Gencecik bir beden, yeni kurulmuş hayatlar ve hayaller... Maalesef ki yarım kalmış sevgiler. Bir evlat düşünün. Doğduğu ilk günden itibaren kuşun kanadından bile esirgenen, üşümesin diye anasının kollarında sarılıp sarmalanan, babası ağlamasına dayanamadığı için dolu gözlerini ondan kaçıran. Ne emeklerle, ne hayallerle büyütülür yavrular. Adımını atmaya başladığı ilk günden itibaren, koşuşturmanın başladığı hayat mücadelesinde ananın babanın yüreği kuş gibi ürkektir aslında. Yavrusu, en değerlisi için dudaklarındadır dualar. Ve bir gün, yine bir evlat gelir, sebepsiz yere o anadan babadan, yardan alıverir o kendinden bile sakındıkları evladını. Ceren Öğretmen için ağladı yürekler. Ama asıl insanlığımıza ağladı tüm vicdanlar.  Onu yerlere göklere sığdıramayanlar, toprağa verirken tek bir şey istedi. İnsan olmak önemli. Ne kadar basit bir istek aslında, bir o kadar da önemli. Bizler mesleki kariyer, para kazanma, lüks bir ev ve araba peşinde koşan insanlar, unuttuk mu asıl önemli olanın insan olabilmek olduğunu. Doktor, avukat, mühendis olmayın insan olun diye feryat eden gencecik öğretmenimizin eşinin isteği, ne çok dersin çıkartılması gereken bir cümle aslında. Çocuklarımıza büyüyünce ne olacaksın? Sorusu yerine ne olursan ol ama insan ol diyebiliyor muyuz hepimiz. Büyüklerine saygı, küçüklerine sevgi, insan yaşamına hürmet, hayvanların da bir can olduğu dersini verebiliyor muyuz aile olarak. Arkadaşı istediğini yapmayınca, öğretmeni istediği notu vermeyince canavar kesilip çocuklara haksızlık mı yaptık? Biz nerede hata yaptık? Bir can , bir canı hiç düşünmeden yok edebilir oldu? Karınca yuvası görünce yolumuzu değiştiren, yardıma ihtiyacı olanı görünce elindekini paylaşan, komşusu açken tok uyumayan, canı yanmasın diye hassas davranan nesiller nerede? Sevgili anneler, babalar; Hayatta en önemli şey evlatlarımıza güzel bir gelecek bırakabilmek. Ama daha da önemlisi, güzel gelecekte hayırlı evlatlar yetiştirebilmek. Çocuklarımız elbette bir yerlerde olacaklar, kimi doktor, kimi müzisyen, kimi avukat, kimi garson, kimi…. bizim onlara verdiğimiz sevgi ve ilgi ile bağlantılı olarak her şey. Çocuğun başarısı öncelikle insan olarak değerlendirilmelidir. Çocuklarımıza insan olmayı öğretememek de bizim başarısızlığımızdır. Sadece kopya çektiği için müdahale eden öğretmenin yaşamını düşünmeden gözü kararan gençlerimiz olmamalı. Ama asıl, hakkıyla kazanması gerektiğini öğretemeyen, şişirmelerle başarıya götürülmeye çalışılan, sadece ve sadece paranın gücüyle bir yerlere getirilen evlatları yetiştiren aileler hiç olmamalı. Her dediği yapılan, saygısızlığına ses çıkarılmayan aileler olmamalı, olmamalı ki hiçbir ananın babanın yüreği böyle evlat acılarıyla yanmasın. Çocuklarımıza yapacağımız en büyük haksızlık ona insan olabilmeyi öğretememek olacaktır.  “Benim genç arkadaşlardan isteğim, doktor, avukat, öğretmen olmaktan daha önemli olan insan olmaktır” cümlesi bir daha söylenmesin. Böyle bir söze söylemeye gerek kalmasın. Biz öle güzel bir dünya kuralım ki, masum , temiz ve insan dolu.