Hac her şeydir... 2019 Haccı tamamlandı. Medine’ye ve Mekke’ye ilk gelen hacı kafilemiz olan 'Denizli 1' kafilesinin hacılarını Türkiye’ye uğurluyoruz. Önce Medine’ye ardından Mekke’ye gelenler, sırasıyla Türkiye’ye dönecekler. İlk olarak Mekke’ye gelenler, belli bir plan dahilinde Mekke’den Medine’ye oradan da Türkiye’ye dönecekler. Artık hacı adayları değil, hacılarımız diye hitap ediyoruz.
2019 yılı Hac Organizasyonunda Mekke Koordinasyon ve İskân Merkezinde Aziziye 2. Bölge Sorumlu Yardımcısı olarak, hacılarımıza hizmete devam ediyoruz. Görev yaptığımız Darü’l Hadi Otelinde 14 Kafilemiz var. Otelde zaman zaman hacılarımızla sohbet ediyoruz. Selam, kelamdan sonra, memleketi, hac özlemi, bekleyişler, ilk defa uçağa biniş, heyecanlar, ardından ilk defa başka bir ülkeye ayak basma, otelde ilk defa kalma, birlikte yaşamayı öğrenmeye çalışıyorlar.
İlk defa ayak bastıkları bu ülke Haccın merkezi, günde beş defa namaz kılarken yöneldiğimiz Kâbe’nin bulunduğu şehir. Hacılarımızla sohbetimizde iş geliyor, haccın mana ve önemine… Hac ibadetinden beklentilere….
Hacılarımıza soruyoruz.
- Bize haccı anlatır mısınız?
- Haccı anlatabilmek için önce onu anlamak, hissetmek ve yaşamak lazım, diyorlar....Hissetmek gerek diyorlar. Hissetmek ise talep etmekle mümkün olur. Haccı talep ettik, kutsal diyara gitmeyi arzuladık. Rabimiz niyetimizi kabul etti ve geldik diyorlar. Ama çok bekledik be hocam. 11 sene az bir zaman mı? Bu öyle bir aşk ki, öyle bir arzu ki, bambaşka diyorlar. Arzunun ikiz kardeşi ise aşktır. Aşk anlatılabilecek bir olay değildir, hocam, sadece yaşanır, diyorlar.
Peki nasıl bir aşk bu diye soruyorum...Aşka giden yol ise bilmekten geçer, diyorlar.
Bilmeyen, öğrenmeyen ne isteyebilir ki?
Okuyan için sezmek, kalp kabını doldurmak daha kolaydır, diyorlar.
Hacılarımıza soruyoruz? Hac nedir diye.
- Hac, farkına varmaktır, diyorlar. Uykudan uyanmaktır. Mahmur gözlerle sabah güneşinin ışıltısını fark edebilmektir. Sabah kuşların rızık için koşuşturduğu gibi, Mekke’ye akan milyonların kalp atışlarını görebilmektir. Sabah namazı için yatağından kalkıp, bir sel gibi Kâbe’ye akın etmektir diyorlar.
Hacılarımız Hac nedir sorumuza diyor ki:
- Hocam, Hac, görmektir. Kalp gözünün pasını silip, cismin ötesindekini keşfedebilmektir.
- Hac, inmek ve indirmektir. Günahlarımızı sırtımızdan indirmek için en iyi zaman ve en iyi mekânda bulunmaktır. Allah (cc) karşısında başımızı eğip, secdelere kapanmaktır.
- Hac, atmaktır. Yılların üzerimizde bıraktığı kir ve tortuyu silkelemektir.
“Atıyorum” deyip bütün günahları elimizin tersiyle itmektir.
Bir iş adamına sordum. Hac nedir diye?
- Hac, yatırım yapmaktır, dedi. Nasıl yani dedim. “En iyi ticaret nedir?” dense o soruya en iyi cevap “hac” olmalıdır, dedi. Ben bu yatırım işini burada fark ettim, dedi.
Hem üzerimizdeki borçları bırakacak hem de bıraktığımızın fevkinde bir yükle geri döneceğiz… Bu ne güzel ticaret...
Yatırımın en güzeli bu değil mi? Hocam, dedi.
Farklı bir bakış açısını yakalamış iş adamı hacı adayımız.
Bir hacımızla konuşurken, Türkiye’deki çalıştığı iş yerinde, hacdan sonra müdür olacağından bahsetti. Yükseleceğim diyordu. Ona haccı sordum:
- Hocam, Hac, yükselmektir, dedi. İnsana yukarı çıkması için bir engel ya da sınır yoktur. Ama herkes iradesi ve imanı oranında yükselir. Yükselebilmek için gerekli olan şeyler ise herkesin kalbinde ve aklında saklıdır.
Bir sporcu hacımız ile karşılaştım. Uzun mesafe, kısa mesafe koşuyormuş. Ona sordum Hac nedir? diye. Tahmin edebilirsiniz artık değil mi? Ne cevap verdi:
- Hocam, Hac, koşmaktır, hocam dedi. Hac hem bedenen hem de maddi anlamda efor sarf etmektir. Koşabilmek için sağlıklı olmak, iyi beslenmek ve bunu istemek gerekir. O halde Müslüman sağlıklı, iyi beslenmiş ve arzulu olmalı.
Türkiye’de iken, yürümekte zorluk çeken bir hacımızla konuşurken, buraya geldikten sonra yürümesinde bir düzelme olduğunu, canlandığını anlattı. Bu hacı adayımız da haccı tarif ederken:
- Hac canlanmaktır, hocam dedi. Ayaklarıma bir derman geldi, güç geldi hocam dedi. Hac, Ölü toprağının silkelenmesidir. Heyecanın yeniden huzura çıkmasıdır, dedi.
Hacılarımız içinden geldiği gibi haccı tarif etti. Anladığını ve yaşadığını kelimelere döktü, ben de sizlere ulaştırıyor. Benim için de ayrı bir tecrübe oldu. Bu soruları tabii ki direk olarak sormuyorum. Hacılarımızla tanışıyoruz, muhabbet ediyoruz. İş geliyor, haccın manasına, mahiyetine, anlamına.
Neler diyorlar:
- Hac talep etmektir. Kul olmayı, kulluğu en iyi şekilde yapmayı,
Efendiler Efendisi’ne (sas) yâren ve komşu olabilmeyi istemektir.
- Hac teslim olmaktır. Bizi Bizden İyi Bilen’e (cc), “Geldik ve boyun eğdik.” deyip, sukut etmektir.
- Hac iman neşesini içine sindirmektir. Hazmetmektir.
- Hac sözünden dönmemektir.
Kısacası Hac nedir sorusuna aldığımız cevap:
- Hac YAŞAMAKTIR, oldu.
İşte Haccı yaşamak, ancak Mekke’de, Medine’de mümkün. Haccı o mübarek topraklara giden anlatabilir, yaşayan hissedebilir. Bir mübarek sefer olsa da gitsem diyerek, bekleyen hacılarımız bu arzularına bu sene kavuştular. Rabbim, Haccı yaşamayı, Hacı olmayı, Hacı kalmayı nasip etsin.
Bu vesile ile, Kâbe’den, Mekke’den, Cuma’nın hayrı ve bereketi üzerinize olsun diyorum.