Reklamı Kapat

Karacasulu Profesör Halil Sarp, adını dünya bilim tarihine yazdırdı

Mineroloji alanında dünyanın en çok buluş yapan bilim insanı olan ve bu alana yaptığı katkılardan dolayı bir süre önce adı yeni bulunan bir minerale de verilen Profesör Doktor Halil Sarp ile bilim yaşamı ve memleketi Karacasu'ya dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Özgür Dedeoluk
Özgür Dedeoluk Tüm Haberleri
+9
Haber albümü için resme tıklayın

1961 yılında Türkiye genelinde yapılan yurtdışı imtihanlarını kazanarak devlet tarafından yurtdışına eğitime gönderilen 14 öğrenciden biri olan Halil Sarp, İstanbul Sirkeci'deki tren istasyonunda elinde tahta bir valizle atıldığı maceranın sonunda bugün adını dünya bilim tarihine yazdıran dünyanın en saygın bilim insanlarından biri haline geldi. 79 yaşında yaşam enerjisi ve öğrenme azmiyle gençlere örnek olan, ulaştığı yüksek mertebelere rağmen 'etiketlere önem veren biri değilim' diyerek mütevazılığını ortaya koyan Sarp, Karacasulu gençlere "Çok çalışın" tavsiyesinde bulundu.

SAMİMİ VE İÇTEN YANITLAR VERDİ

42 mineral keşfederek mineroloji alanında dünyanın en çok buluş yapan ismi olan ve onlarda makalesi bilimsel dergilerde yayımlanan Halil Sarp ile geçmiş yıllarda bir süre görev yaptığı Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Karacasu Memnune İnci Meslek Yüksekokulunda kendi adının verildiği Gemoloji Laboratuvarında bir sohbet gerçekleştirdik. 58 yıllık hayat arkadaşı Chantal Sarp'ın da eşlik ettiği bilim dolu sohbet keyifli anlara sahne oldu.
Yaşamını İsviçre'de sürdüren ve yılın bir bölümünde Karacasu'ya gelen Sarp, sorularımıza samimi ve içten yanıtlar verdi.

TAHTA VALİZLE BAŞLAYAN YOLCULUK SONUNDA ADINI DÜNYA BİLİM TARİHİNE YAZDIRDI

Yurtdışı yolculuğunun nasıl başladığını sorduğumuz Sarp, "1944 Karacasu doğumluyum. Karacasu’da lise yoktu. Liseyi İzmir’de Atatürk Lisesinde okudum. Orada Matematik, Kimya ve Fizik’te müthiş bir eğitim vardı. O lise sayesinde Matematik, Fizik ve Kimya’ya aşık oldum. 1961 senesinde liseyi bitirdikten sonra devletin müsabaka imtihanları vardı. 3’er tane Matematik, Fizik ve Kimya sorusu sordular. Çözen gidecekti. Bütün Türkiye’den 14 kişi kazandı. Yurtdışına 13-14 kişi gönderiliyordu. Bu imtihanları kazanınca İsviçre'de bulunan Cenevre Üniversitesine gönderildim. Devlet bana 'İsviçre’ye gideceksin mineraloji' okuyacaksın dedi. Lügati açıp baktım. Oradan öğrendim Mineraloji'nin ne olduğunu ama iyi ki de bu alanı okumuşum diyorum. 1961'de lisans eğitimimi Mineraloji üzerine almak üzere yola çıktım.
17 yaşında Karacasu’da tahta valizimle yurtdışına gittim. Sirkeci’den trene bindim. Cenevre’ye gittim. Lisan yok. Taksi buldum. Taksiye yanaştım. Zar zor anlattım. Türk konsolosuna gittim. Orada tanıştığım görevli bir hanımefendi yardımcı oldu. 6 ayda lisanı öğrendim ve ardından üniversite yaşamım başladı. Serüvenim böyle başladı. Lisans eğitiminden sonra yüksek lisans ve doktora yaptım. Ulaşabileceğim en üst seviyeye ulaştım. Profesör ünvanını aldım. Bunlardan çok bahsetmek istemiyorum. Etiketi seven biri değilim" şeklinde yanıt verdi.

