ÖZEL HABER | Nazilli’de yaşayan kültürel miras taşıyıcısı ve emekli sınıf öğretmeni Nihal Erbakan, o yılların acılarını babaannesinden dinleyerek büyüdü. Bugün elinde kalan, yıpranmış ama anlam dolu bir yorgan, o dönemin sessiz tanığı.

TURGUTLU'NUN YANGINLA YANAN TARİHİ

Manisa’nın Turgutlu ilçesi, 29 Mayıs 1919 ile 7 Eylül 1922 tarihleri arasında Yunan işgali altında kaldı. 30 Ağustos Zaferi’nin ardından çekilmeye başlayan Yunan askerleri, geçtikleri her köyü, her kasabayı ateşe verdi. İki gün süren bu büyük yangın felaketinde, 6 bin 328 evden sadece 201’i sağlam kalabildi. Alevlerin arasında hayatta kalmaya çalışan insanlar, yanlarına alabildikleri birkaç eşyayla bağlara, tarlalara, ahırlara sığınarak canlarını kurtarmaya çalıştı. Bu büyük felaket, Turgutlu’nun kurtuluş destanında yer edindi.

Turgutlu Isgalinden Kalan Yorgan 103 Yildir Nazillide Korunuyor 608069 219Eca7926D3Fdbe546B35430Ac5D992

BABAANNESİNİN YORGANINI GÖZÜ GİBİ KORUYOR

Nazilli’de yaşayan kültürel miras taşıyıcısı ve emekli sınıf öğretmeni Nihal Erbakan, o acı günlerin hikâyelerini babaannesinden dinleyerek büyüdü. Bugün evinde özenle sakladığı yorgan, sadece bir aile yadigârı değil; aynı zamanda bir dönemin tanığı. Erbakan, babaannesinin yorganla birlikte verdiği yaşam mücadelesini duygulanarak şöyle anlatıyor: “Babaannem anlatırdı; babam o zaman 3 yaşındaymış, bir de ablası varmış. Babaannem 22 yaşındaymış. Dedem askerden döndüğünde hastalanmış, babam daha 40 günlükken vefat etmiş. Yangınlar başlayınca babaannem bir yorgan, biraz yiyecek ve giyecek alarak komşularıyla birlikte bağlara kaçmış. O zaman bir ahıra sığınıp babamı o yorgana sarmış. O yorgan o günden bugüne geldi, bende bana verilen emanete gözüm gibi bakıyorum.”

Kuşadası basınının acı günü
Kuşadası basınının acı günü
İçeriği Görüntüle

BİR YORGAN, BİR MİLLETİN DİRENİŞİ

Zamanın izlerini üzerinde taşıyan, dikişleri sökülmüş ama anlamı hiç eksilmeyen bu yorgan, sadece bir eşyadan ibaret değil. Turgutlu’nun küllerinden yeniden doğuşunun, bir annenin evladını koruma çabasının ve bir milletin direncinin sembolü. “Her baktığımda babaannemin yaşadığı korkuyu, sabrı ve direncini hissediyorum. O yorgan, sadece bir örtü değil; bir milletin yüreğinde saklı direnişin sembolü.” diyor Nihal Erbakan.

GEÇMİŞİN SICAKLIĞINI GELECEĞE TAŞIYAN BİR MİRAS

Bir asırdır korunan bu yorgan, savaşın acılarını ve insanlığın umudunu aynı dikişlerde buluşturuyor. Nihal Erbakan, babaannesinden kalan bu değerli emaneti evinin en özel köşesinde saklıyor. “O yorgan, bizim ailemizin hafızası. Her nesil, bu hikâyeyi bir sonrakine anlatacak. Çünkü o sadece bir yorgan değil, kurtuluşun, dayanışmanın ve umudun sembolü.”

Muhabir: SIDIKA AKCAN - ÖZEL HABER