Türkiye’de artan hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı, emeklilerin yıllardır çözülemeyen intibak beklentisini yeniden gündemin merkezine taşıdı. Faturalar, kira ve temel ihtiyaç giderleri karşısında maaşları eriyen emekliler, mevcut zam oranlarının yeterli olmadığını belirterek hükümete kapsamlı bir düzenleme çağrısında bulundu. Türkiye Emekliler Derneği Nazilli Şube Başkanı Orhan Oruç, açıklamasında hem intibak yasasının çıkarılmasını hem de seyyanen artış yapılmasını talep ederek “Emeklilik bir lütuf değil, bedelini ödediğimiz bir haktır” dedi.
“İNTİBAK YASASI ARTIK KAÇINILMAZ”
Türkiye Emekliler Derneği Nazilli Şube Başkanı Orhan Oruç, emeklilerin yıllardır beklediği intibak düzenlemesinin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Hükümetin 2025 için belirlediği oranın yüzde 29,5’ten yüzde 31’e çıktığını hatırlatan Oruç, buna rağmen sadece yüzde 15'lik bir artış üzerinde durulmasının emeklilerin gerçek sorunlarını çözmeyeceğini söyledi.
Oruç, “En az 15 bin TL seyyanen artış yapılmalı. Sadece gıda fiyatlarına bakarak zam belirlenemez. Doğalgaz, elektrik, su faturaları, kira ve ulaşım giderleri artık emekliyi nefes alamaz hale getirdi” dedi.
“KAMUYA YAPILAN ZAM EMEKLİYE DE YANSITILSIN”
Temel hizmetlere yapılan zamların emekli maaşlarına da aynı oranda yansıtılması gerektiğini vurgulayan Oruç, “Elektriğe yüzde 30 zam yapılıyorsa emekliye de yüzde 30 yapılacak. O zaman kimse şikâyet etmez. Patlıcan–biber hesabıyla geçim ölçülmez” diye konuştu.
Oruç, piyasada ciddi bir denetimsizlik olduğunu, kira fiyatlarının “hayasızca” arttığını ifade ederek, “Sorun sadece emeklide değil; asgari ücretlide, kayıt dışı çalışanlarda, gelir-gider dengesinde ciddi bir ilgisizlik var” dedi.
KADEMELİ EMEKLİLİK VE KAYIT DIŞI SORUNU
Emeklilik sisteminin yeniden ele alınması gerektiğini belirten Oruç, kademeli emeklilik talebini yineledi:
“Kişinin prim puanı arttıkça maaşı da otomatik artsın. Erken emeklilik bir lütuf gibi sunulmasın. Yetinemeyen emekli dışarı çıkıp çalışıyor, bu kez kayıt dışılık artıyor. Sigortasız çalıştırılan binlerce insan var.”
İş güvencesi sağlanmayan yüzbinlerce çalışana dikkat çeken Oruç, “İstanbul’da patlayan parfüm fabrikasında 15 yaşındaki çocuklar öldü. Bunlar insan evladı. Bu tabloya dünya gülüyor. Can güvenliğimiz yoksa hiçbir şeyin anlamı kalmaz” dedi.
“DEVLET VATANDAŞINI GÖZETMELİ”
Vergi ve sosyal güvenlik uygulamalarındaki adaletsizliklere de değinen Oruç, kayıt dışı kiraların maliyeye bildirilmesi gerektiğini söyledi.
“Ev sahibi ve kiracı kira bedelini birlikte kayda aldırmalı. Devlet yılda en az bir kez asgari ücretliye vergi iadesi vermeli. Devlet ‘anasını da veriyoruz kızını da’ diyorsa hizmeti de tam verecek. Vatandaşına güven sağlayacak.”
Oruç, işten çıkarmaların önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, “Altı ay benden altı ay senden deniyorsa, işçinin altı ay sonunda kapıya konmaması lazım. Vergiyi benden kesiyorsan bana da bakacaksın. Bu kadar insanı sigortasız çalıştırmanın bir anlamı yok” ifadelerini kullandı.
“VERİLEN MAAŞ GİDER KARŞISINDA ERİME MESELESİNE DÖNDÜ”
Mevcut maaşların geçinmeye yetmediğini dile getiren Oruç, emeklinin insanca yaşayabilmesi için gerekli rakamı da açıkladı:
“Bugün insanca yaşamak için 45 bin TL gerekiyor. Ama bu maaşı verirken zorunlu giderlere zam yapılırsa bir anlamı kalmaz. Maaşı boğmayacak, koruyucu ve yaşatıcı bir program uygulanmalı.”
Oruç, maaş hesaplamalarındaki adaletsizliğe de dikkat çekti:
“2006’da emekli oldum. 2008’de emekli olanla aramda 1500 TL fark var. Enflasyon farkı adı altında 14.500 TL veriyorsun, üzerine 2 bin TL de benden kesiyorsun. Bu doğru değil.”
“EMEKLİLİK LÜTUF DEĞİL HAKTIR”
Açıklamasını güçlü bir dille tamamlayan Orhan Oruç, şu ifadeleri kullandı:
“Emeklilik bizim için bir mükâfat değil; bedelini ödediğimiz bir haktır. Yaşama hakkımız var. Sorunlarımızı çözmeden sadece maaş vermek çözüm değil. Sorunu çözüyorsan zam da anlam kazanır. Emekliler olarak hakkımız olanı istiyoruz.”

