Avrupa'nın kuzeyinde kendi haline bir ülke olan İzlanda bir çok bakımdan enteresan bir ülkedir. İzlandalılar resmen bizim soyadı kanunundan önce yaşadığımız gibi yaşıyorlar. Babalarının adlarını eğer erkeklerse sonuna son (oğlu); kadınlarda dottir (kızı) şeklinde eklerle taşıyıp soyadı yapıyorlar. Her öğünde, her ara öğünde tüketmeyi sevdikleri sosisliyi ülkenin her köşesinden temin edebilecek durumdalar. Teknolojik ve bilimsel olarak gelişmiş olsalar da ülkenin yüzde 80'lik bir oranı elflere inanıyor. Hatta yaşadıkları konuşulan yerlere onlar için evler bile yapıyorlar. Bebeklerini sıfır derecenin altında dışarıda bekletiyorlar. Böylelikle yetişkin bir birey olana kadar sağlıkları gelişiyor ve bağışıklık kazanıyorlarmış. Ateş ve Buzun toprağı adını alan İzlanda'da o kadar çok aktif volkan ve o kadar soğuk bir hava var ki kar yağışı ve yangını bir arada görmek mümkün. Ayrıca yazları bazen günün 24 saat aydınlık olduğuna da şahit olabilirsiniz. Avrupa'da ortaya çıkan son ülke diyebiliriz. 9. yüzyıldan, 20. yüzyıla kadar oldukça izole bir şekilde hayatına devam eden ülkede tarım ve balıkçılık oldukça önemli bir yer tutuyor. İzlanda topraklarının büyük bir kesimi sert hava şartlarından dolayı tarıma elverişsizdir. Ancak yüzde 0,5’inde tarım yapılabilmektedir. Buna rağmen nüfusun yüzde 11’i tarım sektöründe çalışmaktadır. Başlıca ürünleri hayvan yemi, patates ve şalgamdır. Ortalama 300 bin nüfuslu İzlanda ile 80 milyon nüfuslu Türkiye arasındaki ekonomik ilişkide tuhaftır. 2016 yılında İzlanda‘ya ihracatımız 27 milyon Dolar, İzlanda‘dan ithalatımız 28 milyon Dolar ve ikili ticaret hacmimiz 55 milyon Dolar olmuştur. Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) yayınladığı rapora göre, İzlanda, enerjisinin yüzde 70'ini hidroelektrik santrallerinden, yüzde 20'sini ise jeotermal kaynaklardan ürettiyor. Uzmanlara göre, ihtiyacı olan enerjinin tamamına yakınını yenilenebilir kaynaklardan karşılayan İzlanda'nın bu durumu, ülkenin sahip olduğu jeopolitik konum ve volkanik bir dağa yakın olmasından kaynaklanıyor.  İzlandalı enerji şirketi Reykjavik Enerji'nin iletişim sorumlusu Eirikur Hjalmarsson, İzlanda'nın coğrafi koşullarının ülke için büyük avantaj olduğunu ve bu avantajların ülkeyi hidroelektrik ve jeotermal kaynaklar açısından zengin kıldığını söylüyor. Teknolojinin avantajlarını kullandıklarını ve şartların olgunlaşmasıyla fırsatları değerlendirdiklerini ifade eden Hjalmarsson, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'ndaki ulaşım zorlukları ve fosil yakıtların pahalanması gibi gelişmelerin kendilerini yerel kaynaklara yönlendirdiğinin altını çiziyor.  İzlanda Ulusal Enerji Kurumu tarafından yayınlanan raporda, İzlanda'nın geçen yıl kullandığı elektriğin yüzde 71'ini hidroelektrik santrallerden (bu arada bizim halkımız heslerede karşı), yüzde 24'ünü ise jeotermal kaynaklardan sağladığı belirtildi. (Yani İzlanda elektrik enerjisi üretirken hemen hemen hiç karbon üretmiyor). Kurulu gücü 2 bin 579 megavat olan ülkenin ana enerji kaynaklarını 690 megavat elektrik üreten Fljotsdalsvirkjun Hidroelektrik Santrali ve Bürfell, Hrauneyjafoss, Blanda, Sigalda, Sultartangi ve Vatnsfell santralleri oluşturuyor.  Yayınlanan verilere göre, İzlanda'nın ürettiği jeotermal enerjinin yüzde 43'ü ısınma, yüzde 40'ı elektrik üretimi ve kalan yüzde 17'si ise havuzlar, kar eritme çalışmaları ve sanayi için kullanıldı.  Kişi başına milli geliri 42 bin dolar olan İzlanda bu konuda dünyada 17. ülkedir. Kişi başına milli geliri 10 bin doları bulmayan Türkiye ise maalesef bu sıralamada ilk 20’de kendine yer bulamıyor.  Ve biz şimdi kendi öz kaynağımız olan jeotermal enerjiyi yeraltına hapsetmek için,konu hakkında bilgisiz ve bilinçsiz halkı gaza getirip kamuoyu oluştururken, evlerimizi Rusya'dan satın aldığımız doğalgaz ile, hemde Avrupa'da çevreyi kirlettiği için kullanımı yasak olan yoğuşmasız ucuz kombilerle ısıtıyoruz. Neden? Çünkü yoğuşmalı kombi pahalı. Maalesef 3 kuruş paraya kıyıp yoğuşmalı kombi taktırmayarak çevreyi daha fazla kirleten; Dört bir tarafı doğal kaynak dolu canım ülkemde elektrik bile yine rusyadan aldığımız doğalgazla üretilirken hiiiç sesi çıkmayan canım halkım, konu jeotermal olunca çevreci oluyor. Uyanın AYDIN’lılar rant baronları sizinle oyunuyor...