"İnsansın; bir hayatın var, anlam vermekle yükümlü olduğun, yaşamın boyunca olaylara, var oluşunun sebebine bir anlam... Kısıtlı bir zamana sığdırılmış bir hayat. Hem de habersizce ve ansızın geçip gidecek bir hayat..
Hayat!
Ne kadar güzel bir kelime.
Mazimiz bugünümüz ve yarınımız, sadece bir kez elimize geçen ilk ve son fırsatımız. Kıymetini nedense, ancak kaybedeceğimiz zaman hatırladığımız.
Bir döngünün içindeyiz.
O’ndan geldik, yine O’na gideceğiz.
Doğum bir “geliş” ölüm ise “dönüş.”
Ölüm ısrarla unutulmaya ve unutturulmaya çalışılan korkuya dönüşmüş bir gerçek. Unutulması değil hatırlanması gereken, korkulması değil hazırlanılması gereken en büyük olay.
Zaman başkalaşmış, asır değişmiş; imanı muhafaza etmek avuçta kor ateşi tutmaktan çok daha zor hale gelmiş.
Yüce dinimiz insanları iyiliğe, güzelliğe, barışa çağırır. İslamiyetin temel amaçlarından biri, insanların ahlaklı ve erdemli, toplumun da huzurlu, mutlu olmasını sağlamaktır.
İnsanların birbirleriyle iyi geçinmelerini, dostça ve kardeşçe yaşamalarını öğütler.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de inananların birbiriyle kardeş olduğu belirtilir. Müminlerin birbirleriyle kardeş gibi yakın olmaları gerektiği vurgulanır.
"Bugün Allah için ne yaptın?.."