Yağmur damlaları düştüğünde toprağa, yeşerir tohumlar; uzanır elleri Güneş’e, yüzü güler doğanın.
Başakların türküsü başlar. İnsanın emeğiyle, ekmek olur buğdaylar.
Su, Dünya’mızda bulunan dört elementten biridir. (Toprak, su, hava, ateş.) Dünya gezegeni yaratıldığında su yokmuş. Su daha sonra uzaydan, buz parçaları halinde geldiği bilim adamları tarafından açıklanmıştır. Dünya’nın suyunu gezegenimize çarpan asteroitler ve buzlu kuyruklu yıldızlar taşımış. Asteroit, Güneş’in etrafında dolanan küçük, taş benzeri gök cisimleridir.
Suyun kimyasal formülü, H2O ‘dur. Su, 2 hidrojen, 1 oksijen atomundan oluşur. Su, yaşamak için vücudumuzun ihtiyaç duyduğu en önemli maddedir. Kadınlarda vücudun yüzde 60’ ı, Erkeklerde ise yüzde 50’sini su oluşturur. Dünya’mızın yüzde 70’i sularla kaplıdır. Küresel ısınma Dünya’yı tehdit etmektedir. Dünya’nın sıcaklığını düzenleyen en önemli madde su’dur. Su kaynakları gitgide azalmaktadır. İnsan su içmeden sadece bir hafta yaşayabiliyor. Beynimizin yüzde 70’i sudan oluşmuştur. Küresel ısınmayı yavaşlatmak zamanla bitmesini sağlamak için dünyamıza yardımcı olmalıyız. Dünya’yı ben mi kurtaracağım dememeliyiz. Dünya kendi kendini yeniliyor. Bunun için en az 50 yıl gerekiyormuş. Su kaynaklarını tasarruflu kullanmak, gerekli önlemleri almak gerekmektedir.
Kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de suyun önemi açıklanmıştır. “Allah gökten su indirdi de, yeryüzünü ölümünden sonra diriltti. Şüphesiz bunda dinleyecek bir toplum için bir ibret vardır.”(Nahl 65)
“Hakkı örtenler görmedi mi? Muhakkak gökler ve arz bitişik aynı idi. O ikisini ayırdık. Ve her canlı şeyi sudan kıldık (yarattık) İman etmiyorlar mı? (Enbiya 21/30)
Bize düşen ibret almak, sorumluluklarımızı yerine getirmektir. Yaşamak ve yaşatmak için suya sahip çıkalım. Su kaynaklarını koruyalım. Yaşamak için bütün canlıların suya ihtiyacı var unutmayalım…