Osmanlı imparatorluğunda 19 yüzyılın ilk yarısında yabancı bankalar faaliyetlerine başlamıştı. Çiftçiler bu bankalardan para alıyor, yüksek faizler nedeniyle geri ödemede sıkıntıya düşüyorlardı. Bu dönemde Balkan Yarımadası'nda Niş kenti valisi olan Mithat Paşa, çiftçilerin devlet yardımına ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. İşte bu düşünceyle 1863 yılında oluşturulan ve adına "memleket sandıkları" denilen organizasyon, millî bankacılığın ilk örneği olarak tarihe geçti. Memleket sandığı, bir nevi kooperatif gibi çalışıyordu. Bu sandıklar ülkenin her yanına yayıldı. Büyük ilgi gördü. Toplanan paralar sandıkta biriktiriliyor çiftçiye hasat zamanı geri vermek şartıyla veriliyordu. Bir nevi çiftçi dayanışmasıydı. Memleket sandıklarıyla ilgili 1867 yılında Memleket sandıkları nizamnamesi çıkarılarak sandıkların yaygın hala gelmesi hedeflendi. Daha sonra,1883 yılında, memleket sandıklarının amaçlarına sadık kalınarak ve gelişmesini engelleyen sorunları çözmek için yapısal değişikliklere gidilerek menafi sandıkları kuruldu. Menafi sandıkları merkeze bağlanırken, Kayıt, muhasebe gibi çağdaş düzenlemeleri de içeren bir yapıya dönüştürüldü. Menafi Sandıkları da 15 ağustos 1888'de günümüzün Ziraat Bankasına dönüştü (1) Ziraat Bankası devletin sübvansiye ettiği düşük faizli kredilerle (yüzde 8) üreticilerin tüm bitkisel ve hayvansal üretimlerini destekleme görevini başarıyla günümüze kadar sürdürdü. Ancak 2016 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla 5O milyon sermayeli Türkiye Varlık Fonu yönetimi A.Ş'nin kurulması, bir yıl sonra da (5 Ocak 2017) bu fona Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası AŞ, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), Türkiye Petrolleri AO (TPAO), Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ (PTT), Borsa İstanbul AŞ, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ'nin (TÜRKSAT) sermayelerinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı, Türk Telekomünikasyon AŞ'nin yüzde 6,68 oranındaki Hazineye ait hissesi ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (Çaykur) hisselerinin aktarılması üreticilerde bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden oldu... Hükümet Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş'yi ana faaliyet konusu fonların kurulması ve yönetimi olan, sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek amacıyla kurulduğunu açıklamıştı. Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın Varlık fonunun işleyişiyle ilgili verdiği demeçte (2) "Burası bir ticarethanedir. Gelir elde ederseniz, ülkenin vergi yasalarına göre kurumlar vergimizi ödeyeceğiz. Temettü, kârımızı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tavsiyesine uyarak, diğer bankalar gibi 4-5 yıldır sermayeye ekliyoruz. Ziraat Bankası bundan sonra da kârı bünyede tutarsa sermayeye ekler. Tutmaz ise bunu sahibine öder, sahibi kamudur. Bizim patron kimse patrona öderiz; patron da onu kamuya verir. Patron da Varlık Fonu’dur. Hisseyi kim temsil ediyorsa, temsilen temettüyü alır. Ama sonuçta bunlar Türkiye Cumhuriyeti devletine gider” dedi. Genel müdür demecinde net olarak söylediği, patronun artık değiştiğini Ziraat Bankası’nın bundan sonra bir ticarethane gibi yönetileceğini söylemesinden açıkçası endişelendim. Ziraat Bankası’nın Çiftçiler için ne anlama geldiğini en iyi üreticiler bilir. Onlar için Ziraat Bankası kara gün dostudur. Hasat kötü gittiğinde şu yada bu nedenle Ziraat Bankasına borcunu ödeyemediğinde kendi kurduğu bankanın elindeki ekmek teknesi olan toprağını hemen elinden almayacağını, kendisine bir çözüm sunacağını bilir. Bence kredi verecek patron değişince kredi alma koşulları da değişecek. Şimdilik geçiş aşaması. Henüz sistemde bir değişiklik yapılmadı. Ziraat Bankası 2016 yılındaki karı 6.58 milyar. Bu karı sermayeye eklense bile patronun istediği yerde harcama yetkisi olduğu için otoyola, üçüncü köprüye harcamasının önünde bir engel var mı? Yok Evet endişeliyim. Bugün itibarıyla Ziraat Bankası’nın çiftçiye verdiği kredilerde değişiklik yok. Doğru. Ancak fonun borç almada kefil olarak kullanılmasından kaynaklanan sıkıntılar meydana gelir, bankanın verdiği tarımsal krediler de azaltmak ve daha kötüsü kredi verememe durumuna düşerse üreticilere çok zor geçecek günler gelir. Ziraat Bankası’nın mevcut işleyişinin varlık fonu kurulmasından sonra sürmesi, hep böyle devam edeceği anlamına gelmez. Yanılmayı en çok ben isterim. Son olarak çiftçi örğütlerinin özellikle TZOB'un konuyla ilgili sessizliğini anlamakta zorlandığımı belirtmeliyim... (1) Ziraat Bankası.com.tr (2)Ziraat Bankası Genel müdürü Hüseyin Aydın(10 şubat 2016 Hürriyet.com.tr