Yıllar önce yaşadığım küçük bir anı. Mevsimlerden kış ve ben Türkiye'ye gitme telaşındayım. İstanbul'da bazı işlerim var, hem iş hem tatil. İstanbul İstiklal caddesinden Taksim'e doğru yürüdüm, hava inanılmaz soğuk hafif de yağmur yağıyor. İsmini vermek istemediğim dünyaca ünlü bir hazır yemek zincirinin bir şubesinin önündeyim. Karnım aç değil olsa da oralarda yemek yemeye fazla sıcak bakan biri değilim. Yorulmuştum en azından biraz dinlenir bir kahve içerim düşüncesindeydim. Kapısının önünde 10-12 yaşlarında, yağmurdan ıslanmış, soğuktan titreyen ufak bir çocuk, ayakkabı boyamak için mücadele veriyordu. İçim parçalandı. Her birimiz hayat mücadelesinden nasibine düşen payları almış insanlarız. İçeriye girerken ayakkabı boyamakta olan çocuğun yanına yaklaştım ve hiç sormadan ayakkabı boyamak için kendi yaptığı sandığı elimi uzatıp aldım. Gel bakalım genç, yemek yiyelim dedim. Çocuk üşümüş ve şaşkın bakışlarıyla beni içeriye almazlar dedi. Sen gel diye cevap verdim. Daha sonra müessesenin içinde yaşananları, nelerle karşılaştığımı nasıl mücadele vermek zorunda kaldığımı yazmak istemiyorum. Sonuç; karnını doyuran, ısınan güzel bir masada oturan bir çocuk, kahvesini yudumlayan mutlu bir adam. Her ne kadar çevrede bu durumumuzdan rahatsız olan bir kısım olsa da umurumuzda değildi açıkçası. Sizlere tavsiyem nerden geldiğinizi, kimliğinizi, kültürünüzü unutmayın… Gelelim konumuza. Bir toplumun sahip olduğu kültürel değerler, toplumların yaşam biçimlerinde ne kadar etkiliyse yeme içme alışkanlıklarında da bir o kadar etkilidir. Dolayısıyla bir toplumun yeme içme alışkanlıkları, yaşadığı yörenin coğrafik, tarımsal ve sosyo-kültürel özelliklerinin yanı sıra başka toplumlarla olan etkileşiminden de etkilenmektedir. Farklı toplumların farklı yeme içme alışkanlıkları olduğu günümüzde de görülmektedir. Biz Türkler, Türk mutfak kültürüne Orta Asya’dan M.Ö 200’lü yıllardan 21.yy’a kadar uzanıp, Asya ve Anadolu topraklarının zengin ürün çeşitliliğiyle ve tarihsel süreç içerisinde diğer kültürlerle olan etkileşimle yoğrulup zaman içinde bazı değişimler yaşamış ve günümüze kadar ulaştırmış bir toplumuz. Unutmadan bu yazıyı yazarken (Turizm) International Tourism mezunu olduğumu belirteyim. Yemekler ve içkiler konusunda kendimce uzmanlık ölçüsünde bilgisi  olan, ağzının tadını bilen kişiyim. Avrupa'nın birçok yerinde bulunma imkanım oldu. Yaptığım ilk iş o Ülkenin yemekleri hakkında bilgi sahibi olmak, bilmediğim o kültürün damak zevkini tatmak olmuştur. Kendimce değme gurmelere taş çıkartacak kadar bilgili ve deneyimliyim. Size Alman ve Hollanda mutfağından örnekler sunarak yazıma devam edeyim. Alman mutfağı İsviçre ve Avusturya mutfaklarıyla benzer özellikler barındırır. Sosisli yemekler ve patates kızartması ülkede oldukça popüler bir ikilidir. Alman mutfağında en az 1300 civarında  çeşitli farklı sosis çeşidi vardır. Bu da Almanların sosis ve türevlerine ne kadar düşkün olduğunu gösterir.  