Sosyal medyada gördüğüm bir haber ile irkildim. Haberin içeriği, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji bölümünden Prof. Dr. İrfan Yavaşoğlu’nun, bir hasta yakını tarafından saldırıya uğradığı yazmaktaydı.

Son yıllarda yurtdışına giden ve gitmek isteyen doktor sayısı her geçen gün artmaktadır. Yurtdışında doktorluk yapmak için aldıkları iyi hal belgesinden rakamları net olarak biliyoruz.

Kalan doktorlar ise sağlık hizmetini olabildiğince aksatmadan yerine getirmeye çalışıyorlar. Korona virüs dönemini düşünün, herkesin birbirinden kaçtığı dönemde hasta ile muhatap olan sağlık çalışanlarıydı. O günleri çabuk unuttuk.

Ülkenin geldiği ekonomik durumdan kaynaklı, birçok doktorun maddi anlamda durumu kötüleşti ancak işlerine yansıtma lüksü olmadan, hatta ekstra efor ile görevlerini yapmaya çalışıyorlar.

Devlet hastanelerinde doktor randevusu bulunmuyor. Hasta olanlar özel hastaneye mecbur bırakılıyor. Devlet hastanelerindeki doktorlar 5 dakika aralıkla ek randevuya tepki göstermişlerdi. Temel sebebi de hastaya yeteri kadar süre ayrılamamasıydı.

Durum bu haldeyken kalan doktorlara da saldırıyoruz. Ne yazık ki münferit bir olay diyemiyoruz artık, o kadar çok örneği var ki.

İrfan hoca ve yetiştirdiği binlerce doktor, on binlerce hastaya dahası binlerce kanser hastasına umut oluyor. Özel hastanede çalışsa çok daha rahat ve çok daha yüksek bir maaşla çalışabilecekken, o yolu tercih etmiyor.
İrfan hoca gibi naif, sevecen, enerji dolu, hastaları ile rahat ve samimi iletişimi olan bir doktor asla bunları hak etmiyor. Sağlıkta şiddetin bir an önce önünün alınması gerekli. Doktorlara saldırının olmadığı bir Türkiye dileğiyle…