Bilim insanları, renklerin psikolojik etkilerinden, farklı yaş grupları ve cinsiyetlerin farklı boyutlarda algıladığı renklerden söz ederler. Şüphesiz sözünü ettikleri biyolojik ve fizyolojik bir olgudur. Buna karşın renklerin algılanmasının sosyolojik bir yönünün de mevcut olduğunu düşünenlerdenim. Özellikle ülkemizde adım başı farklı renkler, farklı desenler, farklı motifler söz konusu… Hele ki benim doğduğum, büyüdüğüm ve hizmet verme şansına eriştiğim ilçede… Otuz altı mahallenin otuz altısında gördüğümüz renkler ve tüm o renklerin başkanı olabilme hedefimiz, gayretimiz bizleri ilçe dışındaki çalışmalarımızda da güzel sonuçlara eriştiriyor. Çünkü mavi, sadece maviyi görenler için mavidir, bazıları içinse gökyüzündeki, sudaki, çiçeklerdeki yansımalarıyla farklı isim ve özelliklere bürünür. Kırmızı, sadece kırmızıyı görenler için kırmızıdır, ancak kimine göre vatan aşkı, kimine göre neşe, kimine göre dikkat kesilmektir. Benim güzide ülkemin en güzel şehirlerinden biri olan Aydın’da da her bir ilçe, her bir ilçenin farklı mahalleleri, her bir mahallenin farklı sokakları bir sanat eseri gibi renklere sahip, okumayı bilene…. Bu kadar renkli ve müstesna bir sahaya sahipken, paletten sadece kolayımıza gelen renkleri seçerek, tuvale sadece o renkleri aktarırsak, sadece belli tonların temsiliyetini sağlarsak, herkesin başkanı olamadığımız gibi vicdani bir işin de mümessili olmayız. Örnekleri yanı başımızda mevcuttur, bilen bilir. Bu anlamda büyüklerimizle küçüklerimizle, üreticimizle esnafımızla, kadınımızla erkeğimizle, herkesin derdini dinleyen, herkes için çözüm üreten, herkesi kucaklayan bir politika olmazsa olmazımızdır. Gökkuşağı dahi yüce Allah tarafından yedi farklı renk ile yaratılmışken toplumdaki herkes için, herkesin fikirleri ile herkes ile birlikte üretmek ve yönetmektir asıl zanaat. Bu zanaatı layıkıyla yapamayanların da tarihin tozlu sayfalarına karışmaları yakındır. O zaman tam da baharı ortaladığımız şu günlerde etrafımızdaki renklere bakıp bir düşünelim. Aydınımızın güzel renklerinin bin bir tonunun farkında olan ve o renkleri onurlandıran bir sistem içinde miyiz? Yoksa değil miyiz? Ben yüce Aydınlıların yanında olmak için kilometrelerce yürüdüğüm her günde bu sorunun cevabı hakkında fikir edinebildiğim bir bilgi düzeyine erişebilme şansını yakaladım. Yakın zamanda bu cevapların tümünü kulaklarını tıkayanların dahi duyacağına eminim.