Tam bir patates düşkünü olan Almanlar her türlü patates yemeğini severek tüketirler. Kızartmanın yanı sıra püre, haşlama ve köfte olarak da patates öğünlerde sıkça yer alır. Ekmek çeşitleri ile ünlü Almanya'da yaklaşık 300 farklı çeşitte ekmek bulmak mümkündür. Cheesecake ve deliksiz Alman çörekleri tatlı olarak oldukça sevilir. Kirschtorte, Kreppel ve Kraf çeşitleri en ünlü Alman tatlılarıdır. Gelelim Hollanda''ya Olieballen; Yılbaşı'na özgü bir Hollanda tatlısı. Bir tür hamur kızartması. Tompouce; Milföy hamurları arasında krema ve üstünde de pembe pasta şekeri ile kaplı muntazam dikdörtgen şeklinde kesilmiş pastalara verilen isim. Peynir; Hollanda denilince akla gelen ilk şey belki de lale ve peynir tekerlekleri. Meşhur Gouda peynirlerinin vatanı Hollanda. Yüzlerce çeşit peynir bulmak mümkün. Kibbeling; ya da morina balığından yapılan bir atıştırmalık. Sokakta dolanırken karnınız ufaktan acıktıysa en güzel çözüm sokaklarda otomatlarda bile bulabileceğiniz kroketler! Patat ve Özkan. Hollanda denilince akla patates gelir tamamda Özkan'da kim diyeceksiniz haklı olarak. Özkan yeğenim can dostum kardeşim Aydın Tepecik Tuğlaspor Başkanı Ertan Kaya'nın kardeşi. Birkaç sene önce Özkan Hollanda'ya yanımıza ziyarete geldiğinde, kendisini Hollanda'nın ve Almanya'nın gezilip görülecek yerlerine götürmüştük. Bir gün Hollanda'da gezerken gel sana patat yedireyim dediğimde aklından neler geçti bilmiyorum ama eline bir külaha konmuş patates kızartması verildiğinde yüzünün şekli hala aklımda çok gülmüştük. Hala Hollanda konusu açıldığında patat konusu geçer ve güleriz. Patates kızartması da ünlü olur muymuş diye düşünmeyin. Hollandalılar ev yapımı patates kızartması yapıyor ve çok lezzetli. Çeşit çeşit soslardan dilediğinizle yiyebiliyorsunuz. Sıra geldi  Ege bölgesinin yemek kültürüne. Deniz Börülcesi, Keşkek, Çökertme Kebabı, Turp Otu Salatası, İzmir Köfte, Arapsaçı Kavurması daha neler neler. Ege kahvaltısı deyince aklıma ilk gelen zeytin çeşitleri ve zeytinyağlı kahvaltılıklar oluyor. Kırma zeytin, kokusu ve tadıyla bölgede diğer zeytinlerden bir tık önde. Zeytin ve zeytinyağı, çörek otu, tulum peynir. Yumurtalı patates, etli domates dolması, domatesli bulgur pilavı, biber dolması, karnıyarık, yumurtalı patlıcan, taze fasulye, kabak yemeği, lahana sarması, kabak mücveri, fırında kabak, patates köftesi, pırasa, kereviz, enginar dolması,  yaprak sarma, çığırtma, peynirli biber kızartma, barbunya, türlü ve bakla. İnciri çok çok lezzetli olan Aydın‘da sıkma (yuvarlama), çok meşhurdur. Etli enginar, çöp şiş de Aydın’da tercih edilir. Yaz yaz bitiremezsin; peki elinde bu kadar malzeme var bir ustaya, bu malzemelerle harikalar yaratacak sihirbaza ihtiyacın var. İşte tam burada Hayri usta devreye giriyor. Hayri kardeşimi uzun uzun yazmama gerek yok sanırım Aydın'da yaşayıp ta yemeklerinden yemeyen var mıdır? bilmiyorum. Beslenme sonradan kazanılan bir davranış biçimidir ve anne karnında başlayan bir süreç olup ilk alışkanlıklar ailenin beslenme modeline göre şekillenmektedir. Okul çağı büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu, çocukların ev dışına arkadaşlarıyla yemek yemeye başladıkları, yaşam boyu sürebilecek beslenme alışkanlıklarının büyük ölçüde oluştuğu bir dönemdir. Çocukluk çağında kazanılan sağlıklı beslenme alışkanlıkları hayatın sonraki dönemlerini etkileyerek ileride ortaya çıkabilecek beslenme sorunlarını önlemede temel çözüm yolunu oluşturmaktadır. Çünkü sağlıklı beslenme çocuğun bedensel, sosyal, duygusal gelişmesi ve davranışları üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. Hayri usta Ege kültürünü mutfağını ve lezzeti bir arada sunabiliyor. Aydın'ın Efeler ilçesi Ata mahallesinde hizmet veren Hayri Usta Lokantası, kurulduğu günden bugüne damak tadına güvenenlerin ve sofrasında eşsiz tatlar görmek isteyenlerin değişmez adresi ve aynı zamanda küçük kızım Ecem'in değişmez adresi. Eline koluna sağlık ustam.