Türkiye ekonomisi tüm yaşananlara rağmen pozitif ayrışmaktadır. Enflasyon ve cari açık konusunda gerekli politikalar uygulanmaktadır. Yapısal sorunların çözümü ve sıçrama yapmak ancak bilgi temelli ekonomi ile olabilir yani Ar-Ge, inovasyon ve teknoloji bazlı üretim ve ihracat..
Sadece faiz artışı ile çözülebilecek tek sorun;s orunun çözümüne duyulan inanç olur. Enflasyonun çözümü tek bir kurum Ya da önlemde değildir. Tüm bu yapısal sorunların çözümü için, önce sorunun çözümüne olumlu yaklaşım olması gerekmektedir. Ekonomi ve Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, YÖK ve MEB, ile ilgili konular yerine Aşırı makro yada aşırı hazine konuşuyoruz. Yapısal çözümler dediğimiz sorunların çoğunun çözümü doğru mikro uygulamalarda halbuki. Ekonomik ve sosyal piyasasında yapılan işlemlerin kabaca yüzde 50 işlem sonrası entegrasyon becerilemediği için ciddi bir ekonomik kayıp ve verimsizlikle sonuçlanıyor. Ülkemizde Devlet yönetiminde en büyük sorun siyasetin Hukuk Sisteminin üzerindeki etkisidir. Bu yapısal sorun çözülmeden ülkemizdeki diğer sorunların çözümü imkansızdır. sürekli duvara çarpmaktadır ve alan çalışanları ve akademisyenlerle çalıştaylar düzenleyip bu konuda ciddi adımlar atabilir ve çözüme kavuşturabilir. Umarız ki yargı reformu Ekim 2019 ayında çıkacaktır. Bu önemli bir adım olacaktır.
Ekonominin yapısal sorunları var. Ekonominin düze çıkması için; demokratikleşme sürecinin tamamlanması lazım. Demokratikleşme sürecinin tamamlanması için ise toplumsal sorunların çözümü iç barışın sağlanması şarttır. Demokrasi büyüme için faydalıdır. Siyasal özgürlüğü destekleyen siyasal kurumlar büyüme için faydalıdır. Bu, tabii ki siyasal özgürlük olmadan büyümeye sahip olamayacağınız anlamına gelmez.
Yapısal reformlar, gerçekleştirilmesi maliyetli olduğu için genellikle ekonominin en iyi olduğu dönemlerde yahut kriz dönemlerinde yapılmaktadır. Üzülerek belirtmek gerekir ki, ekonomik açıdan iyi olduğu dönemde fırsatı kaçıran Türkiye, ekonomik açıdan olumsuz bir durumda söz konusu reformları yapmak mecburiyetindedir. Bu nedenle hamaset siyasetinin bir kenara bırakılması ve ülkenin kalkınması için yapısal reformların yapılmasına odaklanılması gerekmektedir.
Bu yüzden anlamayanlar için tekrar edelim: "Hemen hemen her konuda Türk milliyetçi istekleri, Lozan'da Müttefikler tarafından kabul edilmiştir. Ve dünya, tarihte bir eşi daha olmayan bir olayla karşılaşmıştır. Yenilmiş, parçalanmış bir ulusun, bu yıkıntı içinden ayağa kalkması ve dünyanın en büyük ulusları ile tam eşit koşullar içinde karşı karşıya gelmesi ve Büyük Savaş'ın bu galiplerini dize getirerek her isteğini bunlara kabul ettirmesi şaşılacak bir şeydi. "Arnold Toynbee, Türkiye: Bir Devletin Yeniden Doğuşu (syf 152)
DÜZELTME VE ÖZÜR
Sn. Av. Umut Kolcuoğlu’nun 2018 yılında Dünya gazetesinde yayınlamış olduğu: Yöneticiyi koruyan bir kavram: iş insanı kararı ilkesi Adlı makalesini çok beğendiğim için ve sizlerle aynen paylaştığım gibi alıntı yaparak, alıntının kaynağını belirtmeden yayınlandığından saygın kişiliğiyle bu olaydan ne kadar çok üzüldüğünü tahmin edebiliyorum. Bunu kendim adıma büyük bir talihsizlik sayıyor, kendisinden şahsım adına özür diliyorum. Saygılarımla. İMZA : KÖŞE YAZISI