Dünyaya gözlerini ilk açtığı gün, nefesini hissettiğiniz ilk an, gözlerinize bakıp gülüşüne tanık olduğunuz saniyeler asla unutulmaz. Evladınız, bugüne kadar sahip olduğunuz maddi manevi her şeyin üstünde bir değer. Sizin canınız, sizin kanınız. Onun ufacık bir yerine bir şey olsa, sizin yüreğiniz sızlar. Nefesiniz, gözünüz, kolunuz, ayağınız kısacası yaşamak için var olma sebebiniz olan evladınız, büyüdü ve sizden bağımsız bir birey olarak hayata adım atması gerekiyor. Peki, nefesiniz kadar değerli olan çocuğunuzun anaokulu seçiminde dikkat etmeniz gereken şeyler nelerdir?

Güvenli bir ortam mı?

Okul binasının güvenlik açısından önlemlerin alınmış olması, trafiği yoğun olmayan bir fiziksel yapıya sahip olması son derece önemli. Dışardan ziyaretçilerin giriş çıkışlarının kontrol altında olması, çocukların ailenin teslim ettiği andan, teslim alacağı ana kadar, ebeveynlerin ve ebeveynlerin onay verdiği şahıslar haricinde kimseye teslim edilmemesi, çocuğun güvenliği açısından çok önemlidir. Okul binasının gerek merdivenleri, gerekse materyallerinin çocuğun düşmesine, herhangi bir yerine zarar vermeyecek şekilde hazırlanılmış olması alınması gereken önlemlerden bazılarıdır. Kurumun hijyeni, gıdaları kontrol edilmelidir. Özellikle wc ve mutfak ebeveynlerin bizzat incelemesi gereken yerlerdir. Çocukların yediği ve içtiği her şey 72 saat kurum kontrolünde saklanmalıdır. Ve dışarıdan hiçbir gıdanın çocuklara verilmesine müsaade edilmemelidir. Alerjik durumu olan çocukların tespit edilmesi ve bu anlamda özel öğrenci olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Örneğin mantar alerjisi olan çocuğun asla mantarla alakalı bir yiyecek menüsüne dahil olmamasının kontrolü sağlanmalıdır. Anne ve baba çocuğunu okula bırakıp, günlük rutin hayatına devam ederken içinin huzur dolu olması, çocuğun öğreneceği birçok şeyden daha önemlidir.

Sevgi, saygı ve mutlu bir ortam mı?

Güvenli bir ortam sağlandıktan sonra, önemli diğer husus da, çocuğun sevildiğini ve sayıldığını hissettiği bir ortamda mutlu olmasıdır. Her çocuk bir bireydir. Onun duygularına, düşüncelerine koşulsuz saygı duyulduğu bir ortamda öz benliği gelişir. Fikirlerine önem verilen, duygularına tercüman olunan çocuk, kendini ifade edebilir, duygularını yaşayabilir bir birey olarak yetişir. Hiçbir uzmanın sevgisi, anne baba sevgisinin yerine geçemez. Lakin anne baba sevgisinin kutsallığıyla çocuklarına yaklaşabilir. Saçının okşandığının, psikolojik olarak gülen gözlerin kendisinde olduğunu hisseden çocuk mutlu olur. Samimi, içten ve doğallığın olduğu bir okul ortamı çocuk için, sevmenin ve sevilmenin değerini içselleştirir ve mutlu bir ortamda yaşamanın keyfi içinde olur.

Çocuğum hakkında bilgi alabileceğim bir ortam sağlanır mı?

