Sanayi üretimi artış eğiliminde ancak bazı önemli sektörler henüz toparlanma eğiliminden uzak görünüyor.
2018 yılı süresince sürekli gerileyen sanayi üretimi aynı yılın son çeyreğinde eksi bölgeye düşmüş ve yıl sonunda en düşük noktaya geldikten sonra 2019 yılında toparlanma eğilimi göstermeye başlamış bulunuyor. Önümüzdeki dönemde enflasyonda birkaç nedenle ciddi düşüşler yaşanacak. Buna karşılık TCMB ortalama faizinin yüksek düzeyde kalmasının enflasyonun düşmesinde etkili olduğu da dikkatlerden kaçırılmamalı. Her şeyden önce ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) parasal sıkılaştırmayı ertelemeleri uluslararası yatırımcıların bir süre daha yüksek faiz veren gelişme yolundaki ülkelere para yatırmaya yönelmesine yol açmış görünüyor. Bu bizim gibi dış kaynağa ihtiyacı olan ekonomilerde döviz girişlerinin artması nedeniyle önce kurlarda düşüşe yol açmış bulunuyor. Kurlarda düşüş bizim gibi üretimde önemli oranda ithal girdi kullanan ekonomilerde maliyet düşüşü yoluyla enflasyonda da düşüş sağlıyor. Üçüncü olarak iç talebin düşüklüğü de enflasyon üzerinde düşürücü baskı yapıyor. Ve son olarak geçen yılın çok yüksek aylık enflasyon verilerinin yerine bu yılın nispeten düşük aylık enflasyon verilerinin girmesi de baz etkisi yoluyla enflasyonda düşüşe neden oluyor.
Piyasalara yansıyan çeşitli açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla Merkez Bankası enflasyondaki düşüşü dikkate alarak peş peşe faiz indirimlerine gidecek gibi görünüyor. Beklentiler ilk faiz indiriminin yüksek oranlı olacağı yönünde yoğunlaşıyor. Önümüzdeki aylarda yukarıda değindiğimiz dış gelişmelerin Türkiye lehine devam etmesi ve bunun TL’nin değerlenmesini desteklemeyi sürdürmesi halinde baz etkisinin de artmasıyla enflasyon düşmeye devam edecek ve muhtemelen düşüş hızlanacak.
Önümüzdeki aylarda oranlar bu tabloya uygun çıkabilir ya da çıkmayabilir, bunlar benim son üç yılı esas alarak yaptığım tahminler ve sadece olası eğilimi göstermeyi amaçlıyor. Büyük birtakım olaylar olmadığı sürece enflasyon baz etkisi nedeniyle düşecek. Ve yine büyük olasılıkla bu düşüş, hükümet tarafından, kurdaki gerilemeye, baz etkisine değil, Merkez Bankası’nın faizi düşürmesine bağlanacak ve faiz düştüğü için enflasyon düştü açıklamalarına yol açacak.
Birbirine koşut iki durum (faiz ve enflasyon) neden-sonuç ilişkisi oluşturamaz. Paranın değeri arabaysa faiz ve enflasyon yan yana iki at gibidir. Birlikte koşar birlikte dururlar. Şayet aksi olursa denge bozulur ve araba devrilmeye kadar gider, Fizik bilimlerde neden – sonuç ilişkisinin karıştırılması, yapılan deneyden sonuç alınamamasına yol açar. Ekonomi, siyasetle içli dışlı bir bilim dalıdır. Ekonomide neden – sonuç ilişkisinin karıştırılması kısa dönemde siyaseten iyi sonuçlar verir gibi görünse de orta – uzun dönemde ekonomide ciddi hasarlara yol açabilir. O nedenle ortaya çıkan bu yeni fırsatı kullanarak gerek siyasal yönetim sistemi ve gerekse ekonomi politikası üzerinde yeniden düşünmekte ve düzeltici adımları atmakta yarar var.
Kurumların bağımsız olmasının devlet ve ekonomi işleyişi açısından ne kadar önemli olduğunu yaşayarak, acı çekerek öğreniyor olmamız(çoğunluk tarafından hala öğreniliyor olduğu söylenemiyor olsa da) ne kadar üzücü. Bir kişinin ağzından çıkacak direktiflere göre 80 milyon insanın kaderinin etkileniyor olması ve dahası bunun ilerisine de geçecek bir sistemin bunca dert arasında canla başla getiriliyor olmaya çalışılması en çok üzen kısım.
İçin de bulunduğumuz durumun çözümsel süreci ne olmalıdır? Tek faktör vardır ki o ‘da : YAPISAL REFORMLAR .