Çağımız ve Hazreti Muhammed (SAV) Adı günde beş defa anılan bir peygamberin ümmetiyiz. Hazret-i Muhammed’in Ümmeti. İçinde adı geçen davete de Ezan-ı Muhammedî diyoruz. Milli Şairimiz Mehmet Akif, İstiklal Marşında: “Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” diyor. Bugün 20 Nisan 2018. Bu tarih niye önemlidir? 20 Nisan 571 tarihinde dünyaya teşrif eden Hazret-i Muhammed (s.a.v.) “La ilâhe illallah”  diyerek, insanların kendi elleriyle yaptıkları, yonttukları taşlara, heykellere, putlara tapan cahillere “Durun, yaptığınız hatadır” diyen, alemlere rahmet olarak gönderilen Allah’ın son elçisidir. lemlerin Rabbi olan Allah’tan alınan, kaynağı hak ve gerçek olan bir mesajdır. 1400 küsur seneden beri, insanlığı besleyen, büyüten, sevgiyle ve aşkla yoğuran bir mesajdır. Çağımıza kadar, güncelliğini hiç kaybetmeyen, tazeliğini an be an koruyan, sanki yeniden geliyor gibi insanlığın ufkunu inen, insanlığı değiştiren bir mesajdır. 1400 sene önceden çağında yaşadığı insanlara verdiği mesajlar incelendiğinde, yeniliklere açık, ilerleme, gelişme ve dinamizmin insanlığı mutluluk getirdiğini haber veren adımları atan bir peygamberdir. Yeniliklere ne kadar açık olduğunu gösteren çok sayıda örnekler mevcuttur. Bu hususta birkaç örnek verelim.   Hz. Peygamber birçok hadisinde ailenin önemine işaret etmiş ve onun bir huzur yeri olduğunu belirtmiştir. İnsanın üzerinde hakkı olan kişilerin başında aile fertleri gelmektedir. Peygamberimiz aile reisi olarak bir Müslümanın aile fertlerine nasıl davranması gerektiğini emir ve tavsiyeleri ile ifade ettiği gibi, bizzat kendi uygulaması ile de ortaya koymuştur. Erkeğin kadına iyi davranması gerektiğini çok açık ve kesin bir şekilde dile getirmiştir. Bu anlamda “En hayırlınız ailesi için hayırlı olandır. Bana gelince, ben aileme karşı en hayırlı olanınızım. En hayırlınız hanımlarına karşı iyi davrananınızdır” buyurmuştur.  (İbn Mâce, I, 636.) İnsanın üzerinde hakkı olan kişilerin başında aile fertleri gelmektedir. Kişinin sevincini ve üzüntüsünü ilk önce paylaştığı kimseler aile fertleridir. Hz. Peygamber çeşitli vesilelerle erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da erkekler üzerinde hakları bulunduğunu söylemiştir. Kadınlar hakkında Allah’tan korkulmasını, onlara haksızlık yapılmamasını istemiştir. Kocasını şikâyet için gelen kadınların sayısı artınca bu tür davranışlarda bulunanların iyi kimseler olmadığını söylemiştir. (İbn Mâce, I, 639; Ebu Davud, II, 608-609; Darimi, Sünen, İstanbul, 1981, s. 543.) Hanımlarına iyi davranmış, onları dövmemiştir. Kendisi bunu yapmadığı gibi, hanımlarını dövenleri de “Kadınlarınızı nasıl dövüyor, sonra da akşam olunca beraberce yatıyorsunuz” (İbn Hanbel, IV, 17) diyerek kınamıştır. Günde adı semalarda beş defa anılan başka bir insan yoktur. Bu sadece ve sadece Hz. Muhammed (SAV)’e nasip olmuştur. Bizler ümmeti olarak, bize getirmiş olduğu mesajı çağımıza göre yeniden yorumlayarak anlamak zorundayız. Dar kalıplardan sıyrılarak, ufkumuzu ve aklımızı kullanarak verilen mesajları çok iyi anlamalıyız. İki cihan güneşi Hz. Muhammed’i bu dar kalıplar içinden çıkararak, günlük hayatımızda başköşeye oturtmak, onun mesajlarını yudum yudum içmek zorundayız. Çünkü o iyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir dede, iyi bir amca idi. O zaman bize düşen O’nu örnek almaktır. Biz ümmetine de ancak bunu yapmak yaraşır. Doğumunun yıldönümünde niyazımız, Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (SAV)’in yolundan gidebilmektir. İşe önce kendimizden ve ailemizden başlamak için haydi bismillah!