Öğle yemeğinde paprika soslu gulaş çorbası ile somonlu lazanya yemek için Viyana’ya hareket etmeden önce Aydın’ın gündemine bir göz attım.
Adnan Menderes Üniversitesi hakkında yine ipe sapa gelmez bir haber okuyunca meraklanıp araştırdım.
*
Türkiye’de 131 devlet üniversitesi olmak üzere toplam 214 üniversite var.
Adnan Menderes Üniversitesi bu üniversitelerin arasında toplamda 61’inci sırada yer alıyor.
Devlet üniversiteleri sıralamasında da 50’nci sırada.
“Bu sıralamalar nasıl belirleniyor?” diye merak edip, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir’i aradım.
“Hocam uçağa binmek üzereyim ama merakımı da yenemedim. Nasıl oluyor bu sıralama?” diye sordum.
Osman Hoca bir sürü kriter saydı ben aklımda kalanları yazayım.
Üniversitede bulunan fakülte sayısı, öğrenci başına düşen öğretim üyesi sayısı, öğrenci refahı, patent sayısı, üretilen proje sayısı, uluslararası sempozyum sayısı ve buna benzer bir çok kriter incelenip puan veriliyormuş.
Sonrasında da ortalama puan baz alınıp sıralama belirleniyormuş.
Vaktim az olduğundan teşekkür edip kapattım.
*
Viyana’ya varıp, paprika soslu gulaş çorbamı kaşıklarken devam ettim araştırmaya.
Üç yıl önce yüzde 45 ortalaması olan ADÜ, şimdi yüzde 33 ortalamaya sahip.
Genel sıralamada 50’nci olsa da, üretilen projelerde 15’inci sırada.
*
Geçtiğimiz hafta Sivil Senato kurularak Türkiye’de bir ilke imza atıldı.
Aydın için hizmet etmeye çalışan Sivil Toplum Örgütleri ve Kamu Kurumları’nın temsilcilerinden oluşan 60 kişilik bir senato oluşturuldu.
Ben de o senato içinde görev aldım.
Henüz çok yeni olduğu için birkaç toplantı sonrası Sivil Senato hakkında daha geniş görüşlerimi yazacağım ama bir şeyi söylemeden geçmemem lazım.
İlk toplantıda Rektör Hoca ısrarla, üstüne basa basa “Aristokratlara karşı bir savaş açtık. Halk ile üniversite birleşecek” dedi.
“Hocam bu işe aristokratları karıştırmasak. Madem savaş açtınız ben niye buradayım” demek istesem de susmayı tercih ettim.
*
Öte yandan Bakanlık yapmış çok değerli bir insan, Yüksel Yalova İletişim Fakültesi Dekanı olarak atandı.
Yüksel Yalova’nın atanmasıyla sadece İletişim Fakültesi’nde değil, üniversitenin tamamında da bir bakış açısı değişimi yaşandı.
Yine geçen hafta kendisi ile yaptığımız toplantıda açıkladığı projeler, sadece üniversiteye değil Aydın’a vizyon katacak.
*
Devletçi bir Rektör ile devleti ve bürokrasiyi bilen bir Dekan’ın öncülüğünde ADÜ önümüzdeki yıllarda çok daha iyi bir yere geleceğe benziyor.
Şimdilik hiç bir şey olmamış gibi görünse de çok şey olduğunu zamanla Aydın halkı anlayacaktır. MAKAM ‘ALTIN’ GİBİDİR
Ülkenin her yerinde yöneticiler ‘liyakat’ yerine ‘sadakat’ ile seçildiğinden olsa gerek, kurumlara ‘müdür’ olarak atananların basiretsiz yönetimlerine maruz kalıyoruz.
Liyakatli yöneticileri gerçekten tenzih ediyorum.
Başarı basamaklarını bilgi ve becerileriyle tırmananları da tenzih ediyorum.
Sözüm, tepeden inme makam sahibi olanlara.
*
Oturduğunuz makam ve yönetim şekliniz sizi değiştirmişse halk arasında ‘makam sahibi oldu, bozuldu’ yorumuna neden olur.
Aslında tam olarak öyle değildir.
Kimse sonradan bozulmaz, sadece gücü eline geçirince karakteri ortaya çıkar.
Çünkü makam dediğiniz ‘altın’ gibidir.
Oturduğunuz makam, hak ettiğiniz bir makam değilse ‘ayarınız’ ortaya çıkar.
*
Refik Halid Karay’ın ‘Kirpinin Dedikleri’ isimli kitabında bahsettiği gibi, “Aç adamları birden doyurmayınız, arsız olur. Züğürtlere hazine göstermeyin, millet hazinesinden olur. Parasızların cebini birden doldurmayınız, kumarbaz olur. Vaktiyle sabah kahvaltısını güç bulanlara şampanya içirmeyiniz, sarhoş olur. Hırkaya alışanlara birden frak giydirmeyiniz, gülünç olur.”
*
Karakteri gelişmeden koltuk sahibi olanların egolarıyla uğraşmak zorunda kaldığımız günlerin geçmesi en büyük dileğim. GÜNÜN FIKRASI
Şili diktatörü Pinochet bir gün kılık değiştirip sinemaya gider.
Salondaki yerine oturur.
Kimse onu tanımamıştır.
Derken ışıklar söner, film başlar.
Filmin bir sahnesinde Pinochet'in görüntüsü gelir perdeye.
Sinemadaki bütün seyirciler ayağa kalkıp alkışlamaya ve Pinochet lehinde tezahürata başlar.
Durumdan memnun Pinochet yayıldıkça yayılır koltuğa.
Keyfi yerinde gururla perdeye bakmaktadır.
Yan koltuktaki adam, Pinochet'in kulağına eğilir ve:
"Arkadaşım salon sivil polis dolu. Bu herif için kendini astırmaya değmez. Ayağa kalk ve sen de alkışla" der. GÜNÜN TESPİTİ
“..‘üstünlük’ kompleksinin temelinde her zaman bir ‘aşağılık’ kompleksi yatar..” BEN
“..konuşmayı seviyorum fakat ‘herkesle’ değil..” GÜNÜN SÖZÜ
“..alim ile sohbet etmek lal-ü mercan incidir.. cahil ile sohbet etmek her gün bin can incitir..” KADINLAR ERKEKLER
“..erkekler ‘otobüs’ gibidir.. birini kaçırınca 5 dakika sonra diğeri gelir..”