"İLMİN TADINI MİNERALLERİ İNCELEMEDE BULDUM"

Akademik çalışmaları hakkında bilgi veren Sarp, "Minerallerin atomik yapılarını incelemede buldum ilmin tadını. Atomlarla konuştum 40-45 sene. 40-45 sene boyunca atomları evlendirdim. Atomları evlendirmek gayet basittir. Bütün minareller 3 özellikle tamamlanır. Fiziksel, kimyasal yapısı ve atomik özellikleri. Dünyada Uluslararası yeni mineraller komisyonu var. Bunun bir başkanı ve gelişmiş ülkelerin bilim adamlarından oluşan 27 üyesi var. Araştırmacı komisyona bu 3 veriyi gönderiyor. Komisyon bakıyor araştırıyor. Bu cisim önceden tanımlandı mı tanımlanmadı mı? Aralarında oylama yapılıyor. Evet’ler, retlerin 3’te 2’sinden fazlaysa araştırmacıya bu cisim, mineral hakkında bir homologasyon kağıdı gönderiliyor. Bu kağıtla birlikte bu keşif size ait oluyor. Bu kağıt sayesinde en ünlü dergilerde yayın yapabiliyorsun. Bir yeni cismi tanımlamak optik özellikleri, kimyasal yapısını yapmak o kadar kolay işler değil. Bu çalışma iki sene sürüyor.
42 tane yeni mineral keşfettim. Vikipedie’a bunların tamamı vardır. Google üzerinden fiziksel ve kimyasal özellikler, optik özellikleri, atomik yapısı tamamına erişebilirsiniz" dedi.

"İLMİ KEŞİF OLMADAN TEKNOLOJİ GELİŞMEZ"

Keşfettiği mineraller hakkında konuşan Sarp, "Konferanslar verdim Türkiye’de. İlk soru, “Para getiriyor mu bu keşif” sorusu olur. “İlmi keşif olmadan teknoloji hiçbir zaman yumurtadan çıkamaz” yanıtını veririm onlara. Kuvars mineralini bilirsiniz. Bu bir sene önce bilinen bir mineral. Müthiş bir özelliği var. O da 1960’larda keşfedildi. Bu mineralden az bir kesit alalım. Bunu kıvırınca artı eksi uçlar meydana geliyor. Kuvarslı saatleri hareket ettiren sistem. Şu frekansı binlerce kere yapar. Bu sebeple kuvarslı saatler dünyanın en değerli saatleridir.
Benim keşiflerim arasında çok enteresan bir mineral var. İsmi de defernite. Atomik yapısında 4 tane kanal gördüm ben. Ölçü birimi artık angströmdür. Bir angström milimetrenin 10 milyonda birine eşittir. Atomik yapıda ölçü birimi angströmdür. Bir atomik yapıda 4 kanal var. O kanallarda klor atomu var. Klor atomlarının elektrik yükü eksidir. Cisim nötr’dür. Bunu bir sıvıya daldır. Klor atomları cismi terk eder. Cismi terk edince artı elektrik yüklü oluyor. Bu cisim artı elektrik yüklü olduğu için eksi, anjonik akımları kendine çekiyor. Yani anjonik akım geçiren bir cisim bu. Bu mineralden 2 santimetrekare alın bunun içinde birbirine karışmayan çok sayıda kanal vardır. Bu mineral de gelecekte çok değer kazanacak. 42 mineralden 5 tanesi Türkiye’den. İsim verirken kimyasal yapısına göre verilebilir, ünlü bir bilim insanına atfedebilirsiniz. Şehirlere atfedebilirsiniz" şeklinde konuştu.

AZ ZAMANDA ÇOK İŞLER BAŞARDI

Çok daha uzun bir yılda yapılabilecek çalışmaları kendi yaşamından fedakarlık yaparak daha az bir sürede gerçekleştiren Sarp, "Bunları yapmak için eşekler gibi çalıştım. Bir tanesini yapabilmek için 2 yıl gerekiyor. 42 tanesi için 84 yıl gerekiyor. Ben 79 yaşındayım. Gece gündüz haftasonu demeden çalıştım. 84 yılda ancak bulunabilecek 42 minerali bir 45-50 yıllık bilim yaşamına sığdırdım.
Motivasyonumu sordunuz.
Bu adamları ilim bilim bakımından geçeceğim diyordum. Başardım" dedi. Mineralin insanoğlunun teknolojide vazgeçemeyeceği bir katı cisim olduğunu ifade eden Sarp, "Endüstride, teknolojide, araba yapımında, çelik yapımında, çatal bıçak yapımında, kimyada, tıpta aklına ne gelirse her alanda kullanılan bir atomlar bütünüdür" dedi.

