Gecenin bin bir ton karanlığında
pervane olmuş bir ben gördüğünde.
Mahzen olmuş gönlümün duvarlarında
yahut bir güvercin’in kanadında
peyk olmuş haber simalarında kaybolduğunda
iki amansız perde kapanır gözlerimde.
Suretin gelir yamacıma
bu ne hoş tevafuktur böyle ey azizim.
Ürd-i behişt gibi sokaklar dem koktuğunda.
Pencerene usulca konan mürg var oldukça
sevda gönül kafesimi yokladıkça
ebediyete hakla ve aşkla nefes aldıkça
her afitab bir gün bizim için doğacak ufukta
bir gece vakti
uğultulu rüzgarın amansızca yolculuğunda.
Bak ruhuna.