Kuşadası'nda, 40 yılı aşkın bir süredir kanser teşhisi almış hastaların mücadelesine destek veren isim Kuaför Kenan Kaya. Zor geçen kemoterapi süreçleri neticesinde saçları dökülen hastalara verdiği ücretsiz peruk desteği ile gönüllere taht kuran Kaya ile projesini ve verdiği hizmetin sıcacık hikayesini konuştuk.
Kenan Bey nasıl başladı bu hikaye?
Bir gün çalan bir kapı Kuaför Kenan Kaya'nın hayatını değiştirir. O günü hayatının en özel günlerinden biri olarak anımsayan Kaya, yaşadığı olayı şu şekilde aktarıyor; ''Dükkanımda oturduğum bir gün içeri kanser hastası olduğunu söyleyen biri girdi. Sandalyeye oturup hikayesini ve hemen akabinde benden ne istediğini anlattı. Görmekte olduğu kemoterapi tedavisi nedeni ile saçları dökülmeye başlamıştı. Birlikte istediği saç modeline, uzun ve kısalığına karar vererek uygun peruğu bulduk. O kapıdan içeriye ilk girdiği andaki mutsuz yüz ifadesi dün yaşanmışçasına aklımda. Üzgün, yorgun ve mutsuz. Peruğu taktığımız zaman uzun bir süre ve sessizlik içerisinde aynada kendisini seyretti. Eliyle saçına şekiller verdi. Akabinde sadece bir cümle kurabildi gözyaşları içerisinde, ''Allah senden razı olsun Kenan abi''. Bu duyguyu bugün anlatırken bile boğazım düğümleniyor yani öyle muhteşem bir andı bizim için.
Kuşadası ve çevresinde kanser tedavisi gören hastalar arasında umudun adı olarak tanınıyorsunuz. Bir tek perukla başlayan hikaye 40 yıldır hayatınızın merkezinde. Bunu size ait bir misyon olarak görmek yanlış olmaz diye düşünüyorum.
Yaşadığım o olayın ardından insanların hayatına dokunabilmenin gerçekten farkına vardım diyebilirim. Burada asıl konu empati aslında. Çünkü, kanser ya da buna benzer hastalıkların yaşanmadan anlanamayacağı kanısındayım. Benim başıma gelmez dememeyi de belki bu olayın akabinde gerçekten öğrendim. Empati her zaman ve her şekilde kurulabilir. Ben empati kurarak; kendimi karşımdaki insanın yerine koyarak hareket etmeye çabaladım. Mücadeleye ortak oldukça daha fazla ne yapabilirimin derdine düştüm. Zaman içerisinde dükkanım kanser hastalarının daimi uğrak noktası haline geldi. Mutluluk ve umut bir anlamda zincirin halkaları misali birleşerek çoğaldı. İlk başlarda Kuşadası'nda iyice şekillenen hikaye ardından çevresine de ulaştı. Kulaktan kulağa duyulmanın yanı sıra sosyal medyada çıkan haberler ve insanların paylaşımları ile kısa sürede bu desteğimi bir misyon haline getirdim diyebilirim. Bugün 900'ün üzerinde kanser tedavisi gören hastaya peruk hediye ederek mücadelenizde ben de varım diyebilmenin mutluluğunu yaşıyorum ve desteğim gücümün yettiği yere kadar da devam edecek.
Kanser tedavisi gören hastalara perukları hiçbir ücret talep etmeden hediye ettiğiniz doğru mu?
Evet, kanser hastası olan ve tedavi süreçlerinde saçları dökülen ya da tamamen saçlarını kaybeden hastalarımıza perukları tamamen ücretsiz olarak hediye ediyorum. Burada amacım para kazanmak olmadı hiçbir zaman. Amacım bir tek insan dahi olsa birinin hayatına dokunabilmektir. Bu hayatta bazı şeylerin karşılığı asla para ile ölçülemez işte benim yaptığım da böyle bir olay. Dükkanımdaki koltuğa 7 yaşından 70 yaşına kadar kanserle mücadele eden insanlar oturuyor. Yaşadıkları zamanlar gerçekten de çok zor. İstedikleri tek şey eski sağlıklı günlerine kavuşmak ve bu zaman içerisinde yaşayacakları en küçük moral desteği mücadelelerinde herşeyden fazla önem teşkil ediyor. Ücretsiz hediye ediyorum çünkü en az onlar kadar hayata yeniden sımsıkı bağlanmalarını istiyorum. Elimden gelen bu ve inanın fazlasını yapabilsem hiç tereddüt etmeden de yaparım.
Sizden peruk almak isteyen kanser tedavisi gören hastalara perukları hediye ederken bir kriteriniz oluyor mu? Yoksa her talepte bulunana kapınız açık mı?
Burada bir kayıt defterim ve kanser hastası olduğunu beyan ederek peruk talebinde bulunanlara özel başvuru formum var. Peruğu hediye etmeden önce iletişim bilgilerini ve hastaneden almış oldukları raporu göstermelerini istiyorum. Hastalardan her zaman peruğu istediklerine dair onay alıyorum. Bu bilgiler ışığında dükkana gelen herkese yardım etmeye çalışıyorum.