ADI BİLİM TARİHİNE GEÇTİ
Bir minerale adının verilmesi ile ilgili de konuşan Sarp, "Mineraloji alanında en çok keşif yapan bilim adamı.
Sizin adınıza yeni bir mineral homologasyonu yaptık dediler. Benim adımı vermişler. Teşekkür ederim. 2020’de yayımlandı. Halilsarpit adını vermişler.
Türkiye’de atomik yapınının incelenebildiği bir laboratuvar görmedim. Yaptığım araştırmaları Türkiye’de yapma şansımız yok. Keşfettiğim minerallerin bazıları Türkiye, Almanya, Fransa, Japonya ve İngiltere'den" dedi.

"KARACASU'NUN DAĞLARINI DOLAŞMAK EN BÜYÜK SEVDALARIMDAN BİRİ"

Emeklilikten sonra 2007, 2008, 2009 yıllarında Adnan Menderes Üniversitesi Karacasu Memnune İnci Meslek Yüksekokulunda dersler verdiğini ifade eden Sarp, "Burada görev yaparken yeni bir mineral keşfettim. Adı ‘lapeyreité’ Müthiş bir yankı uyandırdı.
Konferanslar verdim belli yerlerde. Şu an Matematik’le uğraşmaya devam ediyorum. Beyin hücrelerim için ve çok sevdiğim için her gün 2 saat matematikle ilgileniyorum.
Karacasu’yla müthiş bir şekilde kan bağım var. Annem, babam atalarım buralı. Karacasu bizim kalbimiz. Ortaokulu gaz lambasında okudum. Elektrik yoktu. Teknoloji ile birlikte kıpırdayan, gelişen bir Karacasu haline gelmiş. Doğasını çok seviyorum. Dağlarını dolaşmak en büyük sevdalarımdan biri. Nazilli’den geçip buraya geldikten sonra oksijen ve temiz hava insanın beynine iyi geliyor" dedi.

" CUMHURİYET, EN İYİ YÖNETİM ŞEKLİ"
Cumhuriyet'in 100. yılı vesilesiyle Cumhuriyet hakkındaki düşüncelerini sorduğumuz Sarp, "Cumhuriyet kadar sağlam, dürüst bir idare şekli yoktur. Mustafa Kemal, Cumhuriyeti ilan etti. Türk Milletini geleceğinin yol haritasını çizdi. Cumhuriyet gibi var mı? Cumhuriyet gibi bir yönetim şekli var mı?" ifadelerini kullandı.

"50 YIL BOYUNCA ATOMLARI EVLENDİRDİM"


Sözlerini sürdüren Sarp, "Atomları evlendiriyorum demiştim. O konuya açıklık getireyim.
Mendeleyev tablosundaki atomlar erkek, kadın olabilir. Hem erkek hem kadın olan atomlar vardır. Mesela sodyum atomunun dış yörüngesinde tek bir elektron vardır. Bu elektron sodyum atomunda bulundukça o atom nötr’dur. Elektronu dışarı attığı zaman artı bir olur. Dışarı atınca bir el çıkarır. Bu elektronu klor atomu alır. Klor elektron alınca bir el çıkarır. Sodyum artı 1, klor eksi 1. İki el çıktı, bu eller tutuşur ve evlenir. Bu evlilikten tuz kristali meydana gelir. Burada mesala sodyum ile klor atomunu evlendirdim. Erkek atomlar evlenmeden önce şişmandır. Evlendikten sonra insanlarda olduğu gibi enerji kaybettikleri için zayıflarlar. Hanımlarda ise tam tersidir. Mendeleyev tablosuna bakın. Hanımefendi atomlar evlenmenden önce zayıftır. Evlendikten sonra kilo alırlar. Aynı hanımefendilerin gebe kalması gibi" dedi.

"GENÇLER DİSİPLİNLİ OLSUNLAR VE ÇOK ÇALIŞSINLAR"

Karacasulu gençlere neler söylemek istediğini sorduğumuz Sarp, Çok çalışsınlar, ciddi ve disiplinli olsunlar ve çalışsınlar ve çalışsınlar" ifadelerini kullandı.

58 YILDIR EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ

Hayat arkadaşı Chantal ile nasıl tanıştığını anlatan Sarp, "Talebeyken bir cafede tanıştık. Arkadaş olduk. Kafa yapılarımız uydu. 1965’ten beri birlikteyiz. Karacasu'ya getirdim ailemle tanıştırdım. Tatil yaptık burada. 55 yıldır evliyiz. Kendisi ilkokul öğretmenidir. Bana bakabilmek için 55 yaşında emekli oldu. 2 evladımız var" dedi.

