Ciddi önlemler, ciddi denetim ister. Ancak o zaman hedef olan, BAŞARIYA ulaşılır. Siyasilerin umurunda değil, her gün bu salgına yakalanmamak için televizyonlarda, gazetelerde koronavirüse (Covid-19) karşı MASKE MESAFE TEMİZLİK diye sayısız ilanları ve reklamları görüyoruz. Bu virüse köylerde, şehirde, ÖLÜM MAKİNASI ismi kondu. Salgın yakaladığını affetmiyor. Tüm kurumlar gereken tedbirleri alırken, Nazilli Belediyemiz apartmanları DEZENFEKTE yapması kamuoyundan taktir aldı. Ne hikmetse önlemlerin arkası gelmedi. Salgın bitmiş gibi, belediye çalışmalarında gaz kesti. Tedbirleri belediye hoparlörlerine, anonslara bıraktı. Salgınla mücadele ciddiye alınmadı. Zabıtaların çoğu zaman, grup grup esnaf yanında ve çay ocaklarında otururken gördüğümde, görev ciddiyetsizliği için ister istemez insan üzülüyor. ** CEZA, CAYDIRILICIK GETİRİR! Ülkemizde toplam ölüm sayısı 12.000’e, günlük ölüm sayısı 150’lere yaklaştı..  Kimin umurunda? Salgını, ciddiye almamanın cezasını çekiyoruz. Yeni yeni uyandık ne yazık ki atı alan Üsküdar’ı geçti. Dünya, büyük bir salgınla karşı karşıya olduğunu yeni anladı. SALGININ ÖNÜ ALINAMIYOR. Peki yetkililerce alınan tedbirler denetleniyor mu?, Gereken yapılıyor mu? Caydırıcı cezalar uygulanıyor mu? Bununla ilgili İstanbul Yeniköy’deki uygulama hepimize örnek olmalı. Maskesiz, mesafesiz yüzlerce insanın katıldığı PARTİYE katılanlara ve iş yeri sahiplerine emniyet ve zabıta ekipleri, gerekli cezayı kesti. Rezalete katılan, bu insanlar kamuoyu tarafından ayıplandı. Ben bu insanları ayıpladığım kadar, görev ciddiyetlerinden dolayı DEVLET TEMSİLCİLERİMİZİ KUTLUYORUM. ** GENÇLİK, SEVDİKLERİNE İHANET EDİYOR! Artık herkes şunu iyi anlamalı, bu salgındaki önlemleri uymayanların, sevdiklerine, insanların sağlığına, ülkesine ihanet ettiğini bilmeli. Peki, önlemlerle ilgili denetimler, her yerde aynı ciddiyette, disiplinle uygulanıyor mu? Derler ya.. “HERKES ÖNCE EVİNİN ÖNÜNÜ TEMİZLEMELİ” diye. İşte bizde, bu sözden hareketle Nazilli’deki denetim yetersizliğini görünce üzülüyorum. Gençlik ülkemizin geleceği diyoruz. Her konuda onların milletimize örnek olmasını istiyoruz. Gençlerimiz başımızın tacıdır diyoruz. Ne yazık ki, Nazilli bu sorumsuzluk nedeniyle salgının merkezi haline geldi. Peki, gençlik kendine verilen değere uygun mu yaşıyor?  Sorumsuzluklarına bakınca HAYIR  Nazilli’deki sayısız kafelere bir bakın Allah aşkına. Yüzlerce genç, her biri ne mesafe tanıyor, ne maske takıyor. Bu salgında, sorumsuz hareket etmenin örneğini veriyorlar. Çok üzücü bir tablo. Bu sorumsuzluğun nedenini kim açıklayabilir.. Peki bu tabloya, devletin denetimi nerede? Caydırıcı ceza uygulaması, neden yapılmıyor? Özellikle, denetimden sorumlu olan yetkililer bu tabloyu bir kez daha düşünmeli..  Salgının merkezi haline gelen NAZİLLİ’DE NEDEN DENETİM YOK? BU SORUNUN CEVABINI ANCAK ONLAR VERİR. BU İLGİSİZLİK, GÖREVLERİNE, TOPLUMA İHANET DEĞİL Mİ? Böyle ilgisizliğin ve sorumsuzluğun arkasından beklenmedik dedikodular ve suçlamalar gelir. Bunu da sakın unutmayın. Herkes işini gereği gibi yapmalı. ** İNSAF BE ENERYA! Gerçekten vatandaş, güç günler yaşıyor. Hepimiz evimize elektrik su abonesi olurken verdiğimiz 200 lirayı gözümüzde büyütürüz. Bu paralar bizden depozito olarak alınan ücretlerdir. Doğalgaz abonesi almak için alınan ücret ise inanılacak gibi değil.  Evine doğalgaz tesisatı döşeten bir dostum, yanıma geldi. Burnundan soluyordu. Üzgün ve öfkeliydi. Enerya merkezine abone olarak gittiğini, ENERYA şirketine 775 lira tesis döşeme ücreti ödediğini, ayrıca 600 lira depozito kesildiğini, ağlayacak kadar gergin bir ifade ile yakınarak anlattı. Sosyal devlet yapısına uygun olmayan bir durum. Özelleştirme ile bu hizmetleri alan şirketler, yoklukla mücadele eden ailelere resmen eziyet, işkence ediyor. Her ev için en az 10 bin lira doğalgaz döşeme ücreti, Enerya şirketine 750 lira tesis ücreti, 600 lira depozito, toplam en az 11 bin 350 lira. Bu hayat pahalılığında zaten mutfağında yangın olan bir aile, bunu nasıl öder? Neden devletimiz böyle sorunlara çözüm bulmaz. Halkına yardımcı olmaz. Sosyal devletin amacı bu değil mi? Bu ailelerinde teknoloji yeniliklerinden faydalanmaları doğalgaz ile ısınmaları HAKLARI DEĞİL Mİ? // UMUTLAR, AŞIYA KALDI! Koronavirüs (Covid-19) dünyayı teslim aldı. Dünya tehlikenin büyüklüğünü sezmiş olsa da iş işten geçti. İnsanoğlu aciz kaldı. Virüs katlanarak can alıyor. İnsanlar umutları, Amerika’dan gelen aşıya bağladı.  Amerikan ilaç şirketi Pfizer ile Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin'in kurucu ortağı olduğu Alman biyoteknoloji firması BioNTech'in Covid-19'a karşı geliştirmekte olduğu potansiyel aşının virüse karşı yüzde 90'dan fazla etkili olduğu bildirilmişti.  Daha sonrada bu oranın yüzde 95’e çıktığı açıklandı. BioNTech'in ardından Amerikan biyoteknoloji şirketi Moderna'dan yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı geliştirilen aşıyla ilgili, ümit verici haber geldi. 
Moderna, hala süren çalışmalarda, elde edilen ilk verinin, aşısının yüzde 95,4 etkili olduğunu ortaya koyduğunu açıklandı.
BioNTech, daha önce yaptığı açıklamada, 2020 sonuna kadar küresel olarak 100 milyon ve 2021 sonuna kadar yaklaşık 1,3 milyar doz aşı daha üretmeyi planladığını duyurdu. Dünya bir heyecan içinde tedbirleri bir kenara itip, aşılarla hayat bulacağı günü heyecanla bekliyor. UMUT FAKİRİN EĞMEĞİ GİBİ YE BABAM YE..