Perukları araştırdığımız zaman günümüzde çok ta ucuz olmayan bir ürün olarak çıkıyor karşımıza. Kuşadası'nda yaşayan emekli bir insansınız. Peruğu hediye ettiğinizi göz önüne alarak sormak istiyorum, peruğun yapım aşamasından dükkana gelinceye kadarki süreç maddi anlamda sizi zorlamıyor mu?
Bu işe gönül verdiğim ilk zamanlarımda bu iş devam ederse nasıl altından kalkarım diye inanın hiç düşünmedim çünkü aynaya yansıyan mutlu gülüşler her şeye değerdi ve evet bugün de aynı duygular içerisindeyim. Ben, 40 yıldır Kuşadası'ndaki bu dükkanda hizmet vermekteyim. Aydın Ses Gazetesi'nde, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde o güne özel olarak yine kanser hastası bir kadın arkadaşımıza peruk hediye ettiğim ile ilgili verdiğim röportajın akabinde, Kuşadası ve çevresinin yanı sıra yurt dışından da çok sayıda peruk talebi ve teşekkür mesajı aldım. Günümüz şartlarında maliyetli bir iş peruk ve bugün her bir insana yetişebiliyorum dememe imkan yok. Gönül isterdi ki herkese yetişebileyim ancak benim de elimden bu kadar geliyor.
Bu noktada iyilik akımının çoğaltılarak yaygınlaşması doğru bir adım olur diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?
Aslında amacım her zaman bu oldu. Kuşadası'nda tek başıma gelen taleplere yetişemiyorum. Sadece Kuşadası'ndan değil çevresinden de talep geliyor peruğa. Bu noktada iyilik akımının çoğalmasını isterdim. Bu hizmeti veren diğer arkadaşlarımın da destek olmaları bu noktada, çok daha fazla insana dokunabilme noktasında büyük önem taşıyor. Kanser hastalığı ile savaş veren insanlar tanıdım ben. Saatlerce konuştum onlarla ve bu dükkandan içeri giren insanlara destek olmak istiyorum çünkü yaşadıkları durumu bilen ve hikayelerinin en yakın tanıklarından birisiyim. Kimsenin, bu dükkandan içeri mutsuz girerek yine mutsuz ayrılmasını istemiyorum buna gönlüm de asla razı olmaz. Bu desteği ben bu kentte verebiliyorsam farklı il ve ilçelerdeki peruk satan arkadaşlarım da yapabilir diye düşünüyorum. Bir kampanya başlatarak iyilik akımının çoğalmasına destek verebilirler ve bu sayede çok daha fazla insanın hayatına dokunarak mutluluğu büyütebiliriz.
Röportajımız devam ederken Kaya'nın ücretsiz peruk hediye ettiği ve tedavisi devam eden kanser hastası Meltem Ufuk ile tanışma fırsatı yakaladık. Kendisine proje hakkındaki düşüncelerini sorduk.
Kuşadası'nda yaşayan 40 yaşındaki Meltem Ufuk'a doktorlar lenfoma kanseri tanısı koyar. Gördüğü kemoterapi tedavilerinin ardından saçları dökülen Ufuk'un toparlanma evresinde yolu Kaya ile kesişir. Kenan Kaya'nın kanser ile mücadelesinde en büyük moral kaynaklarından bir tanesi olduğunu anlatan Ufuk, sözlerine şu cümlelerle devam ediyor, ''Hastalığa yakalandığım zaman saçlarımın durumunu çok önemsememiştim ancak zaman içerisinde özellikle de bir kadın için saçın önemini daha iyi anladım diyebilirim. Belki de bu yüzden tedavi sürecim içerisinde henüz saçlarım dökülmeden üzülmemek adına saçlarımı kendim kestim. Sokağa çıktığım zaman insanların bakışları ya da soru sormaları beni de çoğu zaman zorladı. Ancak şu anda bu koltukta oturmak ve istediğim saç modeline bu peruk sayesinde kavuşmak inanın muhteşem bir duygu. Saçlarımı gerçekten çok özlediğimi anladım. Ben mücadeleme devam edeceğim. İnsan böyle bir hastalıkla mücadele ederken hayatı her şeyi ile değişiyor. Peruk konusunu ilk zamanlar çok ta düşünmüyorsunuz ancak zamanla hayata daha sıkı tutunabilme adına peruğun gerekliliğini anlıyorsunuz. Şu an çok mutluyum. Kenan abiden verdiği destekten ötürü Allah razı olsun.''
Kenan Bey son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mı?
Öncelikle bana zaman ayırıp hikayemi dinlediğin için Aydın Ses Gazetesi'ne teşekkür etmek istiyorum. Sizler de bu göreviniz ile iyilik akımımızın bir halkası oldunuz. Bu dünyada iyi insanların var olduğunu biliyorum. Bu koltuğa oturan insanları anlamak için kanser ya da farklı bir hastalık teşhisi almamıza gerek yok, sadece empati yapmamız yeterli. Bu noktada birlik olabilmeyi diliyorum. Beraber olursak çok sayıda insana ulaşabiliriz ve bu sayede çok daha fazla insanın hayatına dokunarak mutluluğu çoğaltabiliriz. Hastalıkla mücadele eden herkese acil şifalar diliyorum. Umarım en kısa zamanda sağlıklarına kavuşurlar ve farklı ortamlarda bugünleri yad ederiz.