CHANTAL SARP, EŞİNİ VE KARACASU'YU ANLATTI

Chantal Sarp, "Hiçbir zaman göremediğimiz. Devamlı işte, gece gündüz, haftasonu işte. Sürekli çalışan biri" sözleriyle esprili bir şekilde gülümseyerek çok sevdiği eşi Halil Sarp'ı anlattı.
Chantal, "1965’te hiç geldiğim zamana göre gelişmiş bir ilçe görüyorum. İnsanlar çok iyi, sempatik ve samimi. Kendimi Karacasulu gibi hissediyorum" sözleriyle Karacasu hakkındaki düşüncelerini paylaştı. Eşinin Karacasu şivesiyle konuşmayı çok sevdiğini söyleyen Halil Sarp, eşinin Karacasu'yu çok sevdiğini söyledi.

19 Kas 2023 - 13:55 Aydin/ Karacasu- Gündem

Muhabir  Özgür Dedeoluk


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Aydın Ses Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Aydın Ses Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Aydın Ses Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Aydın Ses Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

06

Bülent - Karacasu'nun hangi ile bağlı olduğunu niye yazmıyorsunuz, Kadıköy, Beşiktaş gibi çok mu meşhur bir ilçe de bizim haberimiz yok ?

Yanıtla . 3Beğen . 1Beğenme 21 Kasım 13:06
10

Yazan Kalem - @Bülent 06 nolu yoruma cevabı: Aydınoğulları Beyliği kurucusu Mehmet Bey'in babası Aydın Bey Karacasu Esençay Mahallesi'nde istirahatgahındadır. Unesco Dünya Kalıcı Mirası Listesine girmiş olan Afrodisias, Türkiye'nin ilk 21 değerinden biri, Aydın'ın bu listedeki tek değeridir. Bu antik kenti her yıl binlerce yerli yabancı turist ziyaret etmektedir. Karacasu doğal toprak ürünlerden yapılan çömleği ile yaylaları ile coğrafi işaret tescilli pidesi ile meşhurdur. Sizin bildiğiniz meşhur Beyoğlu, Beşiktaş gibi semtler gibi Türkiye çapında bilinen Nazilli'ye sadece 45 kilometre mesafededir. Bir gün Karacasu'da Nazilli gibi ili söylemeye gerek kalmadan bilinen bir ilçe olacaktır.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 28 Kasım 17:24
09

Bakiye - @Bülent 06 nolu yoruma cevabı: Karacasu Aydın İlinin bir ilçesi. Afrodisias Antik Kenti de Karacasu ilçesinde.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 22 Kasım 15:24
07

Ayhan Kıvılcım - @Bülent 06 nolu yoruma cevabı: Aydın ı ismini veren

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 22 Kasım 01:54
05

Aslı A. - Bu röportaj çok kıymetli. Türkiye ilim için gönderdiği seçkin öğrencileri teknik açıdan yetersiz olduğu icin tekrar kaybediyor.... Keşke laboratuvar, teknik konularda biz kuvetli olsak bu insanlar ülkemizde çalışabilseler...

Yanıtla . 5Beğen . 0Beğenme 21 Kasım 09:21
04

Aysema - Türkiye’de Mieroloji ile ilgili bir laboratuvar- Enstitü açabilseydi keşke. Ülkemizin gençlerinin de araştırma yapacak yeri olurdu.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 21 Kasım 07:59
03

Mehmet - Şaşkınlığım, İsveç'te yaşadığını okuyuncaya kardar sürdü.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 21 Kasım 07:35
01

Fevzi Orçun - Karacasu da uygun bir yere heykeli dikilip, özgeçmişi yazılmalı. Bir caddeye, meydana ismi verilmeli.

Yanıtla . 40Beğen . 1Beğenme 19 Kasım 22:23
02

Yorukrapunzel - @Fevzi Orçun 01 nolu yoruma cevabı: Su insanlarin heykel medakini anlamis degilim hoca yurt disinda yaptigim isi burda yapicak labaratuar yok diyor bence adina herlesin destegiyle bir labaratuar kurulmali ve hocamizin engin bilgilerinden yararlanmali

Yanıtla . 5Beğen . 1Beğenme 21 Kasım 00:12