3-6 yaş çocukların fiziksel ve bilişsel gelişimleri son derece hızlı ve takip edilmesi gereken bir süreçtir. Bilişsel, psikomotor ve sosyal gelişimlerinin takip edilmesi ve ebeveynleri ile paylaşılması, ileriki dönemlerde oluşabilecek yanlışların önüne geçilmesi için alınması gereken tedbirlerden biridir. Okul idaresinin ve öğretmenlerin, çocukla ilgili gerçek bilgileri aile ile en şeffaf hali ile paylaşması, gerçeklerin saklanmadan kısa sürede çözümlenmesi, oluşabilecek sorunları minimuma indirecektir. Günlük iletişim defterleri, öğretmenlerin gün sonunda çocuklarını ailelerine teslim ederken ki görüşleri ve haftalık olarak yapılan telefon görüşmeleri ile çocuk-aile –okul üçgeni sıkı bir şekilde ilişkilendirilir. Sınıf mevcudu çocuğum için uygun bir ortam mı? Çocukların sosyalleşmesi, paylaşmayı öğrenmesi, kuralları ve disiplini içselleştirebilmesi için anaokullarının etkinliği çok yüksektir. Arkadaş kavramı bu sınıf ortamında can bulur. Ancak sınıf sayısının gereğinden fazla olması, çocuğun öncelikle güvenliğini tehdit eden, akademik anlamda takibini zorlaştıran bir etkendir. Bu yaş gruplarında ideal sayının maksimum 16 olmasına dikkat edilmelidir. (İki öğretmen eşliğinde olması şartıyla) Bir ana öğretmen, çocukların akademik gelişimleriyle bizzat ilgilenirken, yardımcı öğretmenin asil görevi, ana öğretmene bu süreçte yardımcı olmak, sınıfın düzeni, çocukların kontrollerini sağlamak olmalıdır. Ve hangi şart olursa olsun ebeveynlere söylenen sınıf mevcudunun sabit kalması, aileye sunulan güven açısından son derece önemlidir. Özgür bir ortam mı? 3-6 yaş grubu çocukların özgürce koşabileceği, hareket alanlarının geniş olduğu ortamların seçilmesine dikkat edilmelidir. Sabahtan akşama kadar bir oda içerisine kapatılıp, vakit geçirilmesi sağlanan bir ortam, çocuğun gerek hareket gerekse düşünsel alanını sığlaştırır. Bahçe alanının geniş olması, bahçe oyunlarına geniş yer verilen okul ortamı çocukların özgür alanına imkân sağlar. Öğretmenimiz anne sevgisi ile yaklaşabilecek bir ortam sağlar mı? Anaokulu (anne sevgisi, baba şefkati ile harmanlanmış) bir okul olarak düşünülebilir. Çocukların renkleri, meyveleri, matematiği, İngilizceyi öğreneceği bir ortamdan daha ziyade sevgiyi, saygıyı, paylaşmayı öğreneceği sıcak, samimi ve doğal bir ortam olması gerekmektedir. Anaokulu öğretmeni de, öncelikle çocuğun sevgisini kazanabilen, her çocuğu ayrı ayrı özel görebilen, sabırlı, şefkatli ve de sevgi dolu olmalıdır. Her çocuk anne –baba için çok özel ve değerlidir. Çocuğun sevgisini kazanmak, kaybetmekten çok daha kolaydır. Gerçek anlamda hissiyatlı olarak sevildiğini hisseden çocuklar mutlu olurlar. Bir çocuğa samimi olmadan verilen sevgi asla gerçek olamaz. Gerçek olmayan bu duyguyu da çocuklar hemen fark eder. Öğretmen, çocuğu sımsıcak sevgiyle sever, onu sarar, korur ve onunla bir dünya kurar kendine. Öğretmeninin omzuna huzurla sarılabilen her çocuk için öğretmeni ile kurduğu o bağ çok özeldir. Anne yerine asla geçemeyecek olan öğretmenler, anne sevgisinin samimiyeti ve duyarlılığıyla çocuklarına yaklaşırlar. Çocuğuma bir gelecek gibi mi yoksa bir müşteri gibi mi yaklaşılıyor? Ebeveynler için en hassas konulardan biri de, tamamen ticari düşüncelerle çocukları üzerinden duyguların sömürülmesidir. Çocukları için çalışan, çocukları için her şeyin en iyisini yapmak için uğraşan ebeveynler için, çocuğuna harcadıkları paranın hiçbir önemi yoktur. Ancak bu duygunun sömürülmesi anne baba için güvenin sarsılmasına neden olmaktadır. Her ay, acaba bu ay ne istenecek diye düşüncelerin olması, ebeveynleri endişelendirmektedir. Çocuğunuzu emanet ettiğiniz kurumun, evladınızın masum bir gelecek olduğunu, onun üzerinden ince hesaplar yaparak para kazanma düşüncesinde olmamalarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Çocuğumun yemekleri kontrol ediliyor mu ve çocuğum doyuyor mu? Okul mutfaklarının sağlık bakanlığı tarafından kontrol ediliyor olması, çocukların yediği, içtiği her gıdanın 72 saat saklanıyor olmasına çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Dışarıdan faturasız olan hiçbir gıdanın çocuklara verilmediğini ebeveynlerin takip etmesi gerekir. Alerjik durumların göz ardı edilmeden sıkıca takibin yapılması da çocuğun sağlığı açıcından son derece önemlidir. Her anne babanın en çok merak ettiği konulardan biridir. Çocuklarının düzenli yemek yememesinden ve ısrar edilmediğinde aç kalmasından korkan ebeveynler, profesyonel yaklaşımı olan öğretmenlerin nezdinde bu korkularını yenmeleri mümkün olabilir. 3-6 yaş grubu çocukların yemeklerinin kendilerinin yemesini sağlamak, temel ihtiyaçlarını karşılayabilme açısından önemlidir. Ancak birinci öncelik çocukların aç kalmamasıdır. Çocuklara bitirebileceği miktarda yemek verilmelidir, öğretmenleri tarafından istekleri ve ikinci tabakları takip edilmelidir. Oyunlar eşliğinde, arkadaşlarıyla birlikte grup bilinciyle çocukların yeme alışkanlıkları düzene sokulabilmektedir.