. Zira bu yaklaşım tarzı gelecek zamanlarda yazdıklarımızı da etkiliyor. İstisnasız hepimiz az yada çok bir ego taşıyoruz. Bu egoyu kontrol altında tutabilmek hem insan olmamızın hem de varacağımız noktanın pozitif olması için çok önemli. Kontrolü tamamen egoya kaptırdığımız zaman anlattıklarımızdan daha çok anlatım şeklimiz ön plana çıkıyor. Ben şahsım adına biraz ateşli bir anlatıcı olduğumu düşünüyorum. Bu ateşi ben yönetmezsem eğer yakacağı ilk şey yine ben olurum. Bu durum herkes için geçerlidir. Makam mevki ayırmaksızın egomuzu dizginlemeyi, ateşimizi dindirmeyi beceremezsek bir bakmışız ne makam kalmış ne mevki. Çok şükür ben bir makamda oturmuyorum. Ama oturduğu koltuğu esnaf taburesi zanedenler düştükleri çelişkinin onları sona yaklaştırdığını bilmekle mükelleftir. Tarih bu ayarı tutturamamış bir sürü siyasi metayı barındırıyor. Bugün kendi meziyetinden daha çok birilerinin lütfuyla vitrinde olanlar tarihin tozlu raflarına gömülmeyeceklerini mi sanıyorlar? Elinde hiç bir delil ve ispat olmadan, bir gazetecinin yazdıklarından hoşnut olmayanların ağızlarına ilk doladıkları şey o gazeteciyi bir yerden para almak ve bu para karşılığı tetikçilik yapmakla suçlamak oluyor. Şahsım adına çok rahat bir şekilde şunu söyleyebilirim ki, “Kişi kendinden bilir işi.” Rahatlığımın sebebi de çok açıktır bu alçak iftirayı bana atanların elinde hiç. Bir delil yok, olmasına da imkan yok. Aksini iddia edenler ya ortaya ispat koysun ya da iftiracı konumuna düşmeye devam etsin, burada beni bağlayan hiç bir şey yok. Ama anlamadıkları şu ki, senin orada oturmanın yolu başkalarının teveccühünden geçerken, benim olduğum yerde durmanın tercihi tamamen benim paşa gönlüme kalmış. Senin oyununu ilk düdüğü çalanlar bitirir, benim oyunumsa ben bitti diyene kadar bitmez. Bu anlattıklarım bir kişi veya bir kaç kişi ile alakalı değil. Tamamen genel manada konuşuyorum. Bu yazıyı okuyup aksini düşünenler ise konuyu, muhattabıyla kendileri eşleştiriyorlardır. Eeee benim eşleştirmediğimi siz eşleştiriyorsanız bu konuya, birileri direk muhattap oluyor demektir. O da onların problemi.