Basit ve gerçek bir nedeni vardır o içinden geleni yapamadığının... Geçeklerle yüzleşmektir genelde... Duyarlı, olgun, tutarlı, dengeli biri olmuşsundur aslında. Tedirginliğimi belli etmeyip mutlu insan portresi çizmeye çalışıp, hikayenin bir yerine öyle ya da böyle girmek istedim. Ben bu sabah bürünebileceğim en sade halimle, en yakın denizin kıyısına gidip karşı konulmaz bir şekilde denize girmek istedim. Konuşabileceğim en sıradan kelimelerle ifade edeyim yüz kere, bin kere girmek istedim. Bu kesin bir sayı değil ama kesine çok yakın. Derinlere inip bir sonraki adımın kalmadığı yere vardığın da bulduğun şeyin umduğun şey olmaması ihtimali bile, bu hayata devam amacını sorgulatacak güçte.
Bazen sıkılıyoruz, üzülüyoruz bazen de gurur verici sabretmek. Çok rahatsız edici ve sinir bozucu. Bazen ağlamak için tek sebep elde olmayan büyük üzüntü. Dünyamızın değiştiğini biliyoruz, bu sürecin geçici olduğunu da biliyoruz ancak kolay değil duygularımızı her zaman kontrol edebilmek. Çoğumuz için günlük rutinimizi kaybetmiş olmak, endişe, korku, karamsarlık, öfke, depresif ruh hali gibi negatif duygular.
Biraz daha sabır tüm gece şiirler okuyarak, tavana baktığımız ve sesli sesli kahkahalar attığımız günler de güzel. Evde kalmayı yas olarak adlandırmayalım. Her şey değişir. Tam olarak ne olacağını bilmiyorum klişe gibi geliyor kulağa belki de hayatın ta kendisidir bilinmezlik aslında. Kişiliğimiz, karakterimiz, inançlarımız, sevgilerimiz... Her biri sınanırken yeteri kadar saygı yoksa, bir evren ötekini yok eder.
Biraz daha